Filelefteros gazetesinden Despina Psilu imzalı bir makale.
Başlık: “Tabular hukuk devletini felç ediyor”.
Toplumun tabu ve önyargılarının, seçmenin memnun kalmaması korkusu ve bunun siyasi faturasının, hukukun üstünlüğünü/ ve Anayasaya göre, kanunlar karşısında eşit olan tüm vatandaşları koruyacak yasaların oluşturulmasını ve uygulanmasını kısıtladığını görüyoruz. Anayasa "Herkes, herhangi bir kişiye doğrudan veya dolaylı olarak toplumu, ırkı, rengi, dini, dili, cinsiyeti, siyasi ya da başka düşünceleri nedeniyle, herhangi bir ayrım yapılmaksızın, Anayasa'da öngörülen tüm hak ve özgürlüklerden yararlanır" diyor. Diyor…
Gel gör ki, bu İlke, sadakatle uygulanmıyor. Bunu, başka şeylerin yanı sıra, LGBTI topluluğundaki bireyler söz konusu olduğunda çok net görmek mümkün. Cinsiyet kimliğinin Hukuken Tanınmasına ilişkin yasa tasarısı, son altı yıldır askıda bekliyor. Trans ve interseks kişilere karşı ayrımcılığın yeniden ve yeniden tekrarlanmasına, ruhsal baskılara maruz kalmalarına ve günlük yaşamda çeşit çeşit zorluklar yaşamalarına olanak tanıyor. Tartışmalar üzerine tartışmalar yapıldı ama hiçbir yere varılmadı. Ve tartışmaların hepsi, sadece, cinsiyetin kâğıt üzerinde değiştirilebilmesi içindi. Başka konulardan, mesela LGBTI çiftlerin çocuk sahibi olması veya evlenebilmesi gibi konuları tartışmak söz konusu bile değil…
Bu makalenin konusunu belirleyen AKEL Milletvekili Yorgos Kukumas’ın sunduğu, LGBTİ kişilere karşı tırnak içinde “tedavi amaçlı” yöntemlerin uygulanılmasının suç teşkil etmesine yönelik yasa tasarısı oldu. Üzülerek söylüyoruz ki, ülkemizde LGBTI toplumunu koruyacak ve onu oluşturan insanların bütünlüğünü sağlayacak yasaların oluşturulması halen bir ihtiyaç olmaya devam ediyor.
İhtiyaç var. Çünkü Kıbrıs’ta LGBTI kişilerin cinsel yönelimlerini, cinsel kimliklerini ve cinsiyet ifadelerini heteroseksüellik standartlarına uygun hale dönüştürmeye yönelik aşağılayıcı ortaçağ uygulamaları kullanılıyor. Filelefteros gazetesine ihbar edilen bir olayda kişinin cinsel yönelimlerini tırnak içinde “tedavi etmek” için işi şeytan çıkartmaya tabi tutmaya kadar vardırmışlar. Dahası var, rahiplerin ya da LGBTI kişinin ailesinin onu hormon tedavisine gönderdiğini gördük. Sözde terapi uygulamaları listesinde çöpçatanlıklar, evlendirmeler, Viagra kullanmaya teşvik, dua ve tövbe ettirmeler, akıl vermeler, ruhsal terapi seansları da var.
Gerçekten şok edicidir; LGBTI kişilerin sözde yardım alması amacıyla götürüldüğü rahipler özellikle o insanların seksteki davranışlarını öğrenmeye ilgi gösteriyormuş. Yani "aktif miymişler”, “pasif mi”? Eğer aktifse onu evlendirmeye çalışıyor, hatta eş olma görevlerini yerine getirebilmesi için de eczaneden Viagra almasını öneriyorlarmış. Rahipler bununla da kalmayıp LGBTI kişilere “İsa'nın vücuduna çivi çaktığını düşün” gibi telkinlerde bulunarak onu dua etmeye, pişmanlıkla ağlamaya davet ediyormuş.
Cinsel eğilim değiştirme “terapilerinin” suç teşkil etmesi için, bu önerinin yasalaşması kaç yılımızı alacak acaba? İnsanlara işkence yapılmasına ve mağdur edilmesine daha ne kadar izin verilecek?
Tabular hukukun üstünlüğünü felç ediyor.
Son Güncelleme: 08 Nisan 2022 - 12:54
https://tr.news.rik.cy/tr/article/2022/4/8/makale-080422/