Basın Özetleri 26.07.2021

Filelefteros Gazetesi

• Cumhurbaşkanlığı defteri kapanıyor

“Nikos Anastasiadis: 2023'te yeniden aday olmayacağım” alt başlıklı haberde, Anastasiadis’in 2023'te görev süresinin bitmesiyle, Cumhurbaşkanlığı defterinin nihai olarak son bulacağını söyleyerek, üçüncü bir dönem için aday olup olmayacağı konusundaki tartışmaları sona erdirdiği vurgulandı. Haberin detayında, Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis ile yapılan röportajın ikinci bölümüne yer verilirken, geçtiğimiz Mayıs ayında yapılan genel seçimlerin ardından kulislerde dolaşan yeniden aday olacağı yönündeki senaryolara yanıt verdiği ve bu kararın bilinçli, nihai ve geri alınamaz olduğunu ve hiçbir koşulda değiştirilmeyeceğini açıkça belirtiği aktarıldı. Anastasiadis’in aday olmayacağı yönündeki açıklamalarının, milletvekili seçimlerinin hemen ardından ortaya çıkan her türlü tartışma veya dedikoduyu ve oluşturulan senaryoları sonlandırdığı ve DİSİ Genel Merkezi’nde bir sonraki cumhurbaşkanı adayı için çalışmalara alan bıraktığı ifade edilirken, Nikos Anastasiadis’in kral olmadığını söylediği ve yeni cumhurbaşkanı adayına karar verme yetkisinin kendisinde değil, DİSİ’nin yetkili organlarının yapacağı kongrede olduğuna atıfta bulunarak, konuyla hiçbir ilgisi olmadığını vurguladı. Haberde ayrıca, Cumhurbaşkanı’nın, geçtiğimiz Pazar günü Cumhurbaşkanlığı Sarayı ve "DIAS" Grup’un dışında yaşanan üzücü olaylara karşı açık tavrını ortaya koyduğu ve bazı kişilerin yaptıklarıyla toplumu ve ekonomiyi tuzağa düşüremeyeceği mesajını verdiği, devletin "DIAS" Grup’un hasarlarının tamiri için destek verme kararı aldığından bahsettiği aktarıldı. Haberde son olarak, Cumhurbaşkanı’nın verdiği röportaj da hükümetin aşı konusunda kamuoyunu bilinçlendirme çabalarına da değindiği belirtildi.

Politis Gazetesi

• Yıl sonuna kadar yetişmesi gereken 14 yükümlülük için yarış

“1,2 milyar Euro'luk paketin ilk taksiti için yükümlülükler listesi” üst başlığıyla verilen haberde, hükümetin "Kıbrıs, yarınlar" adını verdiği 1,2 milyar Euro değerindeki Kıbrıs Ulusal Kurtarma ve Sürdürülebilirlik Planı'nın bugün Avrupa Birliği Ekonomik ve Mali İşler Konseyi (ECOFIN) tarafından onaylanmasıyla, sürecin yeni bir yola gireceği ve Kıbrıs'ın hakkı olan parayı alabilmesi için önemli noktaların ve yatırımların uygulanması yarışına girişileceği belirtildi. Haberin detayında, Kıbrıs Kurtarma ve Sürdürülebilirlik Ulusal Planı'nın maliyetinin 1,2 milyar Euro olduğu ve bu miktarın, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın %4.5'ine tekabül eden 1 milyar Euro’luk tutarının geri ödemesiz mali destekle finanse edileceği, 200 milyon Euro’luk projenin kalan tahmini maliyeti için ise kredi talebinde bulunulacağı aktarıldı. Telekonferans yoluyla bugün gerçekleştirilecek olan ECOFIN toplantısında, Kurtarma Fonu’nun uygulanmasının tartışacağı ve Kıbrıs dahil dört Ulusal Kurtarma ve Sürdürülebilirlik Planı'na nihai onay verilmesinin beklendiği aktarıldı. Haberde ayrıca, planın ECOFIN tarafından onaylanmasının ardından, önümüzdeki günlerde Kıbrıs’ın, Avrupa Komisyonu ile bir hibe ve kredi anlaşması imzalayacağı ve fon akışı başlayacağı ancak ödemelerin devam etmesi için Kıbrıs'ın kabul ettiği ve taahhüt edeceği şeyleri yarından itibaren yasal olarak uygulanmaya başlaması gerektiği vurgulandı. Haberde son olarak, Kıbrıs’ın ilk aşamada, %13’luk miktarı yani 156 milyon Euro’luk bir ön ödeme alacağı ifade edilidi.

