Fileleftheros gazetesinin ana haberi:
Cezaevindeki Mahkûmlar Doğrudan Sınır Dışı – Yoğunluğu Azaltma Politikası Başlatılıyor, Yabancılar Mahkûmların %53,35’ini Oluşturuyor - Merkezi Cezaevlerindeki 1.120 Tutuklunun 599’u Yabancı Uyruklu başlıkları altında verilen habere göre;
Kıbrıs Cumhuriyeti’nde ceza infaz sisteminin rahatlatılması ve Merkezi Cezaevlerindeki aşırı doluluğun giderilmesine yönelik önlemler uygulanmaya başlandı. Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis’in Fileleftheros’a verdiği kapsamlı röportajda işaret ettiği çalışmalar, Başsavcı ve Adalet Bakanı ile yapılan temaslar doğrultusunda ilerliyor.
Mevcut verilere göre Merkezi Cezaevlerinde toplam 1.120 kişi bulunuyor. Bunların 521’i Kıbrıslı Rum, 599’u ise yabancı uyruklu. Yabancı uyruklular, toplam mahkûmların yüzde 53,5’ini oluşturuyor. Tutuklu statüsünde bulunanların 145’i Kıbrıslı Rum, 221’i yabancı; hükümlüler arasında ise 376 Kıbrıslı Rum ve 378 yabancı uyruklu yer alıyor.
Yetkili makamlar, Adalet Bakanlığı ve Başsavcılıkla yapılan değerlendirmeler sonucunda, Yabancılar ve Göç’ten sorumlu birimlerle iş birliği içinde gönüllü sınır dışı uygulamasını hayata geçirmeyi planlıyor. Hazırlanan ön listede, ağır suç işlememiş yaklaşık 100 yabancı uyruklu mahkûmun tahliyeden yararlanabileceği belirtildi.
Bununla birlikte, Merkezi Cezaevlerinde köklü bir yeniden yapılanma süreci de başlatılıyor. Aşırı doluluk, yasa dışı faaliyetler, idari yetersizlikler ve yolsuzluk iddialarının bu kapsamda ele alınacağı ifade edildi.
Cumhurbaşkanı Hristodulidis, ağır suçlara karışmamış yabancı uyruklu mahkûmların sınır dışı edilmesinin, cezaevlerindeki yoğunluğu önemli ölçüde azaltacağını ve kronik sorunların çözümüne katkı sağlayacağını vurguladı.
*
Haravgi gazetesinin ana haberi
Merkez Sağ “Kâr Edeni Koru, Toplumu Sıkıştır” rolünde - AKEL Halkın Yanında, Azınlığı Koruyan Cumhurbaşkanı’nın Merkez Sağının Çoğunluk Bankalar ve Fonların lehine olduğunu vurguladı
Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis’in “Meclis’te merkez sağ çoğunluk istiyorum” açıklaması, politik hedefini açıkça ortaya koydu: hükümetin kararlarının kesintisiz uygulanabilmesi için belirli bir çoğunluğu güçlendirmek. AKEL Merkez Yürütme Kurulu üyesi Marina Savva, Haravgi’ye yaptığı açıklamada, bu çoğunluğun fonlara kapı açan, icra işlemlerinin durdurulmasını veto eden ve borçluları koruma önerilerini reddeden aynı güç olduğunu vurguladı.
Savva, bankaların aşırı kârları ve büyük gayrimenkullere vergi uygulamalarını engelleyen bu çoğunluğun, düşük gelirli ve orta sınıf çalışanlara ek vergi yükü getirdiğini belirtti. Cumhurbaşkanı’nın röportajında sorunları tanımlamakla yetindiğini, somut çözüm önerileri sunmadığını söyledi. AKELin, savunmasız grupları korumak, borçluları desteklemek ve enerji, konut ve yaşam maliyetleriyle ilgili politikalar önermek için çalışmalarını sürdüreceğini söyledi.
DİSİ basın sözcüsü Ksenia Konstandinu, partisinin bu konuda hükümetle uyumlu olduğunu belirterek, bunu “sorumluluk” olarak addetti. Partinin yasaları ekonominin istikrarını göz önünde bulundurarak değerlendirdiğini ve gerektiğinde kendi politikasına tam olarak cevap vermese dahi ve gerektiğinde yasaları iyileştirebileceğine inandığı durumlarda değişiklik önerilerinde bulunduğunu belirtti.
EDEK Cumhurbaşkanı’nın merkez sağ Meclis isteğine tepki gösterdi; parti Sözcüsü Yorgos Yeoryiu, EDEK’in tarih ve temel ilkeleri doğrultusunda bağımsız politikaya devam edeceğini vurguladı.
*
Politis gazetesinin ana haberi Yeni Yıldan İtibaren Vergi Dairesi ile Daha Sıkı Fıkıyız – Vatandaşlar ve İşletmeler için Yeni Vergi Kuralları başlıkları altında veriliyor.
