basın özetleri 13/03/23

Haravgi gazetesi ana haberini “AB’nin Kıbrıs sorunu çabalarında yer almasına yönelik düşük beklentiler – Nikos Hristodulidis Brüksel’e önerisini Atina vasıtasıyla götürüyor” başlıkları altında veriyor.

Habere göre, Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis AB’nin Kıbrıs sorununa yönelik çabalarda daha aktif biçimde yer alması önerisini sonuç vermesini Lefkoşa, Atina ve Brüksel’de yapacağı bundan sonraki üç adıma bağlıyor. Lefkoşa’da AB’nin Kıbrıs sorununda zaten taraf olduğu gerekçesiyle öneri Ersin Tatar tarafından reddedildi, ancak devamında, Kıbrıs sorunundaki çıkmazın nasıl kırılabileceği ve Kıbrıs sorunu müzakerelerinin nasıl başlayabileceğine dair öneri yapmaktan çok tarafların bu konudaki görüşlerini dinlemek için bu hafta Kıbrıs’a gelmesi beklenen Rosmary DiCarlo’ya iletilmesi bekleniyor. Cumhurbaşkanı Hristodulidis Atina’da, 23 Mart Avrupa Konseyi toplantısında önerisini ilerletmek maksadıyla, Yunan Başbakanı Kiryakos Mitsotakis ve Dışişleri Bakanı Nikos Dendias ile koordinasyon sağlamaya çalışacak.

Hristodulidis’in önerisinin sonucu ilk görüşte kesin sonuç getirecek gibi görünmemekle birlikte Crans Montana çıkmazından ve Türkiye’nin Mağusa ve Münhasır Ekonomik Bölgedeki oldubittilerinden sonra Kıbrıs sorununun içine girdiği çıkmazın kırılmasına yönelik bir hareket olarak kabul ediliyor.

Ancak durum böyle olmakla birlikte BM GS, Di Carlo’nun ziyaretinden beklediği, AB’nin Kıbrıs sorunu çabalarında daha aktif rol oynamasından daha fazla bir şeyler duymak. Müzakerelerin Crans Montana’da kaldığı noktadan başlamasına yönelik samimi bir irade gibi.

Hristodulidis Ulusal Konseyi, bütün bu gelişmelerden sonra, bilgilendirecek.

Bu arada Özdil Nami’nin, Larnaka’nın Ay Todoro köyündeki bir etkinlikte konuşurken yaptığı açıklama ilginçti. Nami Türkiye’nin ekonomik durumu ve yıkıcı depremler nedeniyle içine düştüğü büyük toplumsal ve siyasi kriz ortamında Kıbrıs sorununu kendine yük olarak görmek istemediğini söyledi. Ve belki de seçimlerden sonra uluslararası faktörün ilgisi ve perde arkası diplomasi nedeniyle fırsatların ortaya çıkabileceğini ifade etti.

Türkiye'de bir değişiklik olursa, enerji faktörünün ve bunun önemli ölçüde devreye girmesi için atılacak adımların, Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik gelişmeler için bir katalizör olabileceğini kaydetti. Türkiye'nin bölgedeki enerji işbirliğinin dışında kalması durumunda çıkış yolunu Kıbrıs Türk tarafı ile işbirliğinde arayacağını ifade etti.

*

Filelefteros gazetesinin de ana haberi Kıbrıs sorununda izlenecek adımlarla ilgili.

Gazete ana haberini “Yakıcı ajanda – Nikos Hristodulidis’in ilk Atina ziyaretinin içeriği özlü” başlıklarıyla veriyor.

Ön sayfasında şöyle yazıyor:

Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis’in Atina’ya gerçekleştireceği ilk ziyareti sembolik olmanın ötesinde özlü olacak. Cumhurbaşkanının Yunan Başbakanı Kiryakos Mitsotakis ile yapacağı görüşmede iki ülkeyi ilgilendiren tüm meseleler masaya konacak. Kıbrıs sorunu, Türkiye-AB ilişkileri, Türk tahrikleri, üçlü işbirlikleri, ve ABD ile ilişkiler Maksimu Başbakanlık Sarayı’nda masaya konacak yakıcı konuların başında yer alıyor. Diplomatik çevrelere göre iki liderin görüşmesinden sonra iki ülkenin daha iyi bir koordinasyon sağlama çabaları dahilinde belirli açıklamaların yapılması da olasılık dahilinde.

Haberin hemen yanındaki bir haberde ise Türk Savunma Bakanı diyalog önerdi” başlıkları altında “Türk Savunma Bakanı Hulusi Akar Anadolu Ajansına verdiği bir demeçte Türkiye’nin Yunanistan’la arasındaki sorunların çözümüne yönelik olarak diyalogdan yana tavır aldı. Akar “Aslolan sorunlarımızı tartışarak çözmektir. Çözelim, dedi” şeklinde yazıyor.

*

Politis gazetesinin ana haberi:

“Bir yılda borçlular avından 10,5 milyon avro – Emir icra birimi ev ve işyerlerine baskın yaptı”

2021’in Kasım ayından bu yana Emir İcra Biriminin başına yeni sorumlunun getirilmesinden sonra birimin hareket etme tarzının değişmesi sayesinde devletin tahsilat gelirleri arttı.

Birimin başkanı Andreas Angelidis, 2022 yılında devletin aylarca ya da kimileri yıllarca bekleyen tahsilatlarının yapılması sayesinde 69.805 cezanın uygulandığını ve 10 milyon 493 bin 700 avro tahsil edildiğini açıkladı.

