basın özetleri 17.06.24

Filelefteros gazetesinin ana haberi:

" Stewart ile Aralarında Huzursuzluk – Lefkoşa ile BM yetkilisi ilişkilerinde yeni kriz – UNFICYP’in hareketleri hükümette soru işaretleri oluşmasına yol açtı – Somut olarak zaman ve siyasi niyetler düşündürüyor" başlıkları altındaki habere göre

Son haftalarda ölü bölgede göçmenlerin bulunmasıyla ilgili olarak, yaşanan bir dizi olay, Lefkoşa hükümetinde huzursuzluk yarattı. Colin Stewart'ın sorumluluktan muaf olmadığı düşünülerek, Birleşmiş Milletler Barış Gücü UNFICYP'nin hareket tarzı hakkında rahatsızlık duyuluyor. Hükümet tarafından, UNFICYP'nin göçmenler için hazır çadırlar bulundurması ve iki grubun engellenmeden geçiş yapması gibi konular da dahil olmak üzere birçok mesele gündeme getirildi.

*

Politis gazetesinin ana haberi:

“Taburcu olduktan sonra hastaneden ayrılmayan hastaların bakımı - Hastane sonrası bakım eksikliği sorunlar yaratıyor ve Genel Sağlık Sistemi YeSY’nin olağan çalışmasını aksatıyor” başlıklı haberde şöyle yazıyor:

Yaşlı bir hasta, ailesi onu nakledecek uygun bir merkez bulamadığı için bir ay boyunca GeSY hastanesinde kaldı. Hastane, Sağlık Sigortası Kurumu OAY ile yapılan ilgili görüşmenin ardından, ailesini hastalarını başka bir yere taşımaya zorlamak amacıyla özel ücretlendirme yapmaya başladı.

Ülkede hastane sonrası bakım için özel yapıların bulunmaması sorun teşkil ediyor. Taburcu olduktan sonra eve dönemeyen kendi kendine bakamayacak durumda olan hastaları destekleyecek yapılar yok. Bu yapıların yokluğu, hastane yataklarının gereksiz yere işgal edilmesine neden olarak GeSY'nin düzgün işleyişini etkiliyor ve diğer hastaların zamanında hizmet almasını engelliyor. Sağlık Sigortası Kurumu OAY Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Refah Müsteşarlığının, bu özel yapıların oluşturulmasından sorumlu olduğunu belirtti.

*

Haravgi gazetesinin ana haberi:

“Yangınlarla, personel eksikliğiyle ve ekipman yetersizliğiyle mücadele ediyoruz”

Yangın söndürme konusundaki en büyük zayıflığımız, hava araçlarının eksikliğinde yatıyor.

Operasyonel hazırlık ve zamanında müdahale konuları Meclis'te tartışılacak.

Kıbrıs Elektrik Kurumu (AİK) ve İtfaiye Teşkilatı, Farmakas'taki yangının nedeni konusunda anlaşmazlık yaşıyor.

*

Alithia gazetesinin ana haberi yazın aşırı sıcaklarının ülkede yol açtığı sorunlar... Aktarıyoruz.

Başlıklar şöyle: “Çok laf, iş yok. Hükümet için kritik olan üç konuda - elektrik, okullarda klima sistemi ve yangınlar - Somut adım atılmıyor”

Sorunların çözümü hükümetin seçim vaatlerinde öncelikli bir konumda olmasına rağmen, sonuç olarak sadece duyurularla sınırlı kaldı.

Kararlar uygulanmadı, vaatler hayata geçirilmedi ve halk aynı zorluklarla yüzleşmeye devam ediyor.

Enerji Bakanı, Vasilikon elektrik santrali için sorunlu bir sözleşme devraldı ama genel olarak hiçbir hedefini de gerçekleştiremedi.

Eğitim ve Tarım Bakanları, "hükümetin önceliklerini" halka duyurarak bunları başarı olarak öne çıkarırken, kararların hayata geçtiği görülmedi.

Ancak vatandaşlara daha ucuz elektrik, klimalı derslikler ve zamanında yangın söndürme uçaklarının gelmesi konusunda vaatler verilmişti.

