Gazetelerin ana haberleri bugün çeşitlilik gösteriyor.
Filelefteros gazetesi ana haberini Brüksel’deki NATO toplantısı sırasında yapılan görüşmelerin Kıbrıs sorununa yansımaları konusuna ayırmış.
Gazete ana haberini “Etkileme stratejisi” manşeti ve “Türkiye Kıbrıs sorununa dokunmadan pozitif gündem yaratmak peşinde” üst başlığıyla veriyor.
Haberin içeriğine bir göz atalım:
Türkiye, Avrupa Konseyi toplantısında pozitif gündem kazanmak için Avrupalı liderleri etkileme stratejisi yürütüyor. Recep Tayyip Erdoğan NATO toplantısı için Brüksel’de bulunurken yaptığı görüşmelerde ikili bir mesaj vermeye çalıştı.
1: Bazı ülkelerle sorunlar çözülebilir
2: Doğu Akdeniz’de oluşan durumun sorumlusu Bıbrıslı Rumlardır.
Ankara’nın bu hareketleri, Avrupa – Türkiye ilişkileri gündeminde Kıbrıs sorununun var olmasının, önümüzdeki Avrupa Konseyi toplantısında istediğini almasını zorlaştırdığını anladığının göstergesidir.
Bu yüzden de Erdoğan önümüzdeki Perşembe günü de Avrupa Birliği toplantısı için Brüksel’de bulunacak olan liderlerle görüşmelerinde Kıbrıs’ı ve Kıbrıs sorununu gündem dışı bırakmaya çalıştı.
Ancak Filelefteros’a ulaşan bilgilere göre Kıbrıs sorunu ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki tavır ve tutumu Recep Tayyip Erdoğan’ın Pazartesi günü Brüksel’de yaptığı tüm önemli görüşmelerin gündemindeydi. Bununla birlikte, kendisinden istendiği halde, Erdoğan bu konulara değinmekten özenle kaçınarak Kıbrıs ve Kıbrıs sorununun, aralarındaki ilişkileri etkilememesi gerektiği mesajını vermeye çalıştı.
Lefkoşa’ya dün yapılan bilgilendirmeye göreyse Türkiye Cumhurbaşkanı Mitsotakis ile görüşmesinde Türk-Yunan ilişkilerinin AB-Türkiye diyaloğunun dışında tutulmasını istediğini belli etti. Bu nedenledir ki Erdoğan gerek Mitsotakis ile görüşmesinde gerekse de yaptığı açıklamalarda iki ülke arasındaki sorunların, üçüncü taraflar olarak adlandırdığı Avrupalıların müdahalesine gerek kalmadan, aralarında çözülmesi gerektiği görüşünü ifade etti.
Ancak öyle görünüyor ki Recep Tayyip Erdoğan’ın Brüksel’de ve Türk tarafının perde arkası çalışmalarında sarf ettiği çabalara rağmen Kıbrıs sorunu ve Türkiye’nin kapalı Maraş kentindeki ve Doğu Akdeniz’deki hareketleri önümüzdeki hafta Brüksel’de alınacak olan Avrupa Birliği kararlarını etkileyecek. Kıbrıs Hükümeti AB yoluyla Türkiye’ye baskı yapılmasını sağlama çabası içerisinde sahnenin en önemli oyuncularıyla bir dizi görüşme gerçekleştirecek.
Kıbrıs sorunuyla ilgili iki habere Haravgi gazetesinde de rastlıyoruz.
İlkinde “Lefkoşa, sonuçlarda Kıbrıs sorunu ve Maraş konusunda daha güçlü atıflarda bulunulmasını arzu ediyor – Avrupa Konseyi Kıbrıs sorununun bütünsel çözümü konusunda tam yükümlülük üstlendi” başlığı altındaki haberde Lefkoşa’nın Avrupa Konseyi 24-25 Haziran toplantısında çıkacak sonuçlarda Kıbrıs sorununa ve Maraş bölgesine ilişkin güçlü atıflar beklediği yazıyor. Habere göre kısa bir süre öncesine kadar AB’nde Türkiye’nin aleyhine bir ortam mevcutken, Türkiye Cumhurbaşkanının ABD, Büyük Britanya, Fransa, Almanya hatta Yunanistan liderleriyle görüşmelerinde takındığı pozitif tutumdan sonra bunun değiştiğini göz önünde bulunduran Lefkoşa Türkiye-AB Gümrük Birliğinin geliştirilmesi konusunda nasıl bir tavır takınacağını henüz açıklamadı.
“Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak oluşan ortam AKEL’i kaygılandırıyor – Lut 21 Haziran’da adaya gelecek. BM Eylül ayından önce resmi olmayan beşli konferans beklemiyor” başlıklı haberde ise şöyle yazıyor:
ABD, NATO, AB ve Türkiye arasındaki proses yoğunlaştıkça, AKEL Kıbrıs sorunu ve geleceği ile ilgili olarak oluşan durum konusunda endişe ifade etti. AKEL’in ilgili açıklamasında şu noktalara dikkat çekiliyor:
Hükümetin ve genel olarak Kıbrıs diplomasisinin izlediği politika sonuç vermiyor, dolayısıyla Türkiye yeni oldubittiler yaratma taktiğini sürdürüyor. Ayrıca müzakere boşluğu sonucunda Kıbrıs sorununa “yeni fikirler” sızmaya başladı. Bunlar yakınlaşmalardan Türkiye’nin tezlerine doğru bir kayma teşkil ediyor.
AKEL ayrıca “Adada taksimin olası kesinleşmesinin ülkenin yakın tarihindeki en yıkıcı dönüm noktası anlamına geldiğinin altını çiziyor” ve Kıbrıs sorununun barışçıl çözümünün sadece yurdun kurtuluşu ve yeniden birleştirilmesiyle sağlanabileceğini, gelecek nesillerin barış ve güvenliğinin sadece bu yolla güvence altına alınabileceğini vurguluyor”.
Haberde Ceyn Hol Lut’un iki liderle temaslarda bulunmak üzere 21 Haziran’da adaya geleceğini de yazıyor.
*
Alithia gazetesi Britanya Başbakanının, yurt dışına seyahatleri 19 Temmuz’da yeniden ele alma kararının, Kıbrıs turizmine etkilerini ana haber yapıyor.
Manşet “Turizme son darbe – Boris Johnson otelcilerimizin kanatlarını kırdı” başlıklarıyla verilen haberde şöyle yazıyor:
Boris Johnson’un kısıtlayıcı tedbirlerin bir ay daha süreceğini açıklamasıyla Kıbrıs turizminde mümkün olan en kötü senaryo başlamış oldu. Bu, Haziran ayından sonra, turizmcilerimizin en büyük turizm piyasası olan Britanya’dan yana yakıla turist bekledikleri Temmuz ayının da kaybolduğunu gösteriyor. Geriye Ağustos ayı kalıyor. Ancak bugünkü verilere göre o bile kesin değil zira Britanya’da virüsün Hint mutantının büyük ölçüde artmış olması tedbirlerin Ağustos ayında kalkmış olmasını muallakta bırakıyor.
Son derece dramatik gelişmelerden sonra Kataklizmo şenliklerinin ardından çok sayıda otelimizin kapanması olasılığına da pozitif bakılıyor.
*
Politis gazetesinin ana haberi Cumhurbaşkanı Anastasiadis’in geniş hükümet oluşturulması çağrısına dair gelişmeleri ele alıyor.
Haberde “Geniş red ve… fonda Cumhurbaşkanlığı seçimleri” manşeti ve “Cumhurbaşkanının aldığı 6 ret yönetimde DİSİ’yi tek başına bıraktı” üst başlığını görüyoruz.
Ön sayfada kısaca şöyle yazıyor:
Hiçbir siyasi parti hükümete destek olmak istemedi. Halbuki önümüzdeki dönem belediye ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik işbirlikleri bakımından belirleyici öneme sahip.
Siyasi partiler Hükümetle aralarındaki farklı siyasi görüşleri öne sürmekle birlikte hiçbiri devama yönelik iletişim ve anlaşma köprülerini tamamen yıkmayı tercih etmedi.
Oluşan ortam DİSİ’nin lehine. Önümüzdeki seçimler öncesinde yapacağı birtakım atamalarla parti içi bazı yaralarını sarma olanağını bulacak. Devlet memuru atama komisyonuna ve yarı resmi devlet kuruluşlarına yapılacak atamalara önemli olarak bakılıyor.
*
Ve Haravgi gazetesinin ana haberi.