*

Alithia gazetesinin ana haberi:

“Yasadışı devir ve elektrik dağıtımı - Evlerde ve alışveriş merkezlerinde özel kilovat sayaçlardan geçilmiyor”

Bina sahipleri, Elektrik Kurumu AİK sayaçlarının binadaki daire ya da dükkânların sayısından daha az olduğu durumlarda, yasaya aykırı hareket etmiş olarak kabul ediliyor.

Genel arz şartları ve elektrik satın alım kanunu, AİK sayaçları hariç olmak üzere, kiracı faturasının hesaplanmasında keyfi olarak alt sayaçların yerleştirilmesini yasaklıyor.

Enerji Düzenleme Kurumu RAEK, özel kişilere, mevcut kapalı devre sistemini bildirmesi durumuna denetlenebilme olasılığını sağladı ancak kendisine herhangi bir başvuru yapılmadı.

Dolayısıyla, AİK’in elinde ev sahibi veya şirketlerin faturalarını kontrol etme olanağı yok.

*

Kıbrıs Rum gazetelerinin diğer haberlerinden bazıları:

“Cumartesi günü DİSİ’de liderlik seçimleri yapıldı – Sandıktan güçlü ve lider bir DİSİ çıktı”

Eski DİSİ Lideri Averof Neofitu birlik ve parti Başkanına tam destek beyan etti

“Anitacığım ne tavsiyelerimize ihtiyacın var de yönlendirmelerimize. Sana desteğimiz tamdır” dedi.

*

“İlaç fiyatlarında değişiklik oldu - 1645 ilaç zamlandı, 502 ilacın fiyatı düştü”

İlaç listesinin yıllık güncellemesi yapıldı, YESİ hak sahibi hastalara ulaşan ilaç fiyatları değişti.

*

Politis gazetesi:

“Zehirli yemler nedeniyle akbaba nüfusumuzun yüzde ellisini kaybettik”

Adamızda kırmızı akbaba türünün neslinin tükenme riskiyle karşı karşıya olmasının ana nedeni yaygın ve sık biçimde zehir kullanımıdır. 2005 ile 2022 yılları arasında zehirli yemle 30 akbaba kaybettik. Avcılık Dairesinin iki grubu zehirli yem kullanma alışkanlığının ortadan kakması amacıyla mücadele veriyor.

22 yılının Mayıs – Aralık ayları arasındaki dönemde 240 uzman köpekli devriye gerçekleştirildi ve sonucunda 30 kiloluk zehirli et bulundu. Araştırmalar kış aylarında zehirli yem vakalarının sayıca arttığını gösteriyor. Zehirli yemle öldürülen hayvanlar arasında tilki, kirpi ve kartallar da bulunuyor. Kırmızı akbaba türünün yaşatılması çabaları dahilinde ispanya’dan 14 akbaba getirilerek doğaya salındı.

*

Haravgi gazetesinden:

“Gipsu’dan Gufes’e ve Soli’ye… Muhteşem mozaikler…”

İki toplumlu Teknik Kültür Komitesinin azimli çalışmaları sayesinde kültür mirası eserlerimiz bölünmüş Kıbrıs’ın tarihinde eşsiz güzellikleriyle teker teker yerini almaya devam ediyor. Kiliseler, camiler, hamamlar… İki Toplumlu Teknik Kültür Komitesinin Kıbrıs’a geri kazandırdığı en önemli çalışmalardan bir tanesi Soli kenti. Antik kentin Roma tiyatrosu, Agios Afksivios Bazilikası ve zengin mozaikleri restore edildi.

*

“Yunanistan ve Türkiye'de yaşanan trajediler için iki toplumlu konser – Acıda birlikte, yarınlarda birlikte”

Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler 20 Mart Pazartesi günü “Acıda birlikte, yarınlarda birlikte” sloganı altında Türkiye’deki deprem ve Yunanistan’daki tren kazası kurbanlarını ortak bir konserle anıyor. Her iki trajedide hayatını kaybeden Kıbrıslı yurttaşlar için özel saygı duruşunda bulunulacak. Konserde Türkiye ve Suriye depremzedeler için bağış kuponları satılacak. Konserde yer alan sanatçılar arasında Arda Gündüz, Ahmet Okan, Umut Albayrak da yer alıyor.

*

Kıbrıs'ta siyasi bir uzlaşma ortamı, tüm tarafların yararına olacak şekilde, garantör güçlerin Kıbrıs sorununa destekleyici yardım fırsatına dönüştürülebilir. Kıbrıslıların Sesi, Kıbrıslı liderleri vatandaşlar arasında hareketliliği teşvik edecek adımlar atmaya ve özellikle son yıllarda halkın barışçıl çözüm umudunu tüketen siyasi oyun nedeniyle zayıflamış olan iki toplumlu faaliyeti desteklemeye çağırdı.

Kıbrıslıların Sesi platformu yaptığı açıklamada yurttaşlarımızın BM kararları ve sağlanan yakınlaşmalar temelindeki Kıbrıs sorununun çözüm umudunu yaşatmak için çalışmak vaadinde bulundu.

Larnaka’nın Ay Teodoros Köyünde gerçekleştirilen “Kıbrıslı kadınlar yürüyor ve tartışıyor” adlı etkinlikte konuşan eski müzakereci Özdil Nami ve eski Dışişleri Bakanı İoannis Kasulidis enerji ve güven oluşturma önlemlerinin çözüm yolunda değerlendirilmesi gerekliliğini ve çözüm sürecinin canlı tutulması gerektiğini savundu.