basın özetleri 28.01.25

Filelefteros gazetesinin ana haberi:

"Yüzer Ünite Tuzdan Arındırma Tesisleri hazırlık aşamasında"

Kıbrıs'ta su kıtlığıyla mücadele için harekete geçen Su Geliştirme Departmanı, mevcut tuzdan arındırma tesislerinin kapasitesini artırma planlamalarının yanı sıra, acil çözümler üretmek için tuzdan arındırma kara ünitelerinin hemen kurulumu için açık çağrı yaptı. Su Geliştirme Departmanı, bu yıl ortaya çıkabilecek ciddi sorunları önlemek amacıyla hızlı adımlar atıyor ve içme suyu üretimini artırmak için bu önlemleri hayata geçiriyor.

*

Politis gazetesinin ana haberi:

"Takata Hava Yastıklarıyla İlgili Kararnameler Meclisin Gündeminde - Ulaştırma Bakanı ve Karayolu Taşımacılığı Dairesi Müdürü Bugün Niyetlerini Açıklıyor"

Meclis Ulaştırma Komitesi, bugün olağanüstü bir toplantı yaparak, Ulaştırma Bakanı tarafından gelecek pazartesi yayımlanacak bakanlık kararnameleri hakkında bilgi alacak. Bu kararnamelerle, ölümcül Takata hava yastıklarına sahip araçların nasıl yönetileceği belirlenecek.

Milletvekillerinin en büyük endişesi, yetkili devlet kurumlarının 70.000 Takata hava yastıklı aracı nasıl yöneteceği. Bir yanda güvenlik konuları yer alırken, diğer yanda tehlikeli hava yastıklarının değiştirilmesinin hızlandırılması nedeniyle binlerce vatandaşın yaşayacağı büyük sıkıntılar öne çıkıyor.

Tehlikeli hava yastıklarının değiştirilme sürecine, kendi atölyelerine sahip lisanslı makinistlerin dahil edilmesi ihtimali de değerlendiriliyor. Ancak bu sürecin başarıyla yürütülebilmesi için gerekli miktarda güvenli hava yastığının temin edilmesi şart ve şu an için bu miktar bulunmuyor.

*

Haravgi gazetesinin ana haberi:

"İsrailliler Güvenlik Gerekçesiyle Βaf Havalimanı’na Uçuşları Yasakladı - Larnaka Kontrol Kulesinde Silahlı Güvenlik Talepleri - İsrailliler Larnaka Havalimanında Hüküm Sürüyor"

Başlığın altında şu noktalar öne çıkıyor:

Larnaka Havalimanı’nda İsrailli silahlı güvenlik personelinin gerçekleştirdiği ek kontrollerin detayları belirsizliğini koruyor.

Hükümet, birkaç gün önce İsrail uçuşlarının başka bir rotaya yönlendirileceğinden haberdar olduğunu açıkladı.

Şu andan itibaren, üç İsrail havayolu şirketine ait tüm uçaklar yeni bir duyuru yapılana kadar yalnızca Larnaka Havalimanı’na iniş yapacak.

Habere göre İsrail’in, Larnaka Havalimanı kontrol kulesinde silahlı personel bulundurma talebiyle ilgili endişeler artıyor. İsrailli güvenlik birimlerinin havalimanında aldığı ek önlemler ise hala netlik kazanmadı.

Üç İsrail havayolu şirketinin Baf Havalimanı'ndan uçuşlarını durdurma kararı, terör tehdidiyle veya kısa süre önce yıldırım düşmesi sonucu zarar gören uçaklarla iletişim için kullanılan yedek VOR sistemi arızasıyla ilgili değil. Haravgi gazetesinin edindiği bilgilere göre, İsrail iç güvenlik servislerinin bu kararı, ülkeye gelen ve giden yolcular ile uçaklar üzerinde gerekli gördüğü ek güvenlik kontrolleriyle bağlantılı.

Bu tür kontrollerin Baf Havalimanı'nda yapılamaması nedeniyle tüm uçuşlar Larnaka Havalimanı’na yönlendirildi. Larnaka Havalimanı'nda bu uçuşlar günlük olarak devam ediyor ve İsrail, ülkeye giriş ve çıkış yapan yolcular üzerinde ek güvenlik kontrolleri gerçekleştiriyor.

