basın özetleri 01.09.21

Bugünkü Kıbrıs Rum gazetelerinin ana haberlerinde üçüncü doz aşı kararıyla ilgili gelişmeler öne çıkıyor. Haravgi gazetesinde ise “Larnaka’daki Kıbrıs Türk malları DİSİ yetkililerine dağıtılıyor” şeklinde bir manşet göze çarpıyor.

Haravgi gazetesinden başlayalım.

“Finikudes sahilindeki büyük değere sahip bir mülk DİSİ milletvekilinin ailesine verildi” alt başlığı altındaki haberde şöyle yazıyor: Bir DİSİ milletvekilinin ailesinin Larnaka’nın Finikudes sahilindeki büyük ticari değere sahip bir Kıbrıs Türk malından nemalandığı ortaya çıktı. Tapu Dairesinden gazetemizin elde ettiği bilgilere göre Türk Malları Vasiliği Ortaçağ Kalesi Meydanı, Athinon caddesinde bulunan mülkün DİSİ milletvekili Nikos Yeoryiu’nun ailesine verilmesi işlemlerinin ilk aşamasını tamamladı. Nikos Yeoryiu aynı zamanda eski DİSİ milletvekili ve parti başkan yardımcısı Yorgos Yeoryiu’nun oğlu.

Somut olarak daha önce Kooperatif dükkânı tarafından kullanılan mülk Nikos Yeoryiu’nun eniştesine verildi. Haravgi’ye ulaşan bilgilere göre mülkü alma başvurusu Larnaka Kıbrıs Türk Malları İdaresi Dairesi tarafından teslim alındıktan sonra kabul edildi ve Kıbrıs Türk Malları Vasiliğine gönderildi, şu anda ise İçişleri Bakanının onay vermesi bekleniyor.

Haravgi gazetesi haberinde konunun olağan sürecin izlenmesi yoluyla toplamda 9 başvuru arasından Nikos Yeoryiu’nun eniştesinin başvurusunun seçilmiş olduğunu, meselenin hukuki değil etik olduğunu vurguluyor ve Yeoryiu ailesinin elinde bir Kıbrıs Türk malının daha bulunduğu bilgisini ekliyor.

*

Diğer gazetelerin ana haberleri aşının üçüncü dozuna ve pandemiye ilişkin başka konulara ayrılıyor.

Filelefteros gazetesi “Başsavcı vasıtasıyla üçüncü doz – Aşının üçüncü dozu, EMA’dan bu konuda talimat çıkmadığı takdirde, sorumlulukların kime ait olacağı konusunda Başsavcıdan görüş alınarak yapılacak” başlıklarıyla veriyor ana haberini.

Haberde şöyle yazıyor:

Nüfusun belirli gruplarına aşının üçüncü dozunun yapılması artık bir veri teşkil ediyor. Ancak üçüncü doz aşıya ne zaman başlanacağı ve yurttaşların onayının alınıp alınmayacağı konuları belirsizliğini koruyor.

Üçüncü doza Avrupa İlaç Ajansı EMA’nın talimatı verilmeden başlanması halinde, aşının olası yan etkilerinin görülmesi durumunda sorumlulukların kime ait olacağının belirlenmesi için Başsavcıdan görüş istenecek.

Dün yapılan toplantıda bilim insanlarını hukuki konular meşgul etti ve bu nedenle üçüncü dozun ne zaman yapılmaya başlanacağına karar verilmedi. İlk aşamada bilim insanlarıyla Sağlık Bakanı üçüncü doz aşının 65 yaş üstü tüm gruplara, organ nakli yaptıran ve bağışıklığı baskılanmış olan tüm yurttaşlara yapılmasına karar verdi. Sağlık çalışanlarına yapılıp yapılmayacağı ve hangi sürecin izleneceği henüz karara bağlanmadı. Bununla birlikte bu süreçte aşı portalının kullanılmayacağı hemen hemen kesinleşti.

Dün akşamki toplantıda alınan kararların, onaylanması üzere, yarın Perşembe günü Bakanlar Kuruluna sunulması bekleniyor.

