basın özetleri 31.08.21

Haravgi gazetesi ana haberini “Taksime doğru giderken Cumhurbaşkanlığında keşmekeş – Yönetenler kendi kendileriyle bile anlaşamıyorlar” manşet ve başlığıyla veriyor. Haberde şöyle yazıyor:

Dün Hükümet Kıbrıs sorununun çözüm zemini konusunda daha önce görülmemiş bir çifte dillilik sergiledi. Dışişleri Bakanı Cumhurbaşkanı Anastasiadis’in 60 Anayasasına dönüşe ilişkin atıflarını Hükümet Sözcüsü Marios Pelekanos’un demiş olduğu gibi incelenmekte olan bir öneri değil “lafın gelişi” söylenmiş sözler olarak nitelendirdi.

AKEL Basın Sözcüsü Yorgos Kukumas Dışişleri Bakanının açıklamasına atıfta bulunurken Hükümetin önce ne demek istediğini kendi içinde netleştirmesi ve ancak ondan sonra Kıbrıs sorununa dair açıklamalar yapması gerektiğini belirtti.

Yorgos Kukumas, Hükümet Sözcüsünün iki gün önce yaptığı açıklamada belirttiği gibi Anastasiadis'in 1960 Anayasası'na dönüş fikrini lafın gelişi söylemiş olmadığını, bu açıklamayı yazılı olarak yaptığını -ne de Ersin Tatar’a verilmiş sıradan bir yanıt olduğunu- önerinin yazılı olarak yapıldığı andan itibaren masaya konmuş olduğunu ifade etti. “Dışişleri Bakanı ise bugün böyle bir önerinin olmadığını ve bunun lafın gelişi söylendiğini belirtti” şeklinde ekledi.

“Aslında durum çok basittir” diyen Yorgos Kukumas “Hükümet içine düştüğü durumdan kurtulmak istiyorsa eğer, Cumhurbaşkanı'nın ilgili yazılı açıklamasını ve Hükümet Sözcüsünün, özünde, Kıbrıs Rum tarafının Doruk Anlaşmaları’nı, BM kararlarını ve varılan yakınlaşmaları terk etmesi anlamına gelen bu fikre ilişkin açıklamalarını resmen geri çekmelidir” dedi.

Meselenin bir tek özü olmaya devam ettiğini belirten Kukumas “Bu, yurdumuzun nihai taksime doğru götürüldüğü ve Sayın Anastasiadis’le, onun izlediği politikanın Kıbrıs’ı tehlikeli yollara sürüklediğidir” şeklinde ekledi.

Ayrıca Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Anastasiadis’in 60 Anayasasına dönüşe atıfta bulunmasını Tatar’ın ölmüş Kıbrıs Cumhuriyetine diyakronik atıflarına cevap olarak nitelendirerek “Cumhurbaşkanı bu yolla Kıbrıs Cumhuriyeti’ne seçici atıflarda bulunulamayacağını vurgulamak istedi” dedi.

*

Alithia gazetesi de ana haberinde Kıbrıs sorununa değiniyor.

Manşet: “Lut gelmeyecek, Anastasiadis – Tatar görüşmesi de şüphe götürür”. Alt başlıklar şöyle:

Türkiye’nin iki devlet ısrarı BM’i düşündürüyor – AKEL 60 Anayasası gerginliğini canlı tutmaya çalışıyor. Hristodulidis’in cevabı: İki bölgeli iki toplumlu federasyon zemininde azimliyiz”

Haberin içeriğine bir göz atalım.

BMGS’nin Kıbrıs özel danışmanı Ceyn Hol Lut’un Lefkoşa ziyareti gerçekleşmeyecek gibi görünüyor. Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis dün yaptığı açıklamada şu anda bu ziyaretle ilgili niyet olmadığını bildirdi. BMGS’nin Anastasiadis ve Tatar’la yapması beklenen ortak görüşme de şüphe götürür. Bunun vesilelerini Afganistan’daki durum ve Antonio Guteres’in öncelikleri oluşturuyor. Ancak asıl neden Türk tarafının iki devlet ve “egemenlik” eşitliğinin tanınmasındaki ısrarı üzerine Kıbrıs’taki taraflar arasında oluşan büyük mesafe.

Bu arada AKEL dün de Cumhurbaşkanı Anastasiadis’in Kıbrıslı Türklerin 60 Anayasasına geri dönmesiyle ilgili atfına yönelik eleştirilerini devam ettirdi. Dışişleri Bakanı AKEL’in suçlamalarına, tarafımızın bugüne kadar Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik arzu edilen hedefte değişiklik konusunu asla gündeme getirmediğini söyleyerek cevap verdi.

*

Filelefteros gazetesi bugün de ana haberini pandemik manzaraya ayırmaya devam ediyor.