Habere göre
Vergi reformu, 2026 vergi yılından itibaren, vergilerin tespiti ve tahsilatına ilişkin farklı bir düzenlemeyi de beraberinde getiriyor. Yeni uygulamaya göre, gelir düzeyine bakılmaksızın 25 ila 71 yaş arasındaki herkes için zorunlu vergi beyannamesi kuralı geçerli olacak ve vergi ihlallerinde işletmelerin mühürlenmesi süreci devreye girecek.
2026 vergi yılıyla birlikte, vergi reformunun vergilerin tespiti ve tahsilatı ile ilgili kısmı yürürlüğe giriyor ve vatandaşlar ile işletmelerin vergi makamlarına karşı yükümlülüklerini yeniden düzenliyor. Yeni düzenlemelerle, daha fazla kişi vergi beyannamesi vermekle yükümlü olacak. Yasaların amacı, maaş geliri, serbest meslek veya diğer gelir kaynaklarıyla ekonomik olarak aktif olan her kişinin, geliri sıfır olsa bile Vergi Dairesi kayıtlarına dâhil edilmesini sağlamak.
Bireyler açısından en önemli değişiklik, vergi beyannamesi verme zorunluluğunun gelir düzeyine bakılmaksızın genişletilmesi. 2026 ve sonrasında, Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı olan ve vergi yılı sonunda 25 yaşını doldurmuş, 71 yaşını geçmemiş tüm kişiler vergi beyannamesi vermekle yükümlü olacak; yıl içinde vergiye tabi gelirleri olmasa bile. Bu değişiklik, 2026 vergi yılı için geçerli olacak ve 2027 yılında verilecek beyannameleri kapsayacak. Karar, binlerce vatandaşın vergi yükümlülüklerini doğrudan etkiliyor.
Vergi reformu Vergi dairesinin işletmelerin banka verileri ve verilerine girerek toplu bilgiye erişimini de kolaylaştırıyor.
*
Gelelim Alithia gazetesinin ana haberine sevgili dinleyenler. Bugünlerde hükümet koalisyonu içinde gerilim yükseliyor: DİKO, hükümetin bazı büyük projelerdeki tutumunu eleştirirken, DİPA vergi reformu paketinde kendi sosyal adalet önerilerini savunuyor. Cumhurbaşkanlığı, DİKO ile bazı konularda net yanıt vermekten kaçınıyor. EDEK ise tartışmaların dışında kalarak süreci izliyor. Bu durum, partiler arasında koordinasyon eksikliği ve hükümette yönetilebilirlik sorunlarını ortaya koyuyor. Bugünkü ana haberinde ilgili konuyu ele alan Alithia gazetesi şöyle aktarıyor:
Koalisyon Karmakarışık – DİKO, DİPA ve Cumhurbaşkanlığı Ayrıştı, EDEK’i yok sayıyorlar, parti sadece izlemekle yetiniyor başlığı altında
Koalisyon ortaklığı karışık bir hâl almış durumda. DİKO, hükümetin bazı büyük projelerdeki kararlarını eleştirirken Cumhurbaşkanlığı ile hükümetin bazı konularda netlik sağlamasını talep ediyor. DİPA ise vergi reformu paketinde kendi sosyal adalet odaklı değişikliklerini savundu ve hükümetteki bazı bakanların hizalanması gerektiği meselesini ortaya attı.
Partiler arasında ortak bir çizgi bulunmuyor. Karşılıklı açıklamalar, eleştiriler ve cevaplanmamış mektuplar, hükümette yönetilebilirlik krizini ortaya koyuyor. Çelişkili mesajlar ve özellikle GSI tartışması, kamuoyuna yansıyan anlaşmazlıkları daha görünür hâle getiriyor ve koordinasyon eksikliğini açığa çıkarıyor.
DİPA, Nikolas Papadopulos’a yönelik eleştirilerde bulunurken, hükümetteki bazı bakanların politikaların uygulanmasında uyum göstermesi gerektiğini savunuyor. Cumhurbaşkanlığı ise DİKO’ya doğrudan yanıt vermekten kaçınıyor, bu durum DİKO ile ilişkilerde gerginlik yaratıyor. EDEK ise bu siyasi çekişmelerin dışında kalarak süreci uzaktan izliyor.
Mevcut tablo, koalisyon içinde net bir ortak tutumun bulunmadığını ve hükümetin uyum sağlamada ciddi zorluklar yaşadığını gösteriyor. Ortak tutum eksikliği ve karşılıklı eleştiriler, hükümetin karar alma ve uygulama sürecinde aksamalara yol açabiliyor.
Son Güncelleme: 30 Aralık 2025 - 12:26
https://tr.news.rik.cy/tr/article/2025/12/30/basin-ozetleri-301225/