11.04.2021 tarihli Pazar günkü Filelefteros gazetesinde yayınlanan Andreas Parashos’un "Tarihin tırnakları ve Annan Planında kaybettiklerimiz" başlıklı makalesi:
Elitis, "Ara sıra tarihin tırnaklarını kesmeye bak, yoksa uzar ve hem seni hem de gerçeği boğar" diye yazmıştı. Biz bu ülkede sadece işimize geldiği zaman şairlere atıfta bulunduğumuz için de, 7 Nisan'da 17. yılını tamamlayan Tassos Papadopulos'un "Hayır"ıyla neler kaybettiğimizi görmek için bugün "tarihin tırnaklarını kesmeye" çalışacağım.
Gözlerinde yaşlarla, o pek görkemli "Uluslararası kabul görmüş bir devlet aldım. Uluslararası alanda konuşma hakkı olmayan ve bir vasiye gereksinim duyan bir Toplum teslim etmeyeceğim" sözleriyle Papadopulos Kıbrıslı Rumlara Annan planını reddetme çağrısında bulunmuştu. Aynı Papadopulos Miloseviç’le işbirliği yaparak Sırp halkının milyonlarının çalınmasına ortaklık etmişti.
Adamızın işgal altındaki kuzey kesiminin insan kayıplarını, kayıp mallarını ve güzelliklerini hesaba katmayanların masrafsız konuşmalarında ve şaşaalı analizlerinde, bir "Hayır", "Evet" demiş olduğumuz takdirde nelere sahip olacağımızı düşündüğümüzde ancak siyasi saflık olarak nitelendirilebilir. Maraş ve Kokkina bizim olacaktı. Athienou, Mammari, Pila ve Troulli'nin bugün işgal altındaki bölümleri. Agios Nikolaos, Petrofani, Selemani, Varişa, Ahna, Petra, Lefke Agios Georgios, Galini, Lutro, Piroi ve Timbu… Ta baştan.
1 Mayıs 2006'dan itibaren Aheritu, Ammadion, Avlona, Kalopsida, Kondea, Limniti, Lisi, Makrasika ve Kserovouno’nun iadesine başlanacaktı. 1 Ekim 2006'dan itibaren Gerolakkos, Kato ve Pano Zodya, Mia Milia ve Maraş'ın kuzeybatı kesimi sakinleri geri dönecekti. 2007’nin yılbaşından itibaren Morfu ve köylerinin sakinleri, Aya Marina, Ayios Ermolaos, Ayios Vassilios, Ağridaki, Arğaki, Aşa, Asomatos, Vatili, Filia, Gaidouras, Kalo Horyo, Karavostasi, Karpaşa, Katokopya, Kondmenos, Kormacit, Kira, Larnaka Laptası, Mirtu, Nikitas, Pentaya, Potamos tu Kambu, Morfou Prastio’su, Mağusa Prastio’su, Pirga, Sisklipos ve Skilloura sakinleri köylerine geri dönecekti. Geriye kalan 900 Yunan askeriyle 600 Türk askeri en son 2019'da adayı terk edecekti.
Zaman ne kadar hızlı geçiyor sahi ve onunla birlikte kabul edilemez olarak adlandırılan planların reddedilmesiyle, şehirler, köyler, mülkler ve özellikle insanlar ne kadar hızlı yok oluyor. Planı reddedenlerse ülkeyi yönetmeye devam ederek kontrolsüz bir şekilde ve kimse onlara dokunamadan servetlerine servet katıyor. Miloseviç skandalını Kıbrıs’ın varlıklı orta sınıfının kan kaybına neden olan borsa skandalının takip ettiğini bu noktada hatırlatırım.
Sonra, Kıbrıs olarak yaptığımız ve gişe rekorları kıran Çamaşırhane filmine konuk olan kara para aklama geldi. Ardından yüksek politik denetim ve Kıbrıs bankalarında korunaklı bir liman bulan oligark Rus-Ukraynalı işadamlarıyla bağlantıları olan golden boys oyunu geldi. Sonra Cumhurbaşkanının yakınlarının dahi paralarını yurt dışına kaçırdığı tıraşlama geldi. Büyük final, hâlâ devam eden 10 milyarlık "altın pasaport" skandalı… Araştırma komitesinin ilgili çalışmaları halen sürüyor!
Bu koşullarda Kıbrıs sorununun çözülmesini niye istesinler ki? Tassos Papadopulos 6.7.2005 tarihinde "Annan Planı'nın yeni bir müzakere turu için temel oluşturabileceğine inanıyoruz, çünkü ilk önce önemli ölçüde iyileştirilmiş ve değiştirilmiş olacaktır" demişti. Diplomatik ofisinin yöneticisi Tassos Conis ise 13 Kasım 2005'te "F" a şunları söyledi: "Planın müzakerenin temeli olduğu ne anlama gelir? Bu, diğer tarafla birlikte Plan metnini görmek ve anlaşmanın mümkün olduğu noktalarda değişiklikler yapmak için masaya oturacağız demekse eğer, bu durumda da kapana kısılmamak imkansız olur. Öncelikle bu zemini kabul etmekle, uluslararası topluma Annan Planı ile ilgili sorunumuzun ciddi olmadığı ve bu nedenle onu reddetmekle yanlış yaptığımız izlenimini yaratacağız ki bu durumda da bizden sadece birkaç küçük talebimizin olmasını bekleyecekler» .
Ertesi gün Tassos, Cionis'in izinden gitti: "Şu anda müzakerelerin yeniden başlaması ihtimali yok ve bu nedenle Kıbrıs Rum tarafının tam olarak ne istediği kamuoyuna söylenmemelidir" dedi. İşte bugün Nikos Anastasiadis de tam aynısını yapıyor. Tassos'u taklit ediyor. Tassos Kıbrıs sorunuyla ilgili tüm tarafların bulunduğu İsviçre'nin Burgenştok kentinde sadece müzakere etmemekle kalmadı, kalkıp ülke lideri olarak AB zirvesine katılmak için toplantıdan ayrıldı. Öte yandan "hafif bir hayır" diyen Hristofyas, Tassos'un Annan planını yeniden müzakere edeceğini ve onu sağlamlaştıracağını ilan ediyordu!
Referandumdan altı ay sonra, Hristofyas’ı gerçeğe döndüren yine Tassos'un kendisi oldu. 11.10.2004’te Finlandiya'daki "Paasikivi" örgütünün etkinliğinde yaptığı konuşmada, mevcut durumun herkes için en iyi ikinci çözüm olduğunu” söyledi. 17 yıl sonra, Nikos Anastasiadis'in iki devletli çözüme rıza göstermesiyle tarihin tırnakları Kıbrıs Cumhuriyeti'ni boğacak kadar uzadı. Tassos Papadopulos tarafından devralınan devleti Anastasiadis’in, çocuklarımıza bir topluma çevirerek devredeceğine dair en ufak bir kuşkum kalmadı. Çünkü deyimin de dediği gibi parayı sevenler çok oldu ama hiçbiri Kıbrıs Cumhuriyetini sevmedi...
Son Güncelleme: 13 Nisan 2021 - 13:56
https://tr.news.rik.cy/tr/article/2021/4/13/kibrisli-rum-gazetecilerden-makaleler-130421/