“Öğrencilerle üniversite öğrencilerini vurdu – Ağustos’ta koronavirüs vakalarının çoğu çocuklardan oluşuyordu – Yeni enfeksiyonların yüzde 81’i 50 yaş ve altı gruplarından oluşuyor” başlıklarıyla verdiği haberinde gazete şöyle yazıyor:

5 ile 28 Ağustos tarihleri arasındaki dönemde koronavirüsle enfekte olan kişilerin dörtte biri lise ve üniversite öğrencilerinden oluşuyordu.

Bilim insanlarıyla Sağlık Bakanı temas takip grubu tarafından son iki ayda seyreden durum hakkında bilgilendirildikten sonra şimdi sıra bundan sonraki adımların kararlaştırılmasında. Yapılan açıklamalarda öğrencilerin okullarına dönmesinden önce yapılması gereken doğru hazırlıklardan ve Ulusal Muhafız Gücünün askeri kamplarıyla kapalı mekânlarda sağlık protokollerinin daha da sertleştirilmesinden söz edildi.

Enfekte olan 18 yaş altı gruplara ait kişilerin yanısıra sözü edilen dönemde geçen Cumartesi gününe dek tespit edilmiş olan vaka sayısının 8.830’a ulaştığı ve bunların yüzde 21’inin yani 1854 kişinin iki doz aşılı olduğu bildirildi.

Takip grubu bu süreçte temas kurduğu yurttaşların çoğunun virüsü nasıl kaptığını belirtmekten kaçındığını ve vakaların yüzde 81’inin 50 yaş altı kişilerden oluştuğunu bildirdi.

Temmuz ayının pozitif vakalarının çoğunluğunun, somut olarak 4.373’ünün 15 ile 18 yaş grubuna ait olduğu vurgulandı. Ağustos ayında saptanan vakalar arasında ise 15 ile 18 yaş grubuna ait şahısların sayısı 1.069 oldu.

Ağustos ayında görülen 8.830 vakanın 158’i 70 ile 74, 117’si 75 ile 79, 79’u 80 ile 84, 62’si ise 85 üstü yaş gruplarına aitti.

*

Gelelim Politis gazetesine.

Gazetenin ana haberinde “Aşı karşıtı ve şarlatan avı” manşeti göze çarparken üst başlık şöyle:

“Doktorlar doktorlara karşı: Covid tedavi merkezlerinde görev yapan doktorlar meslektaşlarına karşı yasal yollarla harekete geçmeye hazırlanıyor”

Haberde şöyle yazıyor:

Meslektaşlarının mevcut tavsiyelere uymayı reddetmesi nedeniyle 50 yaş grubu altındaki hastaların yoğun bakım birimlerine gitmek zorunda kalması, Covid tedavi merkezlerinde görev yapan doktorları çileden çıkardı. Ellerinde şarlatanların isimlerini bulunduran doktorlar yasal yollara başvurmaya karar verdi.

Doktorların elindeki listede hastasına sahte aşı belgesi veren ve bu hastalarından birisi ölen 53 yaşındaki doktorun adının yanısıra hastalara vitamin kokteyli vererek onları önerilen Covid tedavisini olmamaya iten dört doktorun daha adı bulunuyor.

“İşini doğru yapmayan evine gider açıklaması yapan Sağlık Bakanı Mihalis Hacipandelas ilgili sürecin hızlandırılması amacıyla Bakanlığının disiplin araştırması prosedürünün değiştirilmesi doğrultusunda hareket etmeye hazır olduğunu bildirdi.

Aşı olmayı reddeden ve koronavirüs olduğu halde, aşı karşıtı ve koronavirüs retçisi doktorlarının tavsiyelerine bağlı kalarak sonunda yoğun bakım birimlerine ulaşan hastaların sayısı günbegün yükseliyor. Koronavirüs nedeniyle ölen hastaların sayısı artarken Covid 19 tedavi merkezlerinde çalışan doktorlar sahte aşı belgesi veren ve onaylanmamış aşı kokteylleriyle hastaları tedavi etmeye çalışan şarlatan meslektaşlarına karşı yasal önlemlere başvurmak niyetinde. Son günlerde virüsle mücadeleyi kaybeden 50 yaş altındaki insanların sayısı belirgin bir biçimde arttı. Sağlık Bakanı Mihalis Hacipandelas “işini doğru bir biçimde yapmayan doktor evine gidecektir” dedi. Sağlık Bakanlığı iki gün içinde 11 ölüm olayı meydana geldiğini ve bunlardan 4’ünün 50 yaş altı aşısız yurttaşlar olduğunu bildirdi.

