Haravgi gazetesinin ana haberi:
Devlet gelirleri artarken sosyal destekler kısılıyor – Hükümet, mali alan olmasına rağmen “kemer sıkma” rezervinde ısrar ediyor
Hayat pahalılığı ve vergi yükü, devlet gelirlerini artırarak kamu kasalarını besliyor.
Ancak hükümet, kritik sosyal yardımlarda – örneğin sübvansiyonlar ve cari transferlerde – ödenekleri kısıyor.
Vatandaşlar ve küçük işletmeler hayat pahalılığından etkilenirken, sosyal yardımlar sınırlandırılıyor.
Habere göre
İstatistik Dairesi dün, 2025 yılının Ocak–Mayıs döneminde 551,2 milyon avro bütçe fazlası açıklandığını duyurdu. Bu rakam, geçen yılın aynı dönemindeki 542,6 milyon avroya göre artış gösterdi. Yeni veriler, hayat pahalılığı ve vatandaşlara uygulanan vergi yükünün, kamu kasasını doldurmaya devam ettiğini ve devlet gelirlerini artırdığını teyit ediyor.
Her ne kadar bu ekonomik göstergeler, hane halkları ve küçük-orta ölçekli işletmeler için hedefli destek politikaları uygulanmasına imkân tanısa da, hükümet mevcut mali disiplin çerçevesini korumayı tercih ediyor. Yaşam maliyetine karşı toplumdan gelen yoğun baskılara rağmen Sübvansiyonlar ve sosyal transferlerde kesintiye gidiliyor.
2025 yılı Ocak–Mayıs döneminde toplam devlet gelirleri 5.901,8 milyon avroya ulaştı. Bu, 2024’e kıyasla 310,8 milyon avro veya %5,6 oranında artış anlamına geliyor. Artışın temel kaynakları %11,1’le gelir ve servet vergileri, +%8,8 sosyal sigorta katkıları, faiz ve temettüler, %7,8’le hizmet sağlama gelirleri ve %1,7 ile üretim ve ithalat vergileri oldu.
*
Filelefteros gazetesinin ana haberi:
Kablo için yeni şantaj – Elektrik İletim Sistemi Bağımsız İşletmecisi ADMİE şimdi ödeme istiyor, aksi takdirde projeyi durduracak – Kıbrıs-Girit hattı havada kalmışken, maliyeti %80-%20 bölüşerek Kıbrıs-İsrail bağlantısını da yapmak istiyor
Kıbrıs, önümüzdeki 5 yıl boyunca yıllık 25 milyon avro ödeme yapmayı taahhüt etti, ancak Yunanistan Elektrik Şebekesi İşletmecisi ADMİE, ekonomik ve jeopolitik çıkmazların baskısıyla, ödemelerin hemen başlamasını talep ediyor. Aksi takdirde projeyi durdurmakla tehdit ediyor. Bu ödemelerin elektrik faturaları üzerinden Kıbrıslı tüketicilerden tahsil edilmesi öngörülüyor.
Eğer bu şekilde ödemeler başlarsa, ADMİE yüz milyonlarca avro kredi alacağını belirtiyor. Ancak deniz altı projelerini durma noktasına getiren jeopolitik sorunlar hâlâ çözülmemiş durumda. Bu da, elektrik bağlantısı vizyonunun iki ülke için büyük bir siyasi ve ekonomik fiyaskoya dönüşme riskini artırıyor.
ADMİE aynı zamanda dün Kıbrıs-İsrail bağlantısına dair maliyet-fayda analizini sundu. Toplam maliyeti 1 milyar avro olan projede, yaklaşık %80’lik yükü İsrail'e, %20’sini ise Kıbrıs'a yükledi. Bu maliyet paylaşımı İsraillilerin hoşuna gitmedi.
*
Politis gazetesinin ana haberi:
İklim değişikliği endişesi alarm veriyor – Barometreye göre Kıbrıslıların %59’u tehdit altında hissediyor
İklim değişikliğine dair özel Eurobarometre sonuçlarına göre, Kıbrıs’taki halkın %90’ı iklim değişikliğini ciddi bir sorun olarak görüyor. Ülke, artan sıcaklıklar, uzun kuraklık dönemleri ve azalan yağışlar gibi etkileri zaten yaşamış durumda.
Kıbrıslı vatandaşlar kendilerini kırılgan hissediyor: %59’u yangınlar, seller, kirlilik veya aşırı hava olayları gibi tehdit ve risklere karşı “çok” ya da “biraz” maruz kaldığını belirtiyor. Bu oran, AB27 ortalaması olan %38’in oldukça üzerinde.
Eurobarometre’nin dikkat çeken bir diğer bulgusu da, Kıbrıslıların bu endişelerini eyleme dönüştürmeleri. Diğer Avrupalılara kıyasla daha fazla önlem alıyorlar; örneğin geri dönüşüm, plastik poşet kullanımının azaltılması ve güneş enerjisi sistemlerinin kurulumu (fotovoltaik) gibi çevreci adımlarda öne çıkıyorlar.
