Bugünkü Kıbrıs Rum gazetelerinden Alithia ve Politis Ukrayna kriziyle ilgili gelişmeleri manşete taşımış.
Politis gazetesi “Ukrayna’daki patlamaların yankısı Kıbrıs’a kadar gelecek – Rusya’ya olası yaptırımların Kıbrıs turizmine ve genelde ekonomiye şiddetli darbe vuracağı hakkında korkular” başlıklarıyla verdiği ana haberinde ön sayfasında şöyle yazıyor:
Kıbrıs turizminin iyileşme göstermeye başladığı bu dönemde Ukrayna krizinin tırmanması nedeniyle turizmcileri korku sardı. Rusya’nın Ukrayna’ya girmesi halinde bunun etkilerini kimse öngörebilecek durumda değil.
Ukraynalı ve Rus turistler rezervasyonlarını donduruyor. 2022 yazının en iyi turistik sezonlardan birisi olmasını bekleyen özgür Mağusa kazası otelcileri gelişmeleri endişeyle izliyor. Batı dünyası yaptırımlar uyguladığı takdirde ne olur sorusu havada asılı kalırken yetkililer B planları olduğunu iddia ediyor. Batı ülkelerinin Rusya’ya yaptırımları ekonominin tüm alanlarını etkileyecek.
*
Alithia gazetesinin manşeti “Putin tetiğe bastı” üst başlığı ise Rusya Donetsk ve Luganks’ın bağımsızlığını tanıdı – Bölge dünden itibaren barut kokuyor, ilk ölü haberleri geldi, hızlı gelişmeler” şeklinde. Gazete ön sayfasındaki özetinde şöyle yazıyor:
Rus Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in dün Donetsk ve Lugansk’ın bağımsızlığını tanımasıyla Ukrayna’da durum hızlı bir kötüleşme gösterdi. Analizcilere göre Putin bu hareketiyle ateşe körükle gitti ve Ukrayna’ya müdahale konusunda tetiği çekmiş oldu. Ukrayna bombardımanları, bölgelerin sivil halktan boşaltılması ve beş Ukraynalı askerin ölmesi düne damgasını vuran olaylar oldu. Rusya, topraklarına girmeye çalışan 5 Ukraynalı sabotajcıyı öldürdüğünü açıklarken Kiev Hükümeti fake news olduğu cevabını verdi. Rus Cumhurbaşkanı Ukrayna’nın sıradan bir komşu ülke değil Rus tarihinin bir parçası olduğunu ve Rusya’nın Ukrayna’ya gerçek komünistsizleşmenin ne olduğunu göstermeye hazır olduğunu söyledi.
*
Filelefteros gazetesinin ana haberi “Dekelya santrali oyun dışı – Çevre bakımından elektrik üretiminde uygun değil – Kıbrıs Cumhuriyeti çıkmazda” başlıklarıyla veriliyor.
Filelefteros haberinde şöyle yazıyor:
2010 yılında uygulamaya giren ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, Kıbrıs Elektrik Kurumunun Dekelya elektrik santrali için 2023 yılı sonuna kadar derogasyon sağlamayı başardığı çevre kirliliği ile ilgili hükümler ülkenin elektrik enerjisi yeterliliğini riske atıyor. Eski elektrik üretim birimlerine tanınan çalışma süresi sona erdi ve Dekelya santralinin kapanması gerekiyor.
Konu hakkında Cumhurbaşkanlığında ilgili bakanların da katıldığı bir toplantı yapıldı. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin çıkmazda olduğu ve uygun olmadığı artık resmen de kesinleşen santralin kapanmasından nasıl kaçınılacağı sorusuna cevap bulunamadığı tespit edildi.
Şu ana kadar uzun yıllardır devam eden gaz kirliliği yayımı sorununa çözüm bulunamayan Dekelya santrali için görünen tek çare santralin yasadışı çalışmaya devam etmesi ve Kıbrıs Elektrik Kurumu AİK’in ve bunun bir uzantısı olarak da tüketicinin Brüksel’in belirleyeceği kirlilik maliyetini üstlenmesi. Dekelya’daki beş buhar türbününün AİK’in elektrik üretiminin yüzde 25’ini karşıladığı vurgulandı.
*
Haravgi gazetesinin ana haberi:
“Öğrenci ve öğrenci velilerinin düşleri Eğitim Bakanının inadına tosluyor – Sömestr sınavları konusunda Prodromu topa tutuldu”
Sömestr sınavlarının ne iptal edilmesini düşünüyorlar ne de toplam puandaki oranını düşürmeyi
Öğrenciler sınav sonuçlarını aldıktan sonra avluya çıkıp ağladı
AKEL öğrencilerin öğrenim boşluklarının kapatılabilmesine yönelik stratejik bir planlama yapılmasını talep etti
*
Haravgi gazetesi ikinci haberini Larnaka Limanıyla ilgili bir konuya ayırmış SD.
