basın özetleri 06.08.25

Filelefteros gazetesinin ana haberi:

"Bizi ateşin içine göndereceklerdi" – Yangından etkilenen köylülerden ve muhtarlardan şok edici ifadeler – Travma sonrası stres ve psikolojik sorunlar halkı vurdu – 50 kişi yardım talep etti, 20 kişi ise OkyPi (Devlet Sağlık Hizmetleri Kurumu) tarafından tespit edildi

23 Temmuz'da, insanların malları yarı dağlık bölgede, özellikle Limasol’da yanarken, Sivil Savunma’nın tahliye yapmadaki yetersizliği, dünkü Meclis’teki uzun oturumda gündeme getirildi.

Kilani köyünün muhtarı, Sivil Savunma’nın köy sakinlerini resmen alevlerin içine gönderdiğini söylediğinde tüm salon sarsıldı. Diğer muhtarlar da bu açıklamayı destekleyen ifadelerde bulundu. Tarım Bakanlığı Müdürü ise Avustralya’ya yaptığı seyahat nedeniyle eleştirilerin hedefi oldu.

*

Politis gazetesinin ana haberi:

Koordinasyon eksikliği ve iletişimsizlik teyit edildi – Dün, ölümcül yangınla ilgili üç Parlamento komitesinin oturumu fırtınalı geçti

Yangınla mücadelede yer alan tüm bakanların ve daire müdürlerinin Meclis’te hazır bulunduğu toplantıda, hata ve eksikliklerin kabul edilmesine karşın hiçbir sorumluluk üstlenilmedi. Bakanlar cevap vermek yerine çeşitli bahaneler öne sürdü ve ortamı yumuşatmaya çalıştı.

Ancak ilk kez hem polis hem de Kamu Düzeni Bakanı tarafından yangınların kundaklama sonucu çıkmadığı açıkça ifade edildi.

Yapılan açıklamalardan anlaşıldı ki, yangının merkez cephelerinde kaos ve panik hakimdi. Bu durum büyük ölçüde koordinasyon eksikliğinden kaynaklandı; ilgili tüm birimler kendi önceliklerine göre, bağımsız şekilde hareket etti.

*

Haravgi gazetesinin ilgili ana haberi:

“Ben değilim…” sorumsuz sorumlu yetkililerin dediği buydu – Sorumluluklar hâlâ birçok kişinin başının üzerinde asılı duruyor

Bakanlardan yangınla ilgili hiçbir siyasi hassasiyet gösterilmedi. Cumhurbaşkanı ise suç ortaklığına varan bir sessizlikle seyirci kaldı.

Tarım Bakanı sözlerini geveledi… Öte yandan yangınlardan sorumlu koordinatör, Cumhurbaşkanı tarafından Avustralya’ya gönderilmişti.

İtfaiye şefi ise, resmi olarak koordinatör olarak atanmadığı halde, daha kötü sonuçların önüne geçmek için koordinasyonu kendisinin üstlendiğini söyledi.

Habere göre;

AKEL milletvekili ve İçişleri Komitesi Başkanı Aristos Damyanu, İçişleri, Tarım ve Çevre Komitelerinin oturumunu açarken, hükümetin dağlık Limasol bölgesindeki ölümcül yangınlar konusundaki “trajik, ağır ve inkâr edilemez” sorumluluklarını gözler önüne serdi.

Aristos Damianu, hükümetin boş çıkan açıklamalarını hatırlattı. 3 Haziran 2025'te Hükümet Sözcüsü, “Bu yılki yangın sezonuna Kıbrıs Cumhuriyeti her zamankinden daha hazırlıklı ve güçlendirilmiş şekilde giriyor” ve “Hükümet tamamıyla operasyonel hazırlıklı durumda kalmaya devam ediyor” ifadelerini kullanmıştı.

Damianu “Sadece iki ay sonra, gerçekler acımasız şekilde ortadadır,”

“İki insanımızı kaybettik, evler ve yapılar yıkıldı, tarım alanları ve anıtlar yok oldu, binlerce yurttaşımızın emeği ve mal varlığı kül oldu. Son on yılların en büyük çevresel felaketi, bu hükümetin döneminde yaşandı” dedi.

