basın özetleri 01.07.21

Politis gazetesinin ana haberi:

Gazetenin “Aşılanmayın… sonları ölüm oldu” manşetinin üzerinde Tabipler Birliğine yurttaşları aşı olmaktan caydıran doktorlar hakkında şikayetler ulaştı” üst başlığının yer aldığını görüyoruz. Gazete ön sayfasındaki haberinde şöyle yazıyor:

Bazı doktorlar yurttaşları aşı olmamaya ikna ederek aşılanma programını sabote ediyor. Doktorlar koronavirüsten hastalandıkları takdirde yurttaşlara klorokin ve vitamin almayı telkin ediyor. Gençleri kısır kalabileceklerine dair korkutuyor.

Tabipler Birliğine ulaşan şikayetler sonucunda hastalanan hatta bazıları koronavirüs nedeniyle ölen yurttaşların, şahsi doktorlarının telkinleri sonucunda aşılanmadığını ya da aşıların uzun vadeli yan etkilerini görmek için beklediklerini söylediği ortaya çıktı.

Tabipler Birliği yaptığı ilgili açıklamada şikayetlerin ciddiyetini ve her doktorun klinik muhakemesini araştırdıktan sonra karar alacağını belirtti.

*

Filelefteros gazetesinde “Ayrıcalıklılar ve cezalılar” manşetini görüyoruz. Alt başlıklarda “Sadece aşılanmışlara açık covid-free mekanları – Bilim adamları yanlış mesajlar verilecek diyor – Başka Avrupa ülkelerindeki uygulamaları inceliyorlar” diye yazıyor:

Haberin içeriğine bir göz atalım sd.

Aşı yaptırmamış olan yurttaşlara karşı cezalandırmaya gitmedikleri halde şu anda üzerinde düşünülen önlemler kendiliğinden yurttaşlar arasında ayrımcılık yapıyor. Yol Gösterici Komitede yer alan bakanlar dün covid-gree mekanlar uygulamasını getirme kararı aldı. Yani stad, sinema, tiyatro gibi mekanlara sadece aşılanmış kişiler girebilecek. Bunun yanısıra aşıyı yaptıran askerlere izin ve restoran tipi mekanların dış alanlarında da safepass uuygulamasının geri getirilmesine karar verildi.

Düne kadar aşılanmış çalışanlara birtakım ayrıcalıkların verilmesi konusunda henüz karara varılmamıştı. Cumhurbaşkanının Bilim danışma Kurulu üyelerine yaptığı ücretsiz rapid test uygulamasının kaldırılması şeklindeki önerisi de önlemler listesinin dışında kaldı. Dün akşam yapılan toplantıda aşı yaptırmamış yurttaşlara karşı cezai önlemlerin alınması konusu ele alınmamakla birlikte başka Avrupa ülkelerindeki uygulamalardan bazılarının burada da uygulanması için incelemeler yapılıyor.

Hükümet ekonomik sektörün bazı kollarının işlemesinde uygulanan protokollerin ve uygulanan kontrollerin daha da sıkılaştırılması konularını da görüşüyor.

Yol Gösterici komite konuyu görüşmeye bugün de devam edceek. Alacağı kararlar Cuma akşamı Bakanlar kurulunun önüne getirilecek.

Hükümet aşılanmaya yönelik motivasyonlar ve aşı yaptırmayı reddedenlere karşı caydırıcı önlemler getirilmesi üzerinde çalışırken bilim adamları camiasında yurttaşların aşı yaptırmak için motivasyona değil doğru bilgilendirmeye ihtiyacı olduğunu dile getiren sesler yüklemeye başladı. Profesör Leondios Kostrikis konuyla ilgili olarak “Bu şekilde felsefi açıdan yanlış mesajlar veriliyor. Örneğin seminerler, makaleler ve toplantılar yoluyla doğru mesajlar yurttaşlara ulaştırılabilir” dedi. Profesör Petros Karayannis ise “cezalandırıcı önlemlerin iş görmeyeceğini zira çifte standart yaratacağını bu yüzden de toplumda tepkilerin ortaya çıkacağını” ifade etti.

*

“Biden’a da mektup”… Alithia gazetesi ana haberinde Kıbrıs sorunuyla ilgili gelişmeleri ele alıyor. Üst ve alt başlıklar şöyle:

“Anastasiadis’ten Mağusa’nın yerleşime açılmasını engellemeye yönelik hareketler – İşte Mağusalılar böyle kandıracaklar: Türkler Mağusalıları Kıbrıs Türk yönetimi altında geri dönmeye çağıracak, ardındansa hakları EVKAF tarafından sorgulanacak”

Alithia’nın ana haberinde şöyle yazıyor:

Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 20 Temmuz’da adayı ziyareti sırasında Mağusa’da yapılması programlanan yasadışı faaliyetleri engellemek amacıyla bir dizi girişim başlattı. Cumhurbaşkanı karakteristik olarak “AB nezdinde pek çok girişim başlatmış bulunuyoruz, dün Başkan Biden’a bir mektup gönderdim, yarın da BMGS’ne bir mektup gidecek” dedi. Cumhurbaşkanı aynı zamanda Türklerin Mağusalılara, Kıbrıs Türk idaresi altında mülklerine geri dönmelerine ilişkin Türklerin olası bir çağrısını kandırma olarak nitelendirdi. “Şu anda AİHM’nde bir Muğusalı yurttaşın davası görüşülüyor. Türk Hükümeti mülkiyetin EVKAF’a ait olduğu cevabını verdi. Dolayısıyla dünya çapında izlenim yaratmak amacıyla yurttaşları, özünde mevcut olmayan bir komisyon vasıtasıyla mallarına geri dönmeye çağırıyorlar ama ardından da EVKAF tarafından hakları sorgulanacak” dedi.

