basın özetleri 21.11.22

Filelefteros gazetesinin ana haberinin konusu Başpiskoposluk seçimi. “Motorlar tam hıza geçti… - Listelerle ilgili verilerin çoğu İçişleri Bakanlığına ulaştı – Metropolitler savaş pozisyonunda” başlıkları altında verdiği haberinde Filelefteros şöyle yazıyor:

Başpiskoposluk tahtının doldurulması için yapılan ön hazırlıklar safhasında ortam akışkan olarak kalmaya devam ediyor. Başpiskoposluk seçimleri dairesi müdürü Yannos Harilau Filelefteros’a listelerin hazırlanması için ilgili verilerin çoğunun İçişleri Bakanlığına ulaştığını, bugün ise tamamının gönderileceğini ifade etti. Devletin başpiskoposluk seçimlerine yeşil ışık yakması amacıyla Bakanlar Kuruluna acil işlem başvurusu yapılacak. Seçim maliyetinin devleti değil Kiliseyi bağladığı netleştirildi. Seçimlerde gerekli görüldüğü takdirde düzenin korunması amacıyla polis de devreye girecek.

*

Politis gazetesinin ana haberi:

“Yenilenebilir Enerji kaynakları ve Elektrik Kurumu AİK elektrik şebekesinin idaresine yönelik Mea Culpa – Ekonomi Bakanı Konstandinos Petridis Politis’e ifşaatlarla dolu bir röportaj verdi” başlıkları altındaki haberden bazı alıntılar:

Ekonomi Bakanı Politis gazetesine verdiği demecinde AKEL’in enerji şirketlerinin yüksek karlarının vergilendirilmesine ilişkin önerisine yönelik soruya cevap verdi. Bakan “İlgili bir ücret sistemi uygulayacağımızı zaten söylemiştik. Yenilenebilir enerji kaynakları yeşil kalkınma modelimizin temel parametrelerinden birini oluşturuyor. YEK üreticileri, dağıtım ağının yetersizliği nedeniyle büyük bir risk almıştır. Elde ettikleri kâr yeni yatırımlara gidiyor. Bu noktada Hükümet adına Mea Culpa diyebilirim çünkü stratejik planın da öngördüğü gibi dağıtım ağının, YEK’ndan gelen yükü idare edebilmesi için daha gelişmiş hale getirilmesi lazımdı. Ama bazıları tarafından yeşil kalkınmaya karşı bir direnç olduğunu görüyorum” dedi ve onları “Tekel sistemini korumaya çalışanlar, enerji pazarının liberalleştirilmesine ve aynı zamanda da dağıtım şebekesinin geliştirilmesine engel koyanlar” olarak adlandırdı.

Ekonomi Bakanı kırmızı kredili zorunlu satışların dondurulmasının uzatılması durumunda ise Avrupa kalkınma Mekanizmasından alınacak fonların serbest bırakılmaması riski olduğu konusunda uyardı.

*

Haravgi gazetesinin ana haberi...

“Anastasiadis Krans Montana’ya casus yazılım sistemiyle mi gitti? – PEGA Komisyonu: Kıbrıs’ın takip sistemleri ihraç kavşağı oluşturduğuna dair göstergeler var”

Avrupa Parlamentosu PEGA komisyonunun takip yazılım sistemlerine dair raporu Hükümeti ve DİSİ’yi yakan tespitler içeriyor. Rapor ayrıca çerçeveye Kıbrıs sorununu da katarak muhalefet politikacılarının, gazetecilerin, insan hakları savunucularının, avukat ve yurttaşların izlendiğine dair net veriler ortaya koyuyor.

Raporda yer alan ve çok sayıda soru işaretine yol açan en önemli atıf belki de “Cumhurbaşkanı Anastasiadis’in 2017’de Kran Montana’ya giderken yanında bir casus yazılım sistemi bulundurduğuydu”.

Raporda söz konusu konferansın hüsranla sona erdiği, Genel Sekreter Antonio Guteres’in Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis’i Kıbrıs sorununun çözülmesine yönelik tarihi bir fırsatın kaçırılmasında ortak sorumlu olarak gösterdiği ve buna paralel ise Türkiye dâhil garantör güçleri takındıkları tutum nedeniyle övdüğü belirtiliyor.

PEGA’nın raporunun ayrıca çoğu atıflarda resmi açıklama ve gün ışığını gören bilgilere göndermeler yaptığı halde bu konuda hiçbir kaynak vermediği dikkat çekiyor. Bunun anlamı ise PEGA’nın bu bilgiyi doğru kabul ettiği ve raporuna kaynak belirtmek istemeden almaya karar verdiğidir.

Rapordaki ikinci önemli nokta Kıbrıs’ın takip yazılım sistemi ihraç piyasasının önemli bir kavşağını oluşturduğuna dair. Bu bağlamda siyah van tipi casus aracı konusuna geniş biçimde yer veriliyor olayın üstünün örtüldüğüne dair imalarda bulunuluyor.

*

Alithia gazetesinin ana haberi...

“Erdoğan Irak’a gece girdi, Kürtleri bombalıyor – Kuzey Irak ve Suriye’ye “Pençe Kılıç” hava operasyonu - ”

Türkiye Savunma Bakanlığı Cumartesi gecesi kuzey Irak ve Suriye’nin “Kürt teröristler tarafından üs olarak kullanıldığından” kuşkulandığı bölgelere düzenlediği “Pençe Kılıç” askeri operasyonunu duyurdu.