*
Alithia gazetesinin ana haberi:
Emisyonların azaltılması herkesin işine gelmiyor – Devlet kasalarına devasa gelirler dönüyor
Sera gazı emisyon haklarının borsada açık artırmayla satılması, AB üyesi ülkelere önemli gelirler sağlıyor. Bu sistemde oluşan “cezai” maliyet, büyük ölçüde devlet aracılığıyla tüketicilere yansıtılıyor.
Üye ülkeler bu gelirlerin sadece %50’sini karbon bağımlılığından kurtulmaya yönelik belirli çevresel yatırımlara harcamakla yükümlü. Geri kalan kısım serbestçe kullanılabiliyor.
Sonuç olarak, halk hem geleneksel elektrik üretiminin çevresel zararlarının bedelini ödüyor, hem de devletin uygulamalarını dolaylı yoldan finanse eden bir kaynak haline geliyor. Emisyonların azaltılması bu yapıda herkesin ekonomik çıkarına hizmet etmeyebiliyor.
*
Haravgi gazetesinden kısaca birkaç haber
Hukuk devleti için ağır darbe: Yargıç Dora Varoşotu görevden alındı
Yargıç Dora Varoşotu, Thanasis Nikolau’nun ölüm nedenini araştıran davadaki rahatsız edici kararı sonrası görevden alındı. Varoşotu, maruz kaldığı baskılara rağmen bilirkişi raporlarını değiştirmeyi reddetti ve bu tutumu, Yüksek Yargı Konseyi tarafından görevine son verilmesine neden oldu.
Bu gelişme, yargının bağımsızlığı hakkında ciddi soru işaretleri doğuruyor ve Kıbrıs'ta hukuk devleti ilkelerinin ne kadar korunduğuna dair endişeleri artırıyor.
AKEL, bugün konuyla ilgili bir açıklama yaptı.
Yüksek Yargı Konseyi’nin, görev süresi deneme aşamasında olan yargıç Doria Varoşotu’nun daimi olarak atanmasını reddetme kararı – kendisi, Thanasis Nikolau’nun ölümünün bir suç eylemi sonucu gerçekleştiği yönünde karar vermişti – ciddi soru işaretleri doğuruyor.
Bu karar, Kıbrıs toplumunun devlete ve kurumlarına yönelik güvensizliğini ve şüphelerini daha da artırıyor.
Adalete saygı çerçevesinde ve Yargıç Varoşotu’nun Yüksek Anayasa Mahkemesi nezdinde itiraz hakkını saklı tutarak, şunu vurguluyoruz: Vatandaşlar en azından Yargı Konseyi’nin bu kararına dair inandırıcı bir açıklamayı hak ediyor.
*
Filelefteros gazetesinden:
1500 keçi ve koyun Libya’ya ihraç ediliyor – P.O.P. Hellim statüsü tehlikede
Kıbrıs’tan 1500 küçükbaş hayvanın Libya’ya ihraç edilmesi, P.O.P. Hellim’in (Menşe İsmi Korumalı Ürün) geleceğini riske atıyor. Süt üreticileri sürülerini satmak zorunda kalırken, öte yandan Hellim üretimi için keçi-koyun sütüne olan ihtiyaç artıyor. Uzmanlar bu ihracatların, yerli süt arzını olumsuz etkileyerek Kıbrıs’ın hellim üretim kapasitesini zayıflatabileceği konusunda uyarıyorlar.
*
Hristodulidis: “Erdoğan’ı da Lefkoşa’da görmek isteriz” – Kıbrıs AB Dönem Başkanlığında bölgesel zirve planı
Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis, ülkesinin AB dönem başkanı olarak 23 Nisan 2026’da Kıbrıs’ta düzenleyeceği bölgesel zirveye, Avrupa Birliği liderlerinin yanı sıra Mısır, Ürdün, Körfez ülkeleri ve Hindistan gibi bölgesel aktörlerin de katılmasını hedeflediklerini açıkladı.
Erdoğan’ın davet edilip edilmeyeceği sorulduğunda, Hristodulidis şöyle yanıtladı:
“Türkiye Cumhurbaşkanı’nı da memnuniyetle ağırlamak isteriz. Coğrafya değiştirilemez. Hükümetimiz, Türkiye’ye karşı yaklaşımını değiştirdi ve biz bölgemizde AB’ye yakın bir komşu istiyoruz, tehlikeli yollara sapmış bir komşu değil.”
Cumhurbaşkanı ayrıca şu ifadeyi kullandı:
“Türkiye’nin, Kıbrıs’a ilişkin ve diğer yükümlülüklerini yerine getirip getirmemesi tamamen kendisine bağlı. Bu çerçevede Sayın Erdoğan da elbette bu zirveye katılmaya davetlidir. Amacımız, bölgedeki gelişmeleri ele almak. Bu, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin bir girişimidir.”
Ask ChatGPT
Son Güncelleme: 01 Temmuz 2025 - 12:51
https://tr.news.rik.cy/tr/article/2025/7/1/basin-ozetleri-010723/