AKEL milletvekili, bu trajedinin Meclis’in zamanında uyardığı ihmallerin sonucu olduğunu vurgulayarak “Bilimsel verilerle desteklenmiş, çok sayfalı raporlar hazırladık ve öneriler sunduk. Bu öneriler ne zaman, nasıl ve kim tarafından uygulandı?” diye sordu. Ayrıca, Solya’daki yangının ardından verilen 38 taahhütten yalnızca çok azının hayata geçirildiğini vurguladı.

*

Alithia gazetesinin ana haberi:

Kimi kandırdıklarını sanıyorlar? – Meclis, ölümcül yangın konusunda hükümeti bütünüyle ifşa etti – Siyasi sorumluluklar artık fıkraya dönüştü - Nihayetinde Andreas Grigoriu’nun yokluğunu kim onayladı? Panayotu mu, yoksa Hristodulidis mi?

Yangınlardan sorumlu genel koordinatör Andreas Grigoriu’nun Avustralya’ya gitmesi siyasi onay gerektirir. Hükümet ise bu devlet başarısızlığını kamu görevlilerine yüklemeye çalışıyor ve sistematik olarak siyasi sorumluluk almayı reddediyor.

Şimdi Amerikan uzmanlarını bekliyorlar. Ancak yetkili kurumların raporları; gecikmeleri, koordinasyon eksikliklerini ve devlet mekanizmasındaki yetersizlikleri açıkça ortaya koyuyor.

Cumhurbaşkanlığı, hesap vermek yerine göz boyama hedefli yönetim ve duygusal söylemlere yatırım yapıyor. Oysa halk ve köy muhtarları net cevaplar ve istifalar talep ediyor.

*

Kıbrıs Rum gazetelerinin diğer haberlerinden bazıları:

Alithia gazetesinden bir haber:

Tarım Bakanlığı’nda yapılan pek çok işlem usulsüz – Sayıştay: Avrupa Birliği’nden Kıbrıs’a ağır para cezaları riski

Turistik gelişim projelerinde, siyasi nüfuzu olan kişilere ait yapılarda gerekli izinler olmadan yasadışı uygulamalar yapıldığı belirtildi. Sayıştay bu durum için yolsuzlukla mücadele kurumu olan Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu'na kadar yansıttı.

Tarım Bakanlığı'nın personel sayısı şu anda 3.210 kişi, yıllık giderleri 435 milyon euro, buna karşılık gelirleri 220,2 milyon euro seviyesinde.

*

Politis’te ekonomi dünyasından şöyle bir haber yer alıyor:

Kıbrıs Bankası 2025’in ilk yarısında 235 milyon euro kâr açıkladı

Kıbrıs Bankası, 2025 yılının ilk yarısında 235 milyon euro kâr elde ettiğini duyurdu. Bu rakam, 2024’ün aynı dönemindeki 270 milyon euro kâra kıyasla daha düşük.

Banka, 87 milyon euro tutarında ara temettü dağıtma kararı aldı. Bu temettü, 20 Ekim’de hissedarlara ödenecek.

*

Filelefteros gazetesinden:

ATF Uzmanları: Gelecekte daha iyi müdahale için yol haritası

Amerikalı uzmanlar, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin atması gereken adımları içeren bir eylem raporu hazırlayarak yetkililere teslim edecek.

Yangınlar Meclis'te siyasi kıvılcımlara yol açtı

Dağlık Limasol’daki yangınlarla ilgili Meclis'teki oturumda yoğun siyasi gerilim ve karşılıklı suçlamalar yaşandı.

Çoklu emeklilik maaşları: Gözler şimdi Cumhurbaşkanı’nda

Eğer Nikos Hristodulidis, Meclis’in dün onayladığı yasaları imzalarsa, 2026 Haziran’ından itibaren göreve başlayacak üst düzey yetkililer için emeklilik hakları azalacak.

