Bugünkü Alithia ve Filelefteros gazeteleri Ortadoğu'da riskli tırmanmaya devam eden gerilim, ABD'nin İran’a karşı müdahale ihtimali, Çin'in bölgedeki gelişmeler karşısında uluslararası hukuka vurgu yapmasıyla ilgili gelişmeleri ana haber olarak veriyor.
Alithia gazetesinin ana haberi:
ABD doğrudan müdahale ile tehdit ediyor – Analistler, Trump’ın bombayı kendisinin mi atacağına yoksa İsrail’e mi vereceğine dair görüşmeler yaptığını bildiriyor
ABD, İran’ın derinlerdeki nükleer tesislerini vurabilecek uygun silaha sahip.
Trump: 'İran, ona imzalamasını söylediğim anlaşmayı imzalamalıydı. Ne yazık ve ne büyük insan hayatı israfı. "Basitçe söylüyorum, İran NÜKLEER SİLAHA SAHİP OLAMAZ… Sabır tükeniyor.'
Günler sonra Çin lideri ortaya çıktı: 'Çin, diğer ülkelerin egemenliğini, güvenliğini ve toprak bütünlüğünü ihlal eden her türlü eyleme karşıdır.' açıklaması yaptı.
Bölgede yoğun Amerikan askeri hareketliliği gözleniyor; Bölgeye F-16 ve F-35 savaş uçakları gönderdi. Yunanistan medyası, Girit’teki Suda Üssü’nde de hareketlilik olduğunu bildiriyor."
Filelefteros gazetesi de Orta Doğu'da beş gündür süren İsrail-İran çatışmasını ana haberinde ön plana çıkardı. Gazete, uluslararası toplumun gelişmeleri çaresizce izlediğini vurgularken, bölgedeki savaşın tehlikeli boyutlara ulaştığına dikkat çekiyor.
Taraflardan hiçbiri geri adım atmıyor - İsrail ile İran arasındaki karşılıklı saldırılar beşinci gününe girdi - Uluslararası aktörler ise şaşkın ve hareketsiz; yıkıcı gelişmeleri izlemekle yetiniyorlar
Dün, İsrail ile İran arasındaki karşılıklı saldırılar 5. gününe girdi. Uluslararası toplum ise gelişmeleri şaşkınlıkla izliyor ve krizi sona erdirecek bir müdahalede bulunamıyor gibi görünüyor.
Gün boyunca İsrail silahlı kuvvetleri, İran’daki hedefleri yoğun biçimde bombaladı ve onlarca devlet tesisinin imha edildiğini açıkladı. Öte yandan ise Tahran bu saldırılara balistik füzelerle yanıt verdi ve bu saldırıların arasında Mossad’ın karargâhını da vurduğunu belirtti.
Politis gazetesi Merkezi Cezaevleri’nin eski yöneticileri Anna Aristotelus ve Athina Dimitriu’nun gizli belgelerle ilgili soruşturma kapsamında şüpheli olarak sorgulandığını manşetine taşıdı. Habere göre iki ismin halen kritik görevlerde bulunması ise kamuoyunda soru işaretleri yaratıyor.
Gizli belgelerle ilgili şüpheli olmalarına rağmen kritik görevlerde kalmaya devam ediyorlar – Anna Aristotelus ve Athena Dimitriu polis tarafından sorgulandı başlıklı ana habere göre;
Merkezi Cezaevleri'nin eski güçlü isimleri olan eski müdür Anna Aristotelus ve üst düzey memur Athina Dimitriu, polis tarafından şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrıldılar. Yapılan bu sorgulamalar, her iki ismin de şu anda bulundukları görevlerinden geçici uzaklaştırılması olasılığını gündeme taşıdı.
Dikkat çeken unsur, Anna Aristotelus’un şu anda bir başka devlet dairesinde Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapması ve bu görev kapsamında gizli belgeleri yönetmeye devam etmesi. Oysa kendisi, tam da bu tür gizli belgelerin taşınması veya yetkisiz şekilde yönlendirilmesiyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında şüpheli konumunda bulunuyor.