Haravgi gazetesi ana haberini PEO’nun çalışan haklarına yönelik taleplerine ayırmış:
Haberde “PEO çalışanların taleplerine yönelik 8 ana eksen ortaya koydu - Ortada ne koruma tedbirleri var ne devlet varlığı” manşetinin yer aldığını görüyoruz. Gazete ön sayfasında PEO’nun çalışan haklarına yönelik talepleri şu başlıklar altında kısaca şöyle özetleniyor:
Asgari ücretin korunması ve çalışanları işverenlerin keyfi kararlarından koruyacak yasal önlemler şarttır.
Hizmet alımı kamuflajı altında gerçek çalışan ve işveren ilişkilerinin saklanmasına artık son verilsin.
Çalışanlara iş güvenliği, sağlık… İş kazaları önlensin. Sosyal politika ve aileye destek tedbirleri alınsın.
*
Alithia gazetesinde ana haberin hemen altında göze çarpan bir haberle devam ediyoruz.
AKEL, Adamos Adamu Bakan yapıldığı takdirde, DİSİ’yi savaşla tehdit etti – Anastasiadis’in yoğun iş programı nedeniyle yeni Kabine Temmuz’a kaldı başlıkları altındaki haberde şöyle yazıyor:
Cumhurbaşkanı Anastasiadis’in yoğun çalışma programı, Cuma günü veya haftasonu yapılması beklenen yeni Bakanlar Kurulunun açıklanmasını geciktirebilir. Cumhurbaşkanı 24-25 Haziran’da yapılacak olan Avrupa Konseyi toplantısına katılmak üzere Salı günü Brüksel’e gidecek. Dolayısıyla yeni kabineye girecek isimlere karar vermek ve açıklamak için çok az zamanı var. Bu yüzden bu işi Brüksel dönüşüne bırakması bekleniyor. Bu arada Cumhurbaşkanı eski AKEL milletvekili Adamos Adamu’ya bakanlık teklifinde bulundu ancak AKEL buna sert tepki göstererek “böyle bir şey yapıldığı takdirde Hükümete savaş açmakla” tehdit etti. Mesela bazı önemli yasa tasarılarına hayır demekle. İsimler etrafında tartışmalar sürerken bazı bilgilere göre Hükümet Sözcülüğüne Ksenia Konstandinu’nun atanacağına bilgiler de yer aldı.
*
Haravgi gazetesinden bir haber:
“Herkes Baş Savcılık’a - Kurumsal ırkçılığı besliyorlar – AKEL: ‘Kurumsal ırkçılıkla Mücadele Hesap Vermeyi gerektirir’ – POGO Metaksas olayıyla ilgili çizgi değişikliğini Hukuk Dairesinin önünde protesto edecek”
Haber az çok başlıklardan da anlaşıldığı üzere Baş Savcının seri katil Metaksas’ın davasında sorumlu olduğu görülen polislerin cezai sorumluluk taşıyıp taşımadıklarının araştırılmaması kararına AKEL’in tepkisini ele alıyor.
Şöyle yazıyor:
AKEL Savcılık makamının Metaksas davasında adı geçen polisler hakkında kovuşturma yapılmaması kararına yönelik yaptığı açıklamasında “Kurumsal ırkçılıkla, eğer kimse bundan sorumlu gösterilmeyecekse, nasıl mücadele edilsin?” dedi.
“İki yıl önce ülkeyi sarsan cinayetler serisi olayıyla ilgili olarak poliste ihmal göstermiş veya gerekeni yapmamış olan hiç kimse hesap vermeyecek. Bugünkü Hükümet eski Baş Savcı ile ceza savcılarının görüşünü değiştirdi. Hiçbir polis memuru hakkında kovuşturma açılmayacak” denilen açıklamada “o dönem Adalet Bakanının da Emniyet Müdürünün de görevden istifa etmek zorunda kaldığı” hatırlatılıyor ve “Toplum seri katilin kurbanları için adaletin ne olacağını merak ediyor” şeklinde vurgulanıyor.
AKEL’in Kadın Hareketi POGO olayla ilgili olarak bir protest mitingi düzenledi. “Tahammüle tahammülümüz yoktur” sloganlı eylem bugün saat 12:00’de Hukuk Dairesinin dışında yer alacak.
Son Güncelleme: 16 Haziran 2021 - 13:40
https://tr.news.rik.cy/tr/article/2021/6/16/basin-ozetleri-160621/