Türk Savunma Bakanı Hulusi Akar Twitter’den paylaştığı bir mesajda, bir gece operasyonu sırasında kalkmakta olan bir Türk F-16 uçağını gösteren bir fotoğrafın üzerinde “Hesap verme zamanı geldi” diye yazdı.

Suriye’deki Kürt güçleri Türkiye’yi, Suriye topraklarında onların kontrolü altında bulunan bölgeleri bombalamakla suçladı.

Savaş çığırtkanlığı yapan Türk siyasi analizciler ve Türk basını “Suriye’ye karşı yapılan askeri operasyonun Yunanistan’a mesajlar verdiğini” yazdı.

Türk Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu da tahrik ediciydi. Twitter’a attığı bir mesajda Türk bayrağını yayınlayarak “Bir gece ansızın… Hesap zamanıdır” diye yazdı.

*

Kıbrıs Rum gazetelerinin diğer haberlerinden bazıları...

Alithia gazetesi:

“Seçimlerden sonra Kıbrıs sorunu için fırsat penceresi – Averof: Türk uzlaşmazlığının kırılıp kırılmayacağı uluslararası faktöre bağlıdır”

DİSİ Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Averof Neofitu dün yaptığı açıklamalarda “Türkiye tahrik edici bir biçimde oldubittileri kalıcı hale getirmeye ve Kıbrıs Cumhuriyetinin tamamını kontrolü altına geçirmeye yönelik Türk planlarını hayata geçirmeye çalışıyor” dedi. Neofitu “Durum sağduyu ve ihtiyatlı olmayı gerektiriyor. Muhtemelen, önümüzdeki Haziran’da sona erecek olan Kıbrıs, Yunanistan ve Türkiye’deki seçim dönemlerinden sonra muhtemelen Kıbrıs sorunu için bir fırsat penceresi daha açılacak” şeklinde konuştu.

DİSİ Başkanı “Türkiye’nin uzlaşmazlığının kırılması meselesinin uluslararası faktöre de bağlı olduğunu” ifade etti. “Bu nedenledir ki ülkenin güvenilir bir iktidara ihtiyacı var. Bulunduğumuz bu yeni evreyi değerlendirmemiz ve muhtemelen son olacak bu fırsatı yakalamamız gerekiyor” dedi.

*

Haravgi gazetesinden kısaca bazı haberler:

“Kıbrıs şirket idaresinde kadınların katılımı listesinde son sırada” Kıbrıs, kadınların şirket idaresine katılımı konusunda Avrupa ülkeleri arasında son sırada yer alıyor. Avrupa Birliği üyesi ülkelerin ortalaması yüzde 30,6’da iken Kıbrıs’ta bu oran yüzde 8,5’larda seyrediyor. Bununla birlikte yarın Avrupa Parlamentosunda oylanması ve geçmesi beklenen yeni bir talimat bu konudaki verileri ters yüz edecek. Söz konusu talimata göre kadınların şirket idaresine katılımı oranının, 2026 yılının Temmuz ayına kadar asgari olarak yüzde 40’lara ulaşması ön görülüyor. Buna göre Kıbrıs derhal zihniyet değişikliği yapmaya ve kısa süre içinde bundan önceki yıllarda yapmadıklarını yapmaya çağrılacak.

*

Meclise sunulan yeni bir yasa tasarısı çalışma saatlerine yeni değişiklikler getirecek.

En önemli değişiklik esnek çalışma saatleri yelpazesinin genişletilmesi olacak. Devlet dairelerinde şu ana kadar 07.30 - 08.30 ile 15.00 – 16.00 olan çalışma saatleri 07.00 – 08.00 ile 14.30 – 16.00 olarak değişecek.

Söz konusu yasa tasarısının, başka kazalarda yaşayan devlet memurlarının “belirli saatlerde olan toplu ulaşım araçlarını kullanabilmek amacıyla çalışma saatlerine esneklik getirilmesine” dair talebi üzerine hazırlandığı açıklandı.

*

Ve son olarak da Filelefteros gazetesinden bir haber

“Kıbrıs sorunu – Durumun etraflı değerlendirmesi önümüzdeki yaz yapılacak”

Birleşmiş Milletlerin ana amacı Kıbrıs, Türkiye ve Yunanistan’daki önümüzdeki dönemde yapılacak olan seçim süreçleri boyunca Kıbrıs sorunu sürecinin canlı tutulmasıdır.

Üç ülkede seçimler sona erdikten sonra durum yeniden değerlendirilecek ve ondan sonraki adımlar kararlaştırılacak.

Lefkoşa, bu uzun süre içinde durumun daha da kötüleşmesine neden olacak yeni gelişmelerin olmasından tedirginlik duyuyor. Türk tarafının izlediği taktik göz önünde bulundurulduğunda mesajların pek de pozitif olmadığı görülüyor. Miroslav Jenca’nın Lefkoşa ziyaretinin geride bıraktığı şey ve başka başkentlerden gelen mesajlar yaz döneminde, barış sürecinin canlandırılmasının mümkün olup olmadığının görülmesi için Kıbrıs sorunu hakkında yeni bir değerlendirmenin yapılacağı oldu.

Kıbrıs Rum tarafının çabaları Cumhurbaşkanı Anastasiadis’in Avrupalı liderlerle temaslarına odaklanıyor. Bunun iki hedefi olacak: Bir yandan zemini rayından çıkarmamasına yönelik Türkiye’ye baskı yapılması öte yandansa Avrupa Birliği’nin Kıbrıs sorununun çözülmesine yönelik çabalara daha aktif bir biçimde dâhil olması.

*