Bugünkü Kıbrıs Rum gazetelerinden Alithia, Haravgi ve Filelefteros ana haberlerini YESİ’nin sürdürülebilirliğini tehdit eden sorunlara ayırmış.
Alithia gazetesi:
“Kötü idare devam ettiği takdirde Genel Sağlık Sistemi YESİ’nin çökme riski – Petridis uyardı: Harcamalar öngörülenin üç katı” başlıkları altında verilen haberde gazete şöyle yazıyor:
Ekonomi Bakanı Konstandinos Petridis Kıbrıs Sağlık Sigortası Kurumunun ilgili yasanın doğru uygulanmaması nedeniyle YESİ’yi uçuruma sürüklediğine dair ağır bir suçlamada bulundu. MERCER ekonomik değerlendirme şirketinin aktüeryal çalışmalarına dayanarak rakamlar da veren Bakan YESİ’nin, başlangıçta, her yurttaşa 1.200 her çalışana ise 2.300 avroya mal olacağının öngörüldüğünü söyledi. Ancak YESİ’nin bu yılki harcamaları her yurttaşa 1.670, çalışana ise 3.322 avroya mal olduğunu gösteriyor. Öngörülen harcamalar 2022 yılında 850 bin hak sahibinin ödeme payının yurttaş başına 2.300, çalışan başına ise 4.400 avroya varacağını gösteriyor.
Bu arada Başsavcı 2020 yılında bir uzman doktorun YESİ’den 870 bin avro, bir jinekolog çiftin ise 1 milyon 400 bin avro aldığını, 83 yaşındaki bir doktorun listesinde yaklaşık 2.500 hastanın bulunduğu ve en yüksek ücretleri alan beş doktordan üçünün 2019 yılında vergi bildiriminde bulunmadığını açıkladı.
*
Filelefteros gazetesi ilgili ana haberini “YESİ’yi savaş alanına çevirdiler – Bakanlar, milletvekilleri, Sayıştay, Sağlık Sigortası Kurumu arasında Ukrayna sınırındaymışlarcasına karşılıklı füze saldırıları” başlıklarıyla veriyor ve şöyle yazıyor:
Temsilciler Meclisinin Denetim Komisyonunda YESİ konusu tartışılırken bağrışmalar, gerginlikler, zıtlaşmalar, Sağlık Sigortası kurumunun yönetim kurulunun tutuklanmasına dair tehditlerin yer aldığı bir savaş ortamı yaşandı. Sayıştay’ın Sağlık Sigortası Kurumu ve YESİ hakkındaki raporunun ele alındığı, dün yapılan toplantıda, daha ilk dakikadan itibaren ortalık barut koktu. YESİ’nin savunucuları ve karşıtları arasında yaşanan sert tartışmaların sonunda, AKEL’in Ekonomi Bakanının tek taraflı bir kararla YESİ’nin kasasını 103 milyon avrodan mahrum bıraktığı suçlamasıyla gün sona erdi.
Tartışma Sayıştay Raporunun ele alınmasıyla gergin bir havada başladı. Sağlık Sigortası Kurumu Başkanının Sayıştay’ın vurgu yaptığı noktalara cevap verme çabası Komisyon Başkanının tepkisine çarptı. Zaharias Kulidis ve AKEL’in Meclis Sözcüsü arasında zıtlaşmalar bitmek bilmedi.
Ekonomi Bakanı söz aldığında YESİ’nin maliyetine değinirken gerek AKEL Meclis Sözcüsüne gerekse de Sağlık Sigortası Başkanı Andreas Papakonstandinu’ya saldırması üzerine, ortam daha da gerildi.
Sağlık Bakanı Mihalis Hacipandela’nın “YESİ’nin iki yaşında bir bebek olduğunu ve bizim görevimizin onu öldürmek değil yürümesine izin vermek olduğunu hepimizin anlaması gerekiyor” çağrısıyla ortam duruldu.
