basın özetleri 15.02.22

Bugünkü Rum gazetelerinde aşılanmamışlara uygulanan pandemi önlemlerinde gevşemeler, sera gazı yayımı hakkı alımının fiyatlara bindirdiği zamlar ve Rusya’nın beklenen Ukrayna saldırısı ana haberler olarak seyrediyor.

*

Filelefteros gazetesinin “Aşılanmamışlara karşı önlemlere gevşemeler geliyor – Mekana göre SafePass gösterme zorunluluğunda da değişiklikler – Kimler dördüncü doz aşı olacak” başlıklarıyla verilen ana haberinde şöyle yazıyor:

Sağlık Bakanlığı aşılanmamışların kafe, restoran, eğlence mekânları, vaftiz ve düğünlere ve statlara geri dönmesine izin vermek niyetinde. Bu arada virüsün yayılmasını önlemek amacıyla yapılan SafePass gösterme biçiminde de mekânın durumuna göre değişiklikler yapılması da düşünülüyor. Buna paralel olarak bilim adamları ve Sağlık Bakanlığı bugün yapacakları toplantıda yaşlılara ve bağışıklığı baskılanmış bireylere aşının dördüncü dozunun yapılması konusunu ele alacak ve aynı zamanda Test to Stay uygulamasının tüm devlet dairelerinde ve anaokullarında da uygulamaya konması konusu masaya yatırılacak.

Somut olarak ve Filelefteros’un eline geçen bilgilere göre son 10 gün içinde 26.800 aşı yapıldı. Bunlardan 1.700’ü ilk doz olup aşı olanların çoğunluğunu çocuklar oluşturuyordu.

Resmi verilere göre aşılanmış yaşlılar arasında bağışıklık düzeyleri düşüş gösteriyor ve bu somut olarak üç doz aşıyı da yaptırmış olan yaşlı kişilerde meydana gelen ölüm oranlarında açıkça görünüyor. Şubat ayının ilk on gününde toplamda meydana gelen 27 ölüm olayının 6’sı üç doz aşıyı da almış olan 60 yaş üstü insanlardan oluşuyordu. Huzur evlerinden elde edilen veriler ayrıca endişe verici olarak değerlendiriliyor.

*

Politis gazetesinin ilgili ana haberi “Aşılanmamışlara “aşı” aranıyor – Aşılanmayı reddeden yurttaşlara yönelik önlemler siyasi bir karardır” başlıklarıyla veriliyor. Ve şöyle yazıyor:

Epidemiyologlar önlemlerin gevşetilmesi konusunda hemfikir olmakla birlikte aşılanmamışların izolasyondan ne zaman çıkacağına dair bir karar henüz alınmadı. Sağlık Bakanlığı soruna çözüm bulmak zorunda.

Ev toplantılarında 10 kişi sayısının 15’e çıkarılmasına kesin gözüyle bakılırken restoran masalarında bir araya gelebilecek kişi sayısı da 12’ye yükseltilecek.

Tele-çalışma oranı yüzde 25’e çekilecek, test to stay uygulaması ise genişletilecek. Anaokulu protokollerinde de değişiklikler yapılması beklenirken bilim insanları, rapid teste haftada bir zorunluluğu üzerinde düşünüyor.

*

Haravgi gazetesinin ana haber başlığı “Hükümetin konuyu ağırdan alması kirlilik maliyetini yurttaşın sırtına bindiriyor – Kirlilik yayımı Kıbrıs Elektrik Kurumu için baş edilmez yük. Elektrik fiyatlarına zam tsunamisi geliyor” şeklinde.

Gazete ön sayfada şu noktaları öne çıkarıyor:

Elektrik Kurumu için doğal gaz getirilmesi konusunda gecikme yaşanıyor. Yenilenebilir Enerji Kaynakları çalışmalarına ruhsat verme prosedürü girift ve zaman kaybına neden oluyor.

Yurttaşların ödemek zorunda olduğu kirlilik ücreti yüzde 150 oranında artış göstererek 110,4 milyona avroya ulaştı.

Hesaba 230 milyon avronun daha eklenmesi beklenirken kirlilik yayımı hakkı alımı Elektrik Kurumu’nun üretim maliyetinin yüzde 25’ini oluşturuyor.