Alithia Gazetesi

• Türkler bunu hazmedemez

“Üçüncü günde de Güvenlik Konseyi’ni suçluyorlar” üst başlıklı haberde; Türkiye'nin ardından, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kontrolü altında olmayan bölgedeki rejimde dün Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin Kıbrıs ve Maraş'a ilişkin açıklamasını aynı dili kullanarak eleştirdiği belirtildi. Haberin detayında, Türk tarafının üçüncü gününde de Güvenlik Konseyi kararlarını sindirmiş görünmediği ve dile getirdiği tek argümanın, Konsey'in Kıbrıs Rum tarafı ve Yunanistan'ın baskısına boyun eğdiği yönünde olduğu ve hem Türkiye’nin hem de işgal rejiminin, Maraş'taki eylemlerinin ne Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarını ne de uluslararası hukuku mülkiyet hakkını hiçbir şekilde ihlal etmediği konusunda ısrar ettiği ifade edildi. Haberde ayrıca, Güvenlik Konseyi’nin oybirliğiyle aldığı kararda, Türkiye'yi ve Maraş'taki işgalini açıkça kınadığı ve kentin Birleşmiş Milletler kontrolüne geri verilmesi talep edilirken, Kıbrıs sorununa kabul edilecek tek çözüm biçiminin iki toplumlu iki bölgeli federasyon olduğunun yinelendiği vurgulandı.

• 727 yeni vaka ve 2 ölüm

“Pozitiflik oranı %1'e düştü” üst başlıklı haberde; Korona virüs vakalarında düşüş eğilimi gözlemlendiği ve pozitiflik oranı %1,06 olan Cumartesi günü kaydedilen 789 vakaya nazaran, dün yapılan 73.053 test sonucunda 727 vaka kaydedildiği ve pozitiflik oarnının %1'e düştüğü vurgulandı. Haberin detayında, Limasol Genel Hastanesi'ne kaldırılan 76 yaşında bir erkek ve 83 yaşında bir kadın olmak üzere iki kişinin daha dün korona virüs salgınına bağlı olarak yaşamını yitirdiği, son yaşanan can kayıplarıyla salgın nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısının 403’e, tespit edilen vakaların toplamının ise 97,718’e yükseldiği aktarıldı. Haberde ayrıca, 71'i ağır olmak üzere 276 Covid-19 hastasının hastanelerde müşahade altında olduğu belirtilirken, hastanede tedavi edilen hastaların %88,8'inin aşı geçmişinin bulunmadığına dikkat çekildi.

Haravgi Gazetesi

• Çelişkiler ve skandallar uluslararası güvenilmezliğimizi artırıyor

“Cumhurbaşkanı; siyasi eşitlik temelli görüşmeleri kabul mü ediyor, ret mi ediyor” alt başlığıyla verilen haberde; Kıbrıs Rum tarafının amacın mutabık kalınan esas ve çerçevede müzakere etmek ise söylediklerinde ikna edici olması gerektiği vurgulandı. Haberin detayında, bir oy için mutabık kalınan esasların dışına çıkılmasının kabul edilemez olduğu belirtilirken, AKEL Genel Sekreteri konuyla ilgili olarak, “Çelişkili ve yanlış politika argümanlarının bedelini ödüyoruz. Tek çaremiz Kıbrıs sorununun çözümü!” dediği aktarıldı.

• 15 aylık salgında hala ayni noktadayız

Korona virüs salgınıyla ilgili haberde; AKEL’in konuyla ilgili olarak iş planlaması eksikliği ve yetersizliğini Sağlık Bakanlığı ve Sağlık ve Devlet Sağlık Hizmetleri’ne bağladığı belirtildi. Haberin detayında, salgının başlamasının üzerinden 15 aylık bir süre geçmesine rağmen hala yatak ve personel eksikliği bulunan Mağusa Hastanesi'nin pandemi hastanesi olarak gösterildiği vurgulanırken, AKEL’in kritik durumu değerlendirmek için Sağlık Bakanı'ndan görüşme talep ettiği aktarıldı.