*
Ana haberini aynı konuya ayıran Haravgi gazetesi ön sayfasında şöyle yazıyor:
“YESİ’nin yaşayabilirliği ile perspektiflerinin altını oyan Hükümet planları – Andoniu: “Sağlık Sigortası Kurumunun denetimsiz olduğunu söylemek yanıltıcı bir çabadır””
YESİ’nin 50 milyon daha talep ettiği bir sırada Ekonomi Bakanlığının tek taraflı bir kararla Sağlık Sistemi fonundan 103 milyon avro kesiyor
Ekonomi Bakanı Konstandinos Petridis: YESİ Ekonomi Bakanlığını sakatlayan tek devlet politikasıdır
Τüm YESİ karşıtlarının menfur hedefi sağlık sisteminin felsefesini ve karakterini değiştirmek olmaya devam ediyor
*
Politis gazetesinin ana haberi:
Politis ana haberini “İsrail ile Lübnan arayı buluyor, biz hâlâ daha tartışıyoruz – Güneydoğu Akdeniz’de durumun normalleşmesine yönelik ilk adım” başlıkları altında veriyor. Haberin içeriğine gazetenin ön sayfasından bir göz atalım.
İsrail ile Lübnan arasındaki ilişkilerin henüz net bir şekilde normalleşmesi anlamına gelmese de antlaşma bölgede değişime yönelik tarihsel bir gelişme oluşturuyor.
Beyrut’ta 2020 yılında meydana gelen ve Lübnan’ın ekonomisini darmadağın eden yıkıcı patlamadan sonra kamuoyunun baskısı altında Hizbullah dil değiştirmek zorunda kaldı.
Kıbrıs’ın Lübnan ile Münhasır Ekonomik Bölgeler arasındaki, Lübnan Meclisinde takılıp kalan antlaşmanın onaylanması için baskı yapabilmesinin yolu açılıyor.
*
Kıbrıs Rum gazetelerinin diğer haberlerinden bazı seçmeler:
Haravgi gazetesinden birkaç haberle başlayalım.
«Kıbrıs NATO’ya köprü başı oldu – Pazartesi günü Agrotur’a dört Typhoon savaş uçağı geldi”
Ukrayna krizi vesilesiyle adaya getirilen dört savaş uçağı nedeniyle Kıbrıs bir kez daha NATO’ya köprü başı oldu. Olay Kıbrıs Barış Konseyi’nin ani tepkisine yol açtı. Barış Konseyi Agrotur’a dört Britanya savaş uçağı Typhoon getirilmesini kınamanın yanısıra “geldikleri gibi derhal geri gitsinler. ŞİMDİ! Kıbrıs ne NATO’nun saldırı üssüdür ne de Britanya’nın. Britanya üsleri ülkemizin gövdesinde bir kanser gibidir ve bölge halkları için sürekli biçimde risk oluşturmaya devam ediyor. Biz Kıbrıs halkı olarak, ülkemizin halklar arasında bir barış ve işbirliği köprüsü olması için mücadele veriyoruz” dedi ve “Ülkemiz hiçbir şekilde gerginliğin tırmandırılmasına müdahil olmamalıdır, adanın Britanya ve başka NATO askeri güçleri tarafından kullanılmasına asla izin vermemelidir” şeklinde bir kez daha yineledi.
Bu arada ilgili konuda AKEL de bir açıklama yaptı. Haravgi gazetesinde “AKEL: Britanya savaş uçaklarının adadaki varlığı tahrik oluşturuyor” başlıklarıyla verilen haberde özetle şöyle yazıyor:
AKEL Agrotur’daki Britanya savaş uçaklarının varlığını Britanya’nın Kıbrıs’a ve halkına karşı bir tahrik olarak nitelendirdi. Dün yaptığı ilgili açıklamasında “Bu tür gelişmeler ülkemizin güvenliği için ancak risk doğmasına neden olur” diyen AKEL, Hükümeti, Britanya Hükümetine Kıbrıs toprağının NATO’nun saldırgan amaçları için kullanılmasıyla hemfikir olmadığına dair net bir mesaj vermeye çağırdı.