Haravgi gazetesinde de konuyla ilgili bir haber “Bölünmenin engellenmesi yolunda insiyatifler – Maraşlılar Ulusal Konsey toplantısı talep etti” başlığı altında yer alıyor. Haberde şöyle yazıyor:

AKEL Kıbrıs Cumhuriyeti tarafından belirli insiyatiflerin üstlenilmesini istedi. Yapılan açıklamada “Sayın Mavroyannis’in şimdi söylediği şeyleri AKEL uzun zamandır söylüyor. Cumhurbaşkanı ise bizi Türkiye’nin oyununu oynamakla suçluyordu. Hükümetse Türk yetkililerin Mnhasır Ekonomik Bölge ve Mağusa hakkındaki tehditlerini izlenim yaratma girişimleri olarak değerlendiriyordu” dedi.

AKEL’in açıklamasında ayrıca şöyle deniyor: “Sayın Mavroyannis’in “anlatının büyük başarısızlığı” şeklindeki saptaması son yıllarda karşımızda olan gerçekliğin tespitidir. Bu yüzden şimdi de olsa Cumhurbaşkanı ve Hükümet nihai bölünmenin engellenmesi konusunda kafa yormalıdır”.

“Önerimiz sayesinde Kran Montana yoluna geri dönmesi için Türkiye’ye baskı uygulama ortamı yaratılabileceğine inanıyoruz” diyen AKEL “Cumhurbaşkanı ise önerimize cevap vermemenin yanısıra hiçbir özlü insiyatif üstlenmeden durumu izlenim yaratma şeklinde idare etmekle yetiniyor. Halbuki nihai bölünme gitgide daha da yaklaşıyor” şeklinde vurguladı.

Bu arada dün Mağusa Belediye Başkanı, Hükümeti Ulusal Konseyi toplaması ve tüm siyasi partilerle, Mağusa belediyesi ve kentin örgütlü gruplarıyla birlikte Türkiye’nin yasadışı eylemleriyle yurt içinde ve yurt dışında mücadele edilmesi için çağrı yaptı. Belediye Başkanı Simos İoannu yaptığı basın toplantısında “Mağusa ne işgal gücüne ne Erdoğan’a ne de Tatar’a aittir. Mağusa Mağusalılara aittir” dedi ve “20 Temmuz’da Erdoğan’ın yapacağı olası açıklamalara karşılık verme planımızın olması şarttır” şeklinde ekledi.

*

Politis gazetesi Mevlut Çavuşoğlu’nun adayı ziyaretini ön sayfasında şöyle veriyor:

“Çavuşoğlu işgal altındaki bölgede – Bundan sonraki adımları kesinleştiriyor”

Türk Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu bugün Ersin Tatar’la görüşecek. Görüşmenin ana hedefi Erdoğan’ın 20 Temmuz ziyareti öncesinde Kıbrıs sorunu ve Maraş konusunda izlenecek stratejinin belirlenmesi. Cumhurbaşkanı Anastasiadis Türk tarafının ayak oyunları konusunda Joe Biden ve Antonio Guteres’e mektup gönderdi.

*

Haravgi gazetesinin ana haberi:.

“Ruh Sağlığı Hizmetleri” sağlık sisteminin fakir akrabası – Mevcut Hükümet ve Devlet Sağlık Hizmetleri Kurumu OKİPİ Ruh Sağlığı Hizmetlerini attı, soldurdu”

Haravgi ön sayfasında ayrıca şu ayrıntıları veriyor:

Ruh hastalıkları Hizmetlerindeki grevciler ve AKEL hastaların yaşam şartları ile sağlık görevlilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesini talep ediyor.

Doktorlar artık “yapacağız”, “olacak” gibi vaatler değil eylem talep ediyor.

Bağımlı Kişiler Dostları ve Aileleri Derneği Athalassa Hastanesinin geliştirilmesini ve iyileştirilmesini talep ediyor.

*

Haravgi gazetesinden bir başka haber verelim sd.

“Avrupa Komisyonu yasadışı yurttaşlık verilmesini durdurmak için önlemler alacak” başlığının altındaki haberde şöyle yazıyor:

Kıbrıslı Avrupa Parlamentosu üyesi Niyazi Kızılyürek Avrupa Komisyonuna sunduğu soru önergesi ile sözde kktc’de verilen yasadışı yurttaşlıkların demografik yapıyı bozması konusunu gündeme taşıdı. Niyazi Kızılyürek, her geçen gün daha da artan bu eğilimle beraber bu durumun Türkiye’nin Kıbrıslı Türklerin siyasi iradesine yaptığı açık bir müdahale olduğunun altını çizdi.

Kızılyürek Komisyon’a yönlendirdiği soru önergesinde, Türkiye Cumhuriyeti ve alt yönetiminin eylemleri, Kıbrıs’ın kuzeyini (ki AB toprağıdır) Türkiye’nin arka bahçesine dönüştürdüğünü ve tek gerçekçi çözüm olan iki bölgeli, iki toplumlu federasyon temelinde ülkenin yeniden birleşmesi perspektifini yok etmeyi amaçladığını belirtti.

Kızılyürek son olarak Avrupa Komisyonunu bu yasadışı faaliyetleri durdurmak ve Kıbrıslı Türklerin haklarını ama aynı zamanda da Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi perspektifini korumak için harekete geçmeye çağırdı.

*