Athina Dimitriu içinse, Politis gazetesinin elde ettiği bilgilere göre, Polis Teşkilatı'nın ardından Sayıştay da devreye girdi ve konuyla ilgili hukuki görüş almak üzere Hukuk Dairesi ile temasa geçti.
Haravgi, bugün, enerji fiyatlarındaki yeni artışları ve hükümetin bu konuda yeterli adım atmamasını eleştiren bir manşetle okuyucularının karşısına çıkıyor. Gazete, vatandaşlar ve işletmeler üzerindeki yükün giderek arttığını vurguluyor.
Başlıklar şöyle:
Fatura yeniden hane halkına ve işletmelere yükleniyor - Elektriğe %3 zam, yakıtlara “yeşil” vergiler altyapı ve proje yatırımı ise sıfır
Elektrikteki pahalılık sadece uluslararası krizlere ya da emisyon fiyatlarına bağlı değil. Bu, her şeyden önce siyasi hareketsizliğin bir sonucu...
Hükümetin tekrar eden açıklamalarına rağmen, kritik altyapı projeleri hâlâ yerinde sayıyor.
Yakıt fiyatlarında ilk zam dalgası litre başına 6 sent olarak başlarken, nihai hedefin litre başına 30 sentlik artış olduğu belirtiliyor.
Haravgi gazetesinin haberlerinden bazı seçmeler:
Kıbrıslı Türk evlerine yönelik açık artırmalara son
Meclis Göçmenler Komitesi Kıbrıslı Türk konutlarının açık artırma yoluyla tahsisine son verilmesi kararı aldı. Komite, Kıbrıslı Türk mallarının Vasi sıfatıyla Kıbrıs Türk mallarını yöneten devlet kurumu tarafından yerinden edilmişlere tahsisine ilişkin mevcut düzenlemelerin yeniden düzenlenmesi konusunu dün bir kez daha ele aldı.
Amaç; tahsis süreçlerinde şeffaflığın ve güvenilirliğin artırılması, mülteciler arasında eşitliğin sağlanması ve bu mülklerin daha adil biçimde, nesnel ve ölçülebilir kriterlere dayalı olarak dağıtılmasıydı.
Komite Başkanı ve AKEL milletvekili Nikos Ketiros, toplantı sonrası yaptığı açıklamada, alınan temel kararın artık tüm Kıbrıslı Türk konutlarının yalnızca ana konut olarak kullanılmak üzere yerinden edilmiş kişilere tahsis edileceği olduğunu söyledi.
Nikos Ketiros’ un ifadesine göre, bu karar Komite’nin temel taleplerinden biriydi. Amaç, bu konutların asıl amacına hizmet etmesini sağlamak; yani Kıbrıslı göçmenlerin barınma ihtiyacını karşılamak.
Meclis, hasta çocukların ebeveynlerine destek için Eylül’e kadar yasal çerçeve hazırlanmasını talep etti – AKEL, ebeveynlere kurumsal destek talep ediyor
Kıbrıs Meclisi Çalışma Komitesi, ağır hastalıklı çocukların ebeveynlerine destek sağlanması amacıyla yürütmeye Eylül ayına kadar yasal bir düzenleme getirmesi talimatı verdi.
Komite toplantısında milletvekilleri, hasta çocukların ailelerinin temsilcilerinden gelen şikâyetleri dinledi. Bu şikayetlerde mevcut mevzuatın yetersizliği, başvuruların ve yardım ödemelerinin gecikmesi ile yurt dışındaki ebeveynlerin gerektiği gibi bilgilendirilmemesi gibi sorunlar öne çıktı. Yürütme organı temsilcileri, maddi ve psikolojik desteklerin sunulduğunu belirtirken, Komite Başkanı ve AKEL milletvekili Andreas Kafkalyas, devletin hala ebeveynlere gereken desteği tam olarak veremediğini vurguladı. Tedavi süreçlerinin belirsizliği nedeniyle bu desteğin esnek ve kapsamlı olması gerektiğine dikkat çekti. Bu karar, hasta çocukların ailelerine destek mekanizmalarının iyileştirilmesine yönelik önemli bir adım olarak görülüyor.