*

Kıbrıs Rum gazetelerinin diğer haberlerinden:

Alithia gazetesinden:

“Daha kaç kurban vereceğiz? On gün içinde elektrik çarpmasından üç ölüm meydana geldi”

Kıbrıs Lisanslı Elektrik Müteahhitleri Birliği Başkanı Yorgos Kiriakou, hükümetin elektrik tesisatlarının yeniden denetlenmesine ilişkin tasarının geri çekilmesindeki “kasıtlı amaçlarını” kınadı.

Güvenlik konularında, özellikle Ulaştırma, İletişim ve Bayındırlık Bakanı gibi en yetkili kişilerin daha fazla duyarlı olması gerektiğini belirtti.

*

“Raporlar çelişkili çıktı - İtfaiye ve Kıbrıs Elektrik Kurumu (AİK), Farmakas'taki yangının nedeni konusunda anlaşmazlık yaşıyor”

Andreas Kettis, yangının bir transformatördeki kısa devreden kaynaklandığını belirtirken Hristina Papadopulu elektrik ağının sorumlu olmadığı açıklaması yaptı. Yangın, 3,2 kilometrekarelik bir alanı yaktı. Yangının söndürülmesine itfaiye araçları ve Tamasos Metropolisi'nden gönüllüler yardım etti.

*

Ve Alithia’dan birkaç başlık:

Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis Zelenski’ye Ukrayna’nın egemenliğine destek ifade etti

*

Ekonomi Bakanlığı: Yeşil geçiş tamamlanıncaya kadar 3 milyar avroya kadar yatırımlar yapılacak

*

Yerinden edilmiş kişilere konut yardımıyla ilgili haksızlıkların giderilmesi ile ilgili yarın Mülteciler Komisyonunda tartışılacak

*

Ölümcül trafik kazası: Rusya'dan Kıbrıs’a gelen 48 yaşındaki Julia, Peya'da dört tekerlekli motosiklet kullanırken hayatını kaybetti

Christine Lagarde: Enflasyonun düşüşü için zorlu bir yol

*

Haravgi gazetesinden:

“Toplu taşıma, limanlar ve hastaneler kaynıyor”

Liman işçilerinden sonra, Lefkoşa ve Larnaka'daki otobüs şirketindeki çalışanlar da grevle tehdit ediyor. Toplu İş Sözleşmesi'nin yenilenmesi konusu bu yılın başlarında başladı, ancak anlaşma sağlanamadı. Aynı zamanda hastanelerde de saat ücretiyle çalışan personelden yoğun tepkiler bekleniyor.

*

“Devlet ihmallerinin yapılan yanlışlara katkısı”

Devlet, yasaların sadece oylanması değil, aynı zamanda uygulanmasını sağlamalı ve bu konuda sorumluluk almalıdır. Son Petya cinayeti, devletin şiddet mağdurlarını yeterince koruyamama zayıflıklarını bir kez daha ortaya koydu. 41 yaşındaki Petya, 48 yaşındaki eski eşi tarafından tehdit edildiğini üç kez şikayet etmiş, son şikayet Petya’nın öldürülmesinden üç gün önce yapılmıştı. Kurban, eski eşinin saldırısını bildirmiş ve ona karşı yakalama emri çıkarılmıştı.

Avrupa Konseyinin kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddet eylemlerini denetleyen uzmanlar grubu GREVIO'nun zaman zaman ülkemizle ilgili tespitleri arasında, "Polis tarafından kadına yönelik şiddetin uygulanmasıyla ilgili eğitimler olmasına rağmen, önyargılar ve patriarkal davranışlar kontrolsüz bir şekilde devam etmekte ve kadınların şiddet olaylarını bildirmeme nedeni olmaktadır" deniliyor.

AKEL'in Sözcüsü Yorgos Kukumas, ortaya çıkan konu hakkında yorum yapması istendiğinde, devletin yalnızca yaptıklarından değil, yapmadıklarından da sorumlu olduğunu belirtti. “Şiddet mağduru bir kadın devletten yardım talep ettiğinde ve bu reddedildiğinde, devlet şiddetin devam etmesine neden olacak şekilde ihmalli davranmış olur. Son kadın cinayetinde devlet hizmetleri açıkça Metaxas cinayetlerinde olduğu gibi uyarıları ve yardım çağrılarını görmezden geldi. Kadın cinayetleri genellikle gökyüzünden düşmez, failin mağdura karşı şiddet, kötü muamele ve baskı örnekleri sonrasında gelir. SPAVO tarafından yönetilen 3.300 kadın vakasının yaklaşık 800'ü cinayet tehlikesi kriterlerini karşıladığı sonucuna varılmıştır" dedi.