*

Haravgi gazetesinden “Türkiye’ye kayıplar konusunda işbirliği yapmasına yönelik yeni çağrı – Soru işaretleri ve belirsizlik cevapsız kalmaya devam ediyor” başlıklı bir haber:

Cumhurbaşkanlığı Komiseri Ofisi, kayıp ailelerinin acısının dindirilmesi amacıyla işbirliği yapmaya ve payına düşen sorumlulukları üstlenerek gerekli siyasi ve insani kararları alması için bir kez daha Türkiye’ye çağrı yaptı. Cumhurbaşkanlığı Komiseri Ofisinin açıklamasında mevcut deklarasyon ve uluslararası anlaşmaların, kayıp ailelerinin acı ve kaygılarının son bulması için, en nihayet hayata geçirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Dün Dünya Kayıplar Günü nedeniyle yapılan açıklamada “Kayıplarımızın ailelerinin, böylesine bir acı ve mutsuzluğa sebep olan trajedisinin devam etmesi insanlık dışı ve kabul edilemezdir. İnsanların ortadan kaybolması insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur” dendi.

*

Yine Haravgi gazetesinde yer alan bir haberde Gençler ve onlarca çocuklu aile yoksulluğa gömülüyor” başlığını görüyoruz. Gazete ön sayfada şöyle yazıyor:

İstatistik Dairesinin dün açıkladığı verilere göre 2019 yılında ve koronavirüs pandemisi başlamadan önce 188 bin insan, özellikle düşük gelir nedeniyle yoksulluk veya toplumsal dışlanma riskiyle karşı karşıyaydı. 73 bin kişi ciddi maddi yoksunluk nedeniyle kirasını ya da kredi taksidini, elektrik ve su faturasını ödemekten acizdi.

2018 yılına kıyasla 2019’da yoksulluk ve toplumsal dışlanma riskiyle karşı karşıya olan yurttaş sayısında küçük bir iyileşme görüldüğü halde –bu oran yüzde 22,3’ten yüzde 21,3’e düşmüştü- gençler arasında ve 2 veya daha fazla çocuklu ailelerde ciddi bir kötüleşme kaydedildi.

*

Filelefteros gazetesinden “Bir devlet doktoru müstehcen saldırıyla suçlanıyor – Bu yıl polisin eline ulaşan cinsel taciz vakalarının sayısı 36’ya ulaştı” başlıklı bir haberi paylaşalım sizlerle.

“Bir devlet hastanesi doktoru, bir kadına cinsel tacizde bulunduğuna ilişkin şikâyet edildi.

Filelefteros gazetesinin gerek hastaneden gerekse de polisten edindiği bilgilere göre söz konusu doktor aynı hastanenin bir kadın çalışanı tarafından bundan yaklaşık olarak 3 hafta önce Devlet Sağlık Hizmetleri Kurumu OKİPİ’ye şikâyet edildi. Kadın çalışan doktorun muayenehanesinde müstehcen saldırıya uğradığını belirtti. Şikâyet Polisin cinsel taciz ve istismar bürosunun eline ulaştı ve doktor ifade vermeye çağrıldı. Polisin hazırladığı dosya tamamlanma aşamasında olup kısa sürede Başsavcılık bürosuna gönderilecek.

Bu arada bu yıl içinde polisin eline ulaşan ve araştırılan ya da araştırılmakta olan şikâyetlerin sayısının 36’ya ulaştığı bildirildi. Bunlardan 22’si mahkemeye gönderildi, dokuzu araştırma aşamasında bulunuyor, üçüne ilişkin Başsavcılık ofisinden karar bekleniyor, iki tanesi hakkında ise Hukuk Dairesi cezai kovuşturmaya gerek görmedi.

*

Son haberimiz de Politis gazetesinden. Çevreyle ilgili bir haber.

“Laçi’de zehirli deniz kestaneleri görüldü – Süveyş kanalı vasıtasıyla gelen yeni deniz türleri iklim değişikliği ve su ısısının yükselmesi nedeniyle Akdeniz’de ideal bir ortam buldu”

Son bir yılda Kıbrıs sahillerinde Diadema Setosum adlı deniz kestanesine gitgide daha sık rastlanmaya başlandı. Dev deniz kestanesi hafif zehirli olup battığında ciddi ağrıya neden oluyor ve dikenlerinin uzunluğu 30 santime kadar ulaşabiliyor hatta bazen aşabiliyor. Diadema Setosum deniz kestanelerine son günlerde Laçi’deki, kısa bir süre önce inşa edilen dalgakıranlarda rastlandı. Önceki yıllarda Yunanistan’ın Kiklades adalarının kayalık sahillerinde tespit edilen bu türün örneklerinin kısa sürede tüm Akdeniz’e yayılmasından korkuluyor.

Hint-Pasifik Okyanusu’nda Avustralya’dan Afrika’ya kadar olan tüm bölgede yaşamakta olan bu dev kestane türü Akdeniz’de ilkin İsrail, Lübnan ve Kıbrıs’ta görülmüştü.