*

Alithia gazetesinin ana haberi:

Alithia “Rusya Çarşamba günü bize saldıracak – Ukrayna Cumhurbaşkanının halka dramatik açıklaması” başlığı altında bugün de Rusya’nın Ukrayna’ya saldıracak olmasını konu alıyor.

Habere kısaca bir göz atalım:

Dünya büyük bir endişeyle Ukrayna ile Rusya arasındaki gerginliğin tırmanmasını izliyor. Dün akşam Ukrayna halkına dramatik bir açıklamayla seslenen Ukrayna Cumhurbaşkanı Rusya’nın ülkeye Çarşamba günü saldıracağı konusunda bilgi aldığını söyledi. Batı dünyası ise Rusya’nın provokatörce hareket ederek Ukrayna’yı işgal etmek için bir gerekçe yaratma ihtimaline dair endişelerini ifade etti. Amerikan askerlerinin son hareketlerinden ve Washington’un tüm Amerikan yurttaşlarının Ukrayna’yı terk etme çağrısından sonra Almanya ve başka Avrupa Hükümetleri de benzeri talimatlar verdi. ABD muhtemelen hava saldırıları da içerecek olan bir Rus saldırısından sonra yurda dönüş için koşulların çok zor olacağı değerlendirmesi yaptı.

*

Kıbrıs Rum gazetelerinin diğer haberlerinden bazıları:

Haravgi gazetesinden Kıbrıs sorunuyla ilgili bir haber:

“DİSİ Kıbrıs sorununda başarısız oldu – AKEL: Birbirlerinin söylediklerini iptal ediyor, bir uçtan bir uca savruluyorlar”

AKEL “Hükümeti son yıllarda Kıbrıs sorunu ve dış politika konularında ortaya koyduğu her hedefinde başarısız olmakla” suçladı. Bu arada DİKO ve EDEK Türkiye’ye karşı yaptırım uygulanması politikasının terk edilmesi ve önceliğin Güven Artırıcı Önlemlere verilmesini şiddetle eleştirdi.

AKEL, Basın Sözcüsü Yorgos Kukumas vasıtasıyla dün yaptığı bir açıklamada “Yaptırımlar hiçbir zaman gelmedi, şimdiki Dışişleri Bakanı İoannis Kasulidis ise bu politikanın terk edildiğini söylüyor” dedi.

Öyle görünüyor ki Maraş’ın açılması Hükümetin söylediği gibi politik bir taktik değildi. Üçlü işbirlikleri Kıbrıs’ın münhasır ekonomik bölgesini koruyamadı. EastMed ta başından itibaren muğlak bir projeydi. En kötüsü de Kıbrıs sorununun 1974’ten bu yana içinde bulunduğu en kötü durumda olması ve Uluslarası topluluğun Türkiye’yi sanık sandalyesine oturtmak yerine Kıbrıs Rum tarafına sorumluluk yüklemesi.

Yorgos Kukumas bu başarısızlığa kanıt olarak Hükümet cephesindeki mevcut ortamı gösterdi. “Hükümet yetkilileri birbiriyle çelişkili konuşuyor ve bir uçtan bir uca savruluyorlar” dedi. Kukumas’a göre Maraş’ın kurtarılması amacıyla “ağır bedel” ödeneceğini tartışıyorlar ancak bu duruma gelmemizin sorumlusunun kim olduğunu söylemiyorlar. “Bu çelişkiler, bu kararsız politika Kıbrıs sorunu için çok tehlikelidir” dedi.

Bu arada DİKO “Türkiye’ye yaptırım politikasının terk edilmesi ve Güven Artırıcı Önlemler politikasının öne çıkarılması, Türkiye’nin iki devlet politikasını öne çıkardığı bir dönemde, Ankara’ya “bu politikasının başarıyla ilerlediği” mesajını net bir şekilde verecektir” açıklaması yaptı.