*

“Kıbrıs için en büyük tehdit kuraklık”

Avrupa Komisyonu tarafından çevre konularıyla ilgili olarak gerçekleştirilen büyük bir araştırmaya Kıbrıslıların verdiği yanıtlardan elde edilen sonuç on Kıbrıslının neredeyse sekizinin Kıbrıs için en büyük tehdidin kuraklık olduğunu düşündüğünü ortaya koyuyor. Yanı sıra, çoğunluk kamu otoritelerinin, işletmelerin ve hanelerin su kaynaklarının kötü yönetildiğini düşünüyor.

Somut olarak, Kıbrıslılar çevre konularında en duyarlı olanlar arasında yer alıyor ve %93'ü çevrenin yaşam kaliteleri ve günlük yaşamları ile sağlıkları üzerinde doğrudan etkisi olduğunu belirtiyor. Araştırmadan çıkan diğer bazı bulgular ise şöyle:

Ülkedeki suyla ilgili en önemli tehditlerin neler olduğu sorulduğunda, Kıbrıslılar tercihlerini şu şekilde sıraladı: Kuraklık %77, aşırı tüketim ve su israfı %71, iklim değişikliği %64, su kıtlığı %62, kirlilik %54, doğal habitatların bozulması %36, seller %26 ve yosun gelişimi %8.

Kıbrıslıların %74'ü, kamu yönetiminin suyun etkin yönetimi için yeterince çaba göstermediğini ifade etti. Ayrıca, çoğunluk hanelerin (%68) kötü yönetim yaptığını kabul ediyor. Turizm sektöründeki işletmelerin (%80), enerji üreticilerinin (%63), tarım ve balıkçılık işletmelerinin (%52) ve hanelerin (%68) kötü yönetim yaptığını belirtmişlerdir.

Kıbrıslıların %91'i, günlük kullanım ürünlerinde bulunan zararlı kimyasalların sağlıkları ve çevre üzerindeki etkilerinden endişe duyduğunu belirtmiştir. Bu ürünler arasında tencereler, oyuncaklar ve deterjanlar bulunuyor.

Kıbrıslıların %72'si ürün satın alırken kimyasal güvenlik etiketlerine dikkat ettiklerini belirtti.

Araştırmaya katılan Kıbrıslıların %57'si, tamir edilebilir, geri dönüştürülebilir veya çevresel olarak sürdürülebilir bir şekilde üretilmiş ürünler (mobilya, tekstil ve elektronik cihazlar gibi) için daha fazla para ödemeye istekli olduklarını belirtti.

Kıbrıs'taki en problemli atık türleri arasında plastikler (%59), kimyasallar (%54), piller (%51), elektronik cihazlar (%20), gıdalar (%11) ve tekstil ürünleri (%4) bulunuyor.

Kıbrıslılar, atık miktarını azaltmak için en yaygın yöntemler arasında geri dönüşüm için atıklarını ayırma (%64), çok kullanımlı çantalar kullanma (%43), geri dönüştürülmüş ambalajlardaki ürünleri satın alma (%40) ve gerektiğinden fazla ambalajı olmayan ürünleri satın alma (%28) yöntemlerini kullanıyor.

Araştırmaya katılan Kıbrıslıların %91'i, AB'nin yasal çerçevesinin ülkemizde çevrenin korunması için gerekli olduğuna inandığını ifade etti.

Çevresel sorunlarla başa çıkmanın en etkili yolları sorulduğunda, Kıbrıslılar doğanın restorasyonunu (%59), AB pazarında satılan ürünlerin çevreyi kirletmemesini sağlama (%56) ve döngüsel ekonomiyi teşvik etme (%55) yöntemlerini en üst sıralarda gösterdi. Çevresel mevzuatın uygulanmasını sağlama (%51), daha fazla bilgi sağlama ve vatandaşları çevre dostu hale getirme (%51) ve araştırma ve geliştirmeye yatırım yapma (%50) gibi seçenekler de yüksek oranlarda desteklendi. Öte yandan, vergi artışları ve devlet sübvansiyonlarının kaldırılması (%34) seçenekleri Kıbrıslılardan çok düşük destek aldı. Araştırma, vatandaşların hükümetin yeni "yeşil vergiler" yoluyla uyum sağlama -ve ceza- politikasına karşı olduklarını gösterdi.