“Hiçbir liman çalışanı mağdur olmamalı” başlığı altındaki haberden kısa bir alıntı:
PEO sendikası, Larnaka limanı çalışmalarının özelleştirilmesinden hiçbir liman çalışanının mağdur olmaması amacıyla liman çalışanlarının sorunlarının çözülmesine yönelik olarak Kıbrıs Liman İdaresiyle diyalog talep etti. Daimi ihtiyaçların karşılanmasında hizmet satın alımı uygulamasına son verilmesi ve daimi personel istihdam edilmesi de PEO’nun talepleri arasında yer alıyor.
*
Yine Haravgi’den bir haber:
“Borel Güven Artırıcı Önlemlere olumlu bakıyor – Kasulidis belirli önlemlerin ileriye götürülmesi konusunda AB’nin yardımını istedi”
Dış İlişkiler Konseyi’nin çalışmalarına katılmak amacıyla Brüksel’de bulunan Kıbrıs Dışişleri Bakanı İoannis Kasulidis dün AB Yüksek Temsilcisi Josep Borel ve İtalya ile Almanya Dışişleri Bakanlarıyla görüştü. İoannis Kasulidis’e yakın kaynaklar Dışişleri Bakanının görüşmelerinden olumlu sonuçlar elde edildiğini belirtti.
Kıbrıs Haber Ajansı KİPE’nin aynı kaynaklara dayanarak verdiği habere göre İoannis Kasulidis Josep Borel’e Kıbrıs Rum tarafının önerdiği Timbu havaalanı ve Mağusa etrafında dönen Güven Oluşturma Önlemleri paketinin felsefesini açtı. Önerilere ayrıntılarıyla değinen Kasulidis bu konuda AB’nin yardımını istedi.
Bu arada Kıbrıs Türk Lideri Ersin Tatar müzakerelerin başlamasından önce eşit egemenliğin tanınması motifinde hareket etmeye dün de devam etti. CNN Türk’e verdiği röportajda Tatar her iki tarafın da adada barış ve huzur içinde yaşayabileceği, Kıbrıs’ın gerçeklerini göz önünde bulunduran bir anlaşmadan söz etti. “İki ayrı ülkenin eşit egemenlik bazında işbirliği yapması şarttır” diyen Tatar “Biz ayrıca eğer Kıbrıs’ta bir anlaşma olacaksa Kilise’nin biraz geride durması gerektiğini söylüyoruz” şeklinde ekledi. Ayrıca Kıbrıs’ta “iki ayrı egemen halk” olduğunu iddia etti ve “her halk geleceğini belirleme hakkına sahiptir” dedi.
*
Filelefteros’tan bir haber:
“Göçmenler sorununda üç eylemli memorandum – Kıbrıs ile AB arasında önemli anlaşma”
Dün Kıbrıs Cumhuriyeti ile AB arasında tarihi öneme sahip bir anlaşma imzalandı. Özünde AB, yeşil hat sorununa ve Türkiye tarafından Göçün araç olarak kullanılmasına özel atıfta bulunarak, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin konuk kabul eden bir ülke olarak karşı karşıya olduğu sorunu ilk kez kabul ediyor. Memorandum Kıbrıs’a göç olayının idaresinin etkinliğini hedefliyor.
Dün sabah Nikos Anastasiadis, Margaritis Shinas, Nikos Nuris ve İlva Yohanson’un imzaladığı anlaşma üç eksen etrafında eylemler öngörüyor. Birincisi göçmenlerin hareket noktası ve yurtlarına, ikincisi Kıbrıs Cumhuriyeti’ne gelen göçmenlerin kabul ve idaresiyle ilgili alt yapılara ve üçüncüsü de geldikleri ülkeye geri gönderilmelerine ilişkin.
Margaritis Shinas, günün önemli ve sembolik bir gün olduğunu belirterek, "Çünkü Avrupa Birliği Kıbrıs Cumhuriyeti ile birlikte, çok büyük boyutlara varan ve Kıbrıs'a orantısız bir idare yükü oluşturan bir sorunun yönetiminde birlikte sayfa çeviriyor” dedi.
Pratikte meselenin yeşil hat olduğunu belirterek, farklı araçların, teknolojik araçların bir kombinasyonunun olması gerektiğine ve aynı zamanda oradaki geçişlerin izlenmesine ve kontrollerin sıkılaştırılmasına olanak sağlayacak bazı araçların olması gerektiğine dikkat çekti.
Son Güncelleme: 22 Şubat 2022 - 13:08
https://tr.news.rik.cy/tr/article/2022/2/22/basin-ozetleri-220222/