*

Politis gazetesi ilgili ana haberini “mRNA aşılarda üçüncü doz, kış mevsimine yetişmek lazım – EMA’nın kararını beklemiyoruz, Bakanlar Kurulu yarın karar verecek” başlıklarıyla veriyor.

Ön sayfada şöyle yazıyor:

Epidemiyologların önerisi üzere aşının üçüncü dozuna 65 yaş üstü yurttaşlardan başlanacak. Aşı zorunlu olmayacak ve ikinci dozunun üzerinden 6 ay geçmiş olan kişileri kapsayacak.

Epidemiyologlar, EMA’yı beklerken zaman kaybediyoruz, dedi. Sağlık Bakanı Mihalis Hacipandelas hukuki sorun oluşmaması için Başsavcılıktan görüş istedi.

Ağustos ayında kaydedilen yeni vakaların yüzde 21’i iki doz aşıyı yaptırmış kişilerden oluşuyordu. Bunların büyük bir çoğunluğunun ise ikinci dozunun üzerinden 6 ay geçmişti.

*

Alithia gazetesi:

“Hepsi yasal: Lockdown da maske takma zorunluluğu da safe pass da – Adalete başvuran safe pass ve aşı karşıtlarının davaları tek tek geri çevriliyor – Dün mahkeme 67 yurttaşın safe pass’ı dava etme talebini geri çevirdi. Bir başka davada ise kararnameyi çiğneyerek kilise ayinine katılan bir yurttaşı mahkum etti” başlıklarıyla veriliyor haber.

Kısaca haberin içeriğine bir göz atalım.

Şu ana kadar onlarca yurttaş insan haklarını ve kişisel özgürlükleri çiğnediği, epidemiyolojik riskin değerlendirilmesinde ihmal gösterildiği gibi nedenlerle Hükümetin koronavirüs önlemlerini dava etti. Hatta okullarda safepass ve maske zorunluluğu gibi konular ve dini özgürlüğün kısıtlanması gibi gerekçeler de söz konusu davaların konuları arasındaydı. Adalet dün bu gibi davaların açılmasına iki önemli cevap verdi. Mahkeme “kamu sağlığı her şeyden önce gelir” savıyla iddiaları reddetti.

*

Kıbrıs Rum gazetelerinin ana haberlerinde bu konular yer alırken diğer bazı haberler de şöyle:

“Anastasiadis’in önerisi bilmece gibi – Cumhurbaşkanının önerisini çalışma arkadaşları da anlamadı – Önerinin “lafın gelişi mi” yoksa Lut’a yönelik bir öneri mi olduğu dahi anlatılmadı” başlıklı haber Haravgi gazetesinden. Şöyle yazıyor:

Cumhurbaşkanı Anastasiadis’in 25 Ağustos’ta Kıbrıs Türk lideri Tatar’a cevaben yaptığı “laf gelişi – önerisi” Kıbrıs sorununun çözümüyle uğraşan ekipteki yakın çalışma arkadaşları için bile güçlü çözerler için hazırlanmış bir bilmece gibi. Gazeteye ulaşan bilgilere göre Cumhurbaşkanının çalışma arkadaşları bu konuda kendisi tarafından bilgilendirildikten sonra bile, önerinin Hükümet Sözcüsünün dediği gibi Ceyn Hol Lut’la tartışılabilecek bir öneri mi yoksa Dışişleri Bakanının dediği gibi lafın gelişi söylenmiş sözler mi olduğunu anlayabilmiş değillerdi.

Konunun bu sabah saat 10’da yapılacak Ulusal Konsey toplantısında da açıklığa kavuşup kavuşmayacağı bilinmiyor.

Kesin olan şu ki, müzakerelerin sadece toprak konusunda ve BM kararlarına uygun olarak devam etmesi koşullu 60 Anayasasına dönüş “önerisi”yle Cumhurbaşkanının ne demek istediğini kimse anlayamadı. Zira önerinin içerdiği iki konunun birbiriyle çelişkili olduğu apaçık ve hem erk paylaşımı hem de siyasi eşitlik öngören ve her şeyde veto hakkı olmasını reddeden iki bölgeli iki toplumlu federasyon çözümüyle de çelişiyor. Her şeyden önemlisi Kran Montana’da sunduğu Guteres çerçevesinin garantilerin kaldırılmasını ve işgal askerlerinin adadan ayrılmasını öngörmesiydi.