*
Alithia gazetesinden…
“Meclis yasayı onayladı… Nihayet Yolsuzluğa karşı Bağımsız Otorite”
Uzun tartışmalardan sonra Meclis Yolsuzlukla Mücadele Bağımsız Otoritesi yasasını onayladı. 43 milletvekili evet oyu kullanırken Ekologlar Hareketinden üç milletvekili çekimser kaldı.
*
“Zamlar yakıyor – Elektrik maliyetine 183 milyon avro bindi”
Kıbrıs’ın diyakronik olarak fosil yakıtlara olan bağımlılığını bu yıl çok pahalıya ödeyeceğiz. Kıbrıs Elektrik Kurumu AİK’in faturalarına 183 milyon avroluk ek yük binecek.
*
Son haberimiz de Politis’ten:
“Yabancı uyruklu delivery çalışanlarına yapılan saldırılar ırkçılık güdümündedir – İdare Komiseri: Yabancıların hedef haline getirilmesi kaygılandırıyor”
İnsan Hakları Koruma Komiseri Maria Stilyanidu Lotidi son günlerde görülen yabancı delivery çalışanlarına yönelik saldırılarla ilgili resen görüş bildirdi. Maria Stilyanidu Lotidi Lefkoşa’da meydana gelen saldırı olaylarının ırkçı ve yabancı düşmanı merkezlerden yönetiliyor olması olasılığının mevcut olduğunu söyledi.
İnsan Hakları Koruma Komiserine göre basında ve sosyal medyada çıkan ve polis tarafından da doğrulanan olaylar 13 Şubat günü meydana geldi. 18 yaş altındaki bir grup genç yabancı delivery çalışanlarının etrafını kuşattı, motosikletlerinden indirdi ve dövmeye başladı. Yabancı çalışanların haber vermesi üzerine arkadaşları olay yerine koştu. Bu arada saldıranların anne babaları da olay yerine geldi. Polisin müdahalesi üzerine olayların büyümesi önlendi. Olayda üç delivery çalışanı ve dört genç şahıs yaralandı ve bir baba bir çalışana saldırmak suçuydan tutuklandı. Bu yaşananların yanısıra Polis delivery çalışanlarına yönelik gasp ve soygun olaylarının da kaydedildiğini ve bu nedenle polis devriyelerinin arttırıldığı bilgisini verdi.
Maria Stilyanidu Lotidi ayrıca “İlerleme çerçevesinde ayrımcı ve ırkçı davranış biçimlerine karşı tatmin edici bir yasal çerçeve oluşturulduğu halde, Kıbrıs toplumunda nefret suçları halen yer almaya devam ediyor. Tanık olduğumuz bu fenomenlere karşı konuyla uğraşan tüm tarafların yoğun ve kolektif bir biçimde tepkisini ortaya koyması gerekiyor” şeklinde ekledi.
Saldırganların gençlerden oluşuyor olması nedneiyle ise Komiser “Öyle görünüyor ki gençler hoşgörüsüzlük pratiklerini ortadan kaldıracak eğitimi almıyor ve bu nedenle bu insanlara karşı şiddet saldırılarında bulunabiliyorlar” dedi.
Çocuk yaştan itibaren başlaması gereken bir eğitim çerçevesinde çocuklara sevgi, yardımseverlik ve hoşgörü duygularının aşılanmasına ihtiyaç olduğuna vurgu yapan Loitidi devletin sahip olması gereken role de atıfta bulundu. “Aşırı ırkçı ve yabancı düşmanlığı olaylarına karşı devletin göstermesi gereken tepki, ülkenin, insanlık onuru, eşitlik, özgürlük ve demokrasi değerlerine bağlılık derecesinin göstergesidir. Devlet ırkçılık içeren her türlü olaya karşı sessiz kalmamalıdır” dedi.
Son Güncelleme: 18 Şubat 2022 - 12:54
https://tr.news.rik.cy/tr/article/2022/2/18/basin-ozetleri-1596256/