basın özetleri 10.03.22

Alithia, Filelefteros ve Politis gazeteleri bugün ana haber olarak Ukrayna savaşını veriyor. Başlıklarını aktarıyoruz:

Politis gazetesi:

Yakıt ve tahılla dünya savaşı – Ukrayna işgali enflasyonu yükseltti ekonomiyi istikrarsızlaştırdı

Petrol varil fiyatının 120 avronun üstüne çıkması üzerine, Rus savaşının, enerji alanındaki fiyatları kalıcı olarak yükselttiği görüşü gitgide zemin kazanıyor. Avrupa Rusya’ya olan enerji bağımlılığından kurtulmanın yolunu bulma arayışı içinde

Stok oluşturma hedefiyle artan tahıl talepleri tahıl fiyatlarının da yükselmesine neden oldu. Kıbrıs Hükümeti 36 bin ton mısır ve arpa satın almaya hazırlanıyor… istenen miktarları bulabilirse.

AB “Fit for 55” yeşil geçiş programını hızlandıracak. Program yıllık fosil yakıt tüketimini yüzde 30 oranında aşağıya çekebilir. Bu da 2030 yılına kadar 100 milyar bcm eder

*

Alithia gazetesi:

“ABD’nin elindeki bilgilere göre Putin Kiev’e son saldırıyı hazırlıyor – Çernobil’den radyasyon sızması riski dehşet saçıyor”

Ukrayna halkı, siperlerde, Moskova’nın Kiev’e son hunharca saldırısını bekliyor

Ukrayna başkenti son günlerde tahkimatını güçlendirdi. Asker kilit noktalarda, yurttaşlar Rus askerlerinin olası saldırısını püskürtebilmek için silah ve Molotof kokteyllerle bekliyor

İsrail’in en büyük gazetelerinden Jerusalem Post’a göre işgalie son vermek için Ukrayna’ya son bir teklifte bulunan Rusya, önerisi kabul edilmediği takdirde savaşı genelleştirmekle tehdit ediyor

Avrupa Birliğinin Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline cevap olarak yaptırımları tırmandırdı

Ekonomi değerlendirme şirketi Fitch Rusya’da maaşları ödeyememe riskiyle karşı karşıya olduğunu söyledi

*

Filelefteros gazetesi:

Moskova’da ekonomi şoku – Rusya Kiev ve Mariupol’ü acımasızca bombalıyor ama yaptırımlar çok acılar getirdi – Cephenin soğuğu ve kar Rus ordusunda büyük sorunlara yol açacak

Son olarak da ilgili haberi bir de Haravgi gazetesinin ön sayfasından kısaca aktarıyoruz.

“Çarpışmalar devam ederken… Görüşmeler de sürüyor”

Jerusalem Post Putin’in savaşın sonra ermesi için “son” teklifi yaptığını, Zelenski’nin bu teklifi ya kabul etmek ya da reddetmekle karşı karşıya bulunduğunu yazdı. Lavrof ile Kuleba bugün Antalya’da görüşüyor. Kiev’in son savaşının kaderi diplomatik gelişmelere göre belirlenecek! Rusya dün ABD ve Ukrayna’nın askeri-biyolojik bir program yürüttüğünü iddia etti.

*

Haravgi’nin ana haberi:

“Pahalılık dörtnala giderken Hükümet olayları geriden takip ediyor – Pahalılık ailelere ve işletmelere diz çöktürüyor onlar izleyici kalıyorlar”

Uzun süredir dörtnala giden pahalılık Ukrayna’daki durum nedeniyle daha da şiddetlendi

AKEL önerilerini vaktinde sundu Hükümetse pahalılık ve tahıl sorunu olduğunu yeni fark etti.

Petrol ürünleri şirketlerinden vurgun. Akaryakıt fiyatlarındaki düşüş gerçek düşüşten daha az

AKEL Genel Sekreteri Stefanos Stefanu, her şeyden önce ürün fiyatlarına her zam geldiğinde, sadece akaryakıtta değil her şeyde görülen vurgunculukla mücadelede devletin elinde bulundurduğu tüm mekanizmaları kullanması gerektiğini söyledi.