EDEK Başkanı Marinos Sizopulos da Güven Artırıcı Önlemler politikasına karşı olduğunu açıkladı ve “Güya Güven Artırıcı Önlemler politikası Kıbrıs sorununda bir baş aşağı gidiştir. Kıbrıs sorunu uluslararası bir sorun, bir işgal sorunu ve etnokatarsis sorunuyken toplumlararası düzenlemeler ve Güven Artırıcı Önlemler sorununa dönüştürülüyor” dedi.

*

Alithia gazetesi:

Petridis’ten Meclise: Yasayı siz geçirdiniz, ardından Avrupa Komisyonuna şikâyet eden de gene sizsiniz – Ekonomi Bakanı milletvekillerine “toparlanamaz olanı toparlamaya geldim” dedi”

Ekonomi Bakanı Konstandinos Petridis Meclisin Ekonomi Komisyonunda konuşurken milletvekillerine karşı sert bir ifade takınarak “Oy birliğiyle sizin seçtiğiniz, Avrupa Komisyonuna sizin şikâyet ettiğiniz bir yasa hakkında Yürütme erkini suçluyorsunuz. Bütün bunların ardından biz toparlanamayacak bir durumu toparlamak için buradayız” dedi.

AB talimatlarının 140 metre kareye kadar olan konutlara yüzde beş KDV uygulaması öngördüğü ancak Kıbrıs’ta uygulandığı biçimiyle bu bağlamda 200 metre kareyi kapsayan ulusal yasaların AB talimatlarıyla uyumlaştırılması konusunu ele alan Meclis Ekonomi Komisyonu toplantısı sert ve iddialaşmalarla geçti. Bakan AB’nin talimatının yanlış uygulanması nedeniyle, Kıbrıs’a verilen paranın iade edilmesinin talep edilmesi olasılığının açık olduğunu söyledi. İlgili yasa tasarısı AB’nin Kıbrıs’a gönderdiği uyarı mektubundan sonra Meclise sunulmuştu. Bakan ayrıca konut inşaatında düşük KDV’yle ilgili geçiş süreci ve en yüksek maliyete dair öneriyi Hükümetin ele almaya hazır olduğunu ifade etti. Toplantıda partilerin tepkileri de sert oldu.

Filelefteros gazetesinin de ilgili konudaki haberinden özetleyici bir alıntı:

“Muhalefet partileri “KDV konusunda AB’ni yanıltmaya çalıştılar” dedi – Kıbrıs’ta herkes ilgili talimattan haberdardı”

Yurtta son yıllarda belli ki ilk konut durumunda düşük KDV ödenmesine dair Avrupa talimatının yanlış uygulanması herkesin işine geliyordu. Sonuç olarak Avrupa Komisyonu Kıbrıs’ı aleyhine prosedür başlattı.

*

Alithia gazetesinden bir haber daha:

“Kurkuta denen kertenkele türü Kıbrıs’ın bio-çeşitlilik türlerine dâhil edildi”

Kıbrıs üniversitesi dün yaptığı bir açıklamayla endemik bir sürüngen türünün daha Kıbrıs’ın bio-çeşitlilik türlerine dâhil edildiğini açıkladı.

Kıbrıs’ta halk arasında “kurkuta” denilen ve sadece Kıbrıs’ta rastlanan Laudakia cypriaca adlı kertenkele türü, “Kıbrıs yılanı” yani Hierophis cypriensis ve “Trodos kertenkelesi” Phoenicolakerta troodica türleriyle birlikte- bundan böyle ülkemizin önemli bio çeşitlilik türlerinden birini oluşturacak.

“Kurkuta”nın tüm Doğu Akdeniz’e yayılan bir coğrafyada var olan bir tür olduğuna inanılıyordu. Ancak türün genetiğine dair bir araştırma onun sadece Kıbrıs’a özgü olduğunu ortaya koydu. Zoologica Journal of the Linnean Society dergisinde yayınlanan araştırmanın sonuçları söz konusu sürüngenlerin doğu Akdeniz ülkelerindeki tarihsel evrimine dair bilgiler içeriyor.

Bu sonuçlara göre, öyle görünüyor ki, türün evrimsel gelişim süreçleri çerçevesinde, yaklaşık olarak bundan 2,5 milyon yıl önce Buzul Çağı başlarında, Kıbrıs’ta farklı bir gelişim sürecine girdi ve endemik bir türe dönüştü.