Eğer yasaları Anayasa Mahkemesi’ne gönderirse, tüm bu süreç boşa gitmiş olacak.

Sayıştay: Çevresel yasadışılıklar nedeniyle para cezası riski

Kıbrıs, Avrupa Birliği Adalet Divanı’nda çevreyle ilgili iki dava nedeniyle sanık sandalyesinde.

Sayıştay raporuna göre, ciddi yasadışılıklar, devlet kurumlarının ihmali ve AB çevre yasalarının etkili şekilde uygulanamaması gibi sorunlar tespit edildi.

*

Temyiz Mahkemesi kararı: Tecavüzcünün dedenin cezasında tek gün bile indirim yok

Torununu cinsel olarak istismar eden dedeye verilen 20 yıl hapis cezası Temyiz Mahkemesi tarafından onaylandı.

Mahkeme, küçük kızın ifadesini tamamen güvenilir olarak değerlendirerek, olayın/ benzeri az görülen ehemiyette olduğuna hükmetti.

Yeni Arodafnousa yolda

Kanser hastalarına destek amacıyla yeni bir Arodafnusa (bakım merkezi) inşa edilmesi planlanıyor.

İlgili fizibilite çalışmaları ve Kanserle Mücadele Derneği ile devlet ve potansiyel bağışçılar arasındaki görüşmeler ileri bir aşamada. Amaç, kanser hastalarının ihtiyaçlarını daha iyi karşılayacak bir altyapı oluşturmak.

*

Haravgi gazetesinden:

Kıbrıs’a ABD’den arkeolojik eserler iade edildi

New York’taki Art of Eternity galerisi tarafından Kıbrıs’a ait iki arkeolojik eser, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ABD Büyükelçiliği’nde düzenlenen törenle gönüllü olarak iade edildi.

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ABD Büyükelçiliği’nin paylaşımına göre, Salı günü düzenlenen “mütevazı bir tören”le iki Kıbrıs eski eseri ülkeye iade edilmek üzere teslim edildi. Bunlar:

MÖ 600 yılına tarihlenen Kıbrıs-arkaik döneme ait dört atlı bir savaş arabası ile MÖ 750 yılına tarihlenen Kıbrıs geometrik/arkaik dönemine ait bir şişe.

Törene FBI Uluslararası Operasyonlar Departmanı, Adalet Bakanlığı Uluslararası İlişkiler Ofisi ve Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve Avrasya İşleri Ofisi’nden yetkililer katıldı.

*

OKYpY’de iki üst düzey yöneticinin sözleşmelerinin yenilenmemesi kriz yarattı – AKEL’den sert tepkiler

Larnaka – Mağusa hastanelerinin operasyon direktörü ve icra direktörünün sözleşmelerinin yenilenmemesi kararı, Kıbrıs Devlet Sağlık Hizmetleri Kurumu OKYpY’ye yönelik yoğun tepkilere yol açtı.

AKEL’in sağlık sektörü sorumlusu Athos Yeorgiu, ASTRA radyosuna yaptığı açıklamada, devlet hastanelerinin yönetiminde sürekli bir istikrarsızlık döngüsü yaşandığını belirtti.

“Her iki yılda bir yöneticilerin değişmesiyle personel adeta top gibi oradan oraya savruluyor” dedi.

Bu yaklaşımın hastanelerin işleyişini zayıflattığını vurgulayan Yeorgiu, OKYpY’yi yönetimsel istikrarsızlığın sorumlusu olarak gösterdi ve Sağlık Bakanlığı’nı da kuruma karşı "sıfır denetim" uygulamakla suçladı.

Yeorgiu, kamu hastanelerinde çalışanların mesleki düzeyde çok iyi iş çıkardığını, ancak yönetimsel istikrar eksikliğinin işleyiş planlarının uygulanmasını zorlaştırdığını ifade etti.

Son olarak, OKYpY’den aldığı kararlar için kamuoyuna hesap vermesini istedi.