Meclis Tarım Komitesi Başkanı Gavriil: Hükümet su bilincinin geliştirilmesini değil, nasıl para toplayacağını düşündü
Astra radyosunun sabah programında konuşan AKEL milletvekili ve Meclis Tarım Komitesi Başkanı Yannakis Gavriil, hükümetin su tasarrufu ile ilgili yasa tasarısını eleştirdi. Gavriil, hükümetin su bilincini geliştirmek yerine sadece nasıl gelir elde edeceğini düşündüğünü vurguladı. Yasa tasarısının cezaları önemli ölçüde artırdığına dikkat çekerken, tasarıda birçok belirsizlik olduğunu ve özellikle su hortumu kullanımında bazı işletmelerin muaf tutulması konusunda açıklama beklediklerini söyledi. Ayrıca, tasarıdan hizmet alımıyla ilgili önemli bir maddenin çıkarıldığını belirtti. 24 Haziran’da tasarının mevcut yasal çerçeveyle ilgili tartışmaların tamamlanacağını ve ardından Meclis Genel Kurulu’na gönderilerek oylanacağını ifade etti. Gavriil’in eleştirileri, hükümetin su kaynaklarının korunması konusunda yeterince bilinçli hareket etmediği ve yasayı gelir amaçlı kullandığı yönünde.
Filelefteros’tan kısa kısa:
Kombos, AB’den pozisyon ve rol talep etti
Kıbrıs Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Konstandinos Kombos, gayri resmi Dışişleri Konseyi toplantısında Avrupa Birliği’nin Orta Doğu’da üstlenmesi gereken öncü rolün altını çizdi.
Kimileri hâlâ arayışta, kimileri kapıyı kapattı — Bir işbirliği, birçok seçim senaryosu
Üç merkez partinin seçim işbirliği yapacağı senaryosu artık uzak bir ihtimal olarak görünüyor. Bu konudaki tartışmalar, partiler içinde iç tartışmaların başlamasına ve tepki yaratmasına neden oldu.
Vergi reformu — Vergi kaçakçılığıyla mücadele için ek önlemler
Vergi reformu kapsamında gelir vergisinin ödenmemesinin suç sayılması, işletmelerin fiş ve fatura kesmemesi durumunda mühürlenmesi ve cezaların artırılması gibi önlemler, değerlendiriliyor.
Hayvan hakları örgütlerinden Devletin el konulan hayvanların barındırılması talebine tepkiler
Barınaklar dolup taşarken, binlerce köpek yurtdışında sahiplendirilmek için bekliyor. Yetkili makamlar, yıllık devlet hibelerini el konulan hayvanların barındırılması zorunluluğuna bağlıyor.
Hayvan hakları örgütleri, devletin el konulan hayvanların barındırılmasını zorunlu kılma kararına sert tepki gösterdi. Barınaklar şu anda aşırı dolu ve binlerce köpek yurtdışında sahiplendirilmek üzere bekleme durumunda. Yetkililerin yıllık devlet hibelerini, barınakların el konulan hayvanları kabul etme zorunluluğuna bağlaması, barınakların zaten sınırlı olan kapasitesini daha da zorlamaktadır. Örgütler, bu uygulamanın hem hayvanlar için uygun koşulların sağlanmasını engellediğini hem de çalışanlar üzerinde aşırı bir yük oluşturduğunu ifade ederek, daha sürdürülebilir çözümler talep ediyor.
Son Güncelleme: 18 Haziran 2025 - 13:23
https://tr.news.rik.cy/tr/article/2025/6/18/basin-ozetleri-180625/