İsrail İç Güvenlik Servisi, pazar akşamı geç saatlerde yaptığı açıklamada, güvenlik gerekçesiyle ELAL, Arkia ve Israir havayolu şirketlerine Kıbrıs uçuşlarının tümünün yalnızca Larnaka Havalimanı’na iniş yapacak şekilde düzenlenmesi talimatını verdiğini duyurdu. İsrail Büyükelçiliği tarafından yapılan açıklamada, bu kararın yeni bir bildiriye kadar geçerli olacağı ifade edildi.

Kıbrıs Haber Ajansı’na (CNA) açıklama yapan İsrail Büyükelçiliği, alınan kararın çeşitli güvenlik meseleleri ışığında geçici bir önlem olduğunu belirtti. Kıbrıs Hükümet Sözcüsü Konstantinos Letymbiotis de bir açıklama yaparak halkın endişe etmesini gerektirecek bir durum olmadığını vurguladı.

*

Ve son olarak da Alithia gazetesinin ana haberi:

"Durdurulan Projenin Maliyeti Fırladı - Poli Hrisohu - Baf Yolu İçin alınan Kararlar Soru İşaretleri Yaratıyor"

Poli Hrisohu - Baf yol projesi, durdurulmasının ardından yeniden ihale edilecek ve bu durum müteahhide şimdilik 20 ila 30 milyon Euro ödenmesine yol açtı. Bu durumu tespit eden "Mağusa Bölgesi İl İdare Kurumu Başkanı" Yiannis Karusos, garanti konularının henüz netleşmediğini ve yasal meseleler ile engellerin gecikmelere yol açabileceğinden endişe duyduğunu belirtti.

Karusos ayrıca, hükümete neden müteahhitle anlaşmaya varılmadığını ve projenin daha az maliyetle durmadan devam etmesinin sağlanmadığını sordu. Bunun yerine seçilen mevcut planlama ile projenin 2040 yılına kadar tamamlanmasının mümkün olmadığını ifade etti ve hükümetin yaklaşımını eleştirdi.

*

Haravgi gazetesinden bir haberle de basın özetlerimizi noktalayacağız s d…

"Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk sanatçılar, sanatlarını birleştirerek barış ve birleşmeye odaklandılar. Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum sanatçılar, dün Larnaka’da “Acıdan Umuda” adlı iki toplumlu görsel sanatlar sergisini sundular. Sergi, bir kayıp akrabası olan, Dohnili Yıldan Sedef Gülakdeniz’in fikriydi. Serginin açılışında, AKEL Genel Sekreteri Stefanos Stefanu, sanatçıların eserlerinin barışa ve birleşmeye giden yolu gösterdiğini belirtti.

Sergiye sanat dünyasından ve diğer alanlardan insanlar, katıldı. Onların arasında olan AKEL Genel Sekreteri konuşmasında, tarihi bir dönüm noktasına dikkat çekerek, “Adamızın çağdaş tarihinin trajik dönüm noktalarından olan bir yılı daha tamamladık: 1964’ten 60 yıl, 1974’ten ise 50 yıl geçti. Ne yazık ki tel örgülerin iki tarafında da bir kez daha tek boyutlu bir şekilde ele alındı… İnsan acısı göz önüne alınmadı. Her iki tarafın, adanın bugün içinde bulunduğu kabul edilemez bölünmüş statükoya yol açan olaylar için sorumlulukları tespit edilmedi” dedi.

Stefanos Stefanu, umut üzerine de konuşarak, “Umut, geçmişin yaralarını sarar ve insanlara ileriye doğru gitme gücü verir” diye ekledi. Diğer taraftan, serginin organizatörlerinden biri olan gazeteci Sevgül Uludağ, kayıp acısının yalnızca bir toplumun acısı olmadığını vurguladı. Bu acı, adadaki her iki toplumun paylaştığı bir acıdır ve kaybolanların akrabaları, Yıldan gibi, bu acıyı yalnızca Kıbrıslı Türk ya da Rum olarak değil, Kıbrıs halkının acısı olarak hissetmektedir" dedi.