Cumhurbaşkanının önerisine ciddiyetle tepki gösteren tek partinin AKEL olduğunu hatırlatırız.

Bu arada BMGS’nin Kıbrıs sorunu özel danışmanı Ceyn Hol Lut’un, Kıbrıs Rum tarafının, iki toplum liderinin BMGS’yle resmi olmayan görüşmesinin hazırlanması amacıyla talep ettiği adayı ziyaretinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği konusu da henüz netleşmedi.

*

Haravgi gazetesindeki bir başka haber “Kıbrıslı Türklerden pasaportların geri alınması bölünmeyi derinleştiriyor” başlığını taşıyor. Şöyle yazıyor:

Aristeri Pteriga (Sol Kanat) Bakanlar Kurulunun 23 Ağustos 2021’de Kıbrıslı Türk yetkililerin Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportlarının geri alınması kararının durduk yere alınmış bir karar olmadığı açıklaması yaptı. Aristeri Pteriga yaptığı ilgili açıklamada zaman zaman başka partiler tarafından da benimsenen aslen ELAM’a ait bu önerinin kısa bir süre önce Anastasiadis’in de gündemine girdiğini hatta Anastasiadis’in bundan bir ay önce verdiği bir demecinde “Kıbrıs Cumhuriyetini tanımayanlar vatandaşı olamaz” sözlerini kullandığını söyledi. Bu olaydan tam bir ay sonra ise Anastasiadis ve Kabinesi bu konuda düşünmeyi bıraktı ve fikri karara bağladı.

Aristeri Pteriga bu kararın bölünmeyi derinleştirdiğini, Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığının sorgulanmasına kapı açarak kktc oluşumunun pozisyonunu güçlendirdiğini vurguladı ve bütün bunların Kıbrıs sorununun en önemli ayaklarından biri “tek yurttaşlık” olduğu halde yapıldığını, bu durumun ise Kıbrıs Türk toplumunu Türkiye’nin kucağına daha da iterek ona olan bağımlılığını güçlendirdiğini ekledi.

*

Alithia gazetesinden bir haber:

“Avrupalılar İçişleri Bakanı Nikos Nuris’in tüm önerilerini benimsedi”

Dün Brüksel’de yapılan ve Kıbrıs Cumhuriyeti İçişleri Bakanı Nikos Nuris’in de yer aldığı AB İçişleri Konseyi toplantısında Afganistan krizi idaresi ile ilgili tüm önerilerimiz benimsendi. Bu durum Lefkoşa’da memnuniyet yarattı. İçişleri Bakanlığı konuyla ilgili olarak şu açıklamayı yaptı:

AB İçişleri Komisyonunun, dün, Afganistan’daki durumu ele almak için yapılan olağanüstü toplantısında, gelişen durumda sorunun insani boyutunun ve göç ile güvenlik konularının göğüslenilmesi amacıyla konuların direkt ve sonuç verici bir şekilde ele alınması kararı alındı.

Yapılan bildiride Konsey, 2015 krizi ışığında ve Nikos Nuris’in 23 Ağustos 2021 tarihinde Avrupa Komisyonuna ve tüm muadillerine gönderdiği mektubunda dile getirdiği tüm önerilerinin benimsenmesiyle, Birliğin tüm mekanizma ve kurumlarının tam harekete geçmesini ve aynı zamanda UNHCR ve IOM gibi uluslararası örgütlerle işbirliği yapılmasını önerdi.

Hedef göçmenlerin kabulü ve misafir edilmesi, onlara insani yaşam koşullarının sağlanması amacıyla Afganistan’a komşu olan üçüncü ülkelerin desteklenmesi olarak açıklandı. Aynı zamanda yasadışı göçmenlerin akınıyla mücadele ve göçmenlerin insan tacirleri tarafından istismar edilmesinin engellenmesi amacıyla üçüncü ülkelerin sınırlarının korunmasına yönelik ilişkilerin güçlendirilmesine çalışılacak.

Hükümet gerek önerilerimizin toplamının benimsenmesi gerekse de Konseyin kararlı tutumundan dolayı memnuniyetini ifade etti.