Geçen hafta Filelefteros gazetesinde Vasos Vasiliu imzalı bir özel haberde eski Lefkoşa’nın çehresinin değişeceğine ilişkin bilgi veriliyordu. Lefkoşa Suriçine farklı bir işlevsellik katma çabasıyla ve “gettolaşan çehresini değiştirme” gayretiyle Maliye Bakanlığı, Kıbrıs Üniversitesi, Lefkoşa Belediyesi ve Başpiskoposluğun el sıkıştığından söz ediliyordu. Gazetelerde bu konuda yazılıp çizilenler arasında Filelefteros’ta yer alan Manolis Hrisanthos imzalı makale de vardı.
*
`Eski Lefkoşa’ya Umut` başlıklı, 25.03.21 tarihli makale şöyle:
İşte bu iyi haber. Devlet bunu Lefkoşa'ya borçluydu. Daha pek çok şey borçlu olduğu gibi. Lefkoşa’yı yaşamış, Lefkoşa’da yaşamış, Lefkoşa’nın barındırdığı ve zor zamanlarımızda iş yetiştirdiği ama sonunda kenti kendi kaderine terk ettiğimiz pek çoğumuzun olduğu gibi. Bunu "eski" Lefkoşa'ya borçluyduk. Kentin çok sevdiğimiz tarihi merkezine. Terk edilmiş canım evleriyle konaklarına. Hâlâ ayakta duranlarına da yarı yıkık olanlarına da "kalkınma" kasırgası ve kâr arayışı uğruna geriye dönüşü olmayan bir şekilde yok edilenlerine de. Evet evet, yasal ve meşru kârın yok ettiklerinden söz ediyorum.
Ve en nihayetinde orada kendilerine ucuz barınak bulan –tıpkı bir zamanlar bizim bulduğumuz gibi- bu barınakları hayatta tutan ve üstüne üstlük bölgeyi gettolaştırmakla suçlanan, eski kentin şimdiki sakinlerine borçluyuz. Sanki kenti gettolaştıran kalkıp modern ve alacalı banliyölere taşınmak üzere orayı terk eden bizler değilmişiz gibi. Kenti gettolaştıran onu yaşamsal sinirlerinden, hayati dokularından mahrum bırakanlar değilmiş gibi. Hatta silah zoruyla onu dünyanın tek bölünmüş başkenti olmak zorunda bırakanlar değilmiş gibi. "Görev bilinciyle" onun sonsuza dek bölünmüş ve çıkmazda kalmasını sağlayacak planlar yapıp o planları hayata geçirenler hiç değilmiş gibi. Yoksul "yabancı" işçiler gettolaştırıyormuş Lefkoşa merkezini. Bakmakla yükümlü oldukları kişilerle birlikte bölgeye sığınarak hayatta kalabilmek için her gün yaşam mücadelesi veren ve bu yolla eski kentin dayanmasına da katkı yapan insanlar gettolaştırıyormuş.
Vassos Vasiliu dünkü "Filelefteros"ta «Kıbrıs Üniversitesi Mimarlık Fakültesinin Lefkoşa suriçi bölgesindeki tarihi Faneromeni Okulu binasına taşınacağını, milyonlarca avroluk bir ekonomik paket eşliğindeki kararın bölgeyi öğrenci yurtları, üniversite öğrencileri, hizmet daireleriyle tamamıyla değiştireceğine ve aynı zamanda da son yıllarda egemen olan gettolaşmış çehresine de bir ölçüde etki edeceğine dair değerlendirmeler yapıldığını" yazdı.
Bu bir başlangıç tabi. Orada yaşamayı birçok zorluğa, büyük bedel ve fedakârlıklara rağmen seçmiş olan genç çiftlerin yanısıra gençlerin çoğu eğlence amaçlı ziyaretleriyle eski kente zaten geri döndü. Üniversite öğrencilerini ağırlamak kente yardım edecektir. Geçmişte buna benzer bir şey az çok eski Limasol'a da yardım etmişti. Dileyelim ki ilgili planlar yine plan aşamasında kalmasın, fırsat kokusu alan hepimizin bildiği “adı şart değiller” de bölgeye akın etmesin.
Ve diliyoruz ki yetkililer eski kentin ailelere, çok sayıda aileye ihtiyacı olduğunu net olarak anlasın. En başta da şunu anlamaları gerekiyor ki, kentin özellikle bir baştan bir başa ulaşılmaya ve birleşmiş olmaya ihtiyacı var.
Son Güncelleme: 30 Mart 2021 - 14:08
https://tr.news.rik.cy/tr/article/2021/3/30/kibrisli-rum-gazetecilerden-makaleler-300321/