AKEL GS AKEL’in ilgili önerisini dün yeniden ortaya koydu. Pahalılıkla ilgili sorulara cevap verirken “Dizginlenemeyen fiyat artışları ve vurgunculuğun tüm ürünlere yansıdığını” belirten Stefanos Stefanu “Tahıl ürünleriyle neler oluyor” sorusunu sordu. Hükümetin Tahıl Ürünleri Komisyonunu kapattığını, stratejik öneme sahip tahıllar gibi bir konuyu stratejik stoklar yasasının uygulanmasına en ufak bir önem vermeyen bir oligopoli çevresinin eline bıraktığını söyledi. Sorunu çözmek Hükümetin borcudur, dedi.

“Temel ihtiyaç ürünlerine gelen zamlar konusunun bundan aylar öncesinde dünya çapında görülmeye başladığını” belirten Stefanu “bunun için önlem almak Hükümetin göreviydi” dedi ve AKEL’in Ukrayna savaşının patlak vermesinden çok önce zamlara karşı bir dizi önlem önerdiğini hatırlattı. “Bu eleştiri meselesi değildir toplumun karşı karşıya olduğu sorunlara karşı sorumlulukla durmak meselesidir. Yakıt ve elektrik fiyatlarına gelen zamlarla ilgili olarak ya zamanında tedbir almadığı ya da yanlış seçimler yaptığı için Hükümet suçludur. Kirlilik maddeleri için onlarca milyon avro ödüyoruz. 2013 yılından bu yana Hükümetin elektrik üretiminde kullanılması üzere doğal gaz getireceğini açıkladığını, neden getirmediğini ve suçun kime ait olduğunu hatırlatmamı ister misiniz? Bağıran muhalefete mi aittir yoksa her yıl doğal gaz getireceğim yükümlülüğünü üstlene üstlene bugüne kadar hâlâ getirmeyen Hükümete mi?” dedi.

*

Haravgi gazetesinden bir haber:

“Çocuk Hakları Komiseri Purnara Kampı çocuklara koruma ve onurlu yaşam sağlanmasını istedi”

Çocuk Hakları Komiseri Despo Mihailidu yaptığı bir müdahaleyle kalıcı barınma çözümleri bulunana kadar sokakta kalan refakatsiz göçmen çocuklarına hijyen, sağlık, gıda, koruma ve onurlu yaşam koşulları sağlamanın devletin görevi olduğunu söyledi. Mihailidu “30 çocuğun bir geceyi daha sokakta geçirmesi onları pek çok tehlikeye açık bırakıyor, insan haklarını ihlal ediyor. Hiçbir insana yakışmayacak koşullara geri gönderilmeleri ise seçenek olamaz” dedi.

Çocuk Hakları Komiseri ofisinin görevlilerinin, İlk Kabul Kampı Purnara’da hüküm süren koşulları protesto etmek amacıyla kampı terk ederek geceyi sokakta geçiren çocukları ziyaret ettiğini ifade etti ve yetkili makamlara daha önce de müdahale etmiş olduğu halde bu konuda özlü bir iyileşme sağlanmadığının tespit edildiğini söyledi. Mihailidu’ya göre çocuklar sabah kahvaltısının bir parça kuru ekmekten ibaret olduğunu söylüyor. Öğleden sonra çocuklara küçük bir şişe su veriliyor. Kaldıkları mekânda sefil ve sağlıksız koşullar hüküm sürüyor. Her odada yaklaşık on beş kişi kalıyor, yataklarda ikişer ikişer yatılıyor, bazı çocuklar bir battaniyeyle yerde yatmak zorunda kalıyor. 300 çocuk için sadece 2 tuvalet ve 1 duş mevcut. Çocuklar Merkezde her günün hareketsizlik içinde, hiçbir meşguliyet olmadan, eğitim yapılmadan ve sefil koşullar içinde geçtiğini söyledi. Bu koşullar altında çocukların stres ve belirsizlik duygusu gitgide artıyor.

Refakatsiz çocuklara Purnara kampından başka bir yere nakledileceklerine dair söz verildiği halde, verilen süre dâhilinde hiçbir şey yapılmadığından dolayı, prosedürün tüm gerektirdiği işlemleri tamamlamış olan yaklaşık 30 kadar çocuk, bu durumu protesto amacıyla kampı terk ederek yolda geceledi.