Kıbrıs Rum toplumunda bu günlerde en çok tartışılan konulardan bir tanesi pandemi ve aşılarla ilgili gelişmeler. İnsanlar AstraZeneca’yla ilgili son gelişmelerden sonra endişeli. Gazetelerin köşe yazarları doğal olarak bu konuda gerekse de pandemiye dair başka konularda yazılar kaleme alıyor. Bazı alıntılarla durum hakkında genel bir görüntü:
Neofitos Neofitu, 17.03.21 tarihli Haravgi gazetesi, “Hükümet yine arkadan geliyor” başlıklı makaleden
İtalyan, Fransız, İspanyol ve Alman firmaları Rus Sputnik V aşısının üretimine başlanması için anlaşmalar yaptı. Avrupa iç pazarı, Avrupa İlaç Örgütü tarafından onaylandıktan hemen sonra Rus aşısı Sputnik-V’yi tedarik etmeye başlayacak. Kıbrıs Hükümet Sözcüsü Kyriakos Kousios dün, Kıbrıs’ın da AB üzerinden 50.000 dozluk Sputnik V siparişi verdiğini söyledi. Kıbrıs, yine gelişmelerin peşinden koşuyor. Çünkü diğer Avrupa ülkeleri sadece Sputnik-V aşısını satın almak için doğrudan sipariş vermekle kalmadı; Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve bazı başka ülkeler Sputnik’i temin etti ve kullanıyor bile. Ayrıca aşının kendi ülkelerinde üretilmesi için de anlaşmalar yapıyorlar.
Kıbrıs maalesef ki Avrupa Birliği'nin sorunlu aşılama programının peşinden sürükleniyor; Avrupa Komisyonunun üye ülkeler adına aşı ilaç şirketleri Moderna, Pfizer / Biontech ve AstraZeneca ile yaptığı anlaşmaların yetersiz kaldığı apaçık. Sonuç olarak, üye ülkeler, şu anda Sputnik-V örneğinde olduğu gibi, kendi başlarına ikili anlaşmalar yapmaktalar.
…Öte yandan AstraZeneca ile ilgili yaşanan gelişmeler, Kıbrıs'ın tıbbi hizmetlerini mantıken alarma geçirmeli ve endişelendirmeliydi. AstraZeneca ile aşılanmış bir grup yurttaşımız var. Bir başka grup insanımız da ilk dozu almış ikincisini olmayı bekliyor. Bu insanlara ne olacak? Yaşlılardan ve hassas gruplardan bahsediyoruz. Kıbrıs'tan farklı olarak, diğer ülkelerde AstraZeneca aşısının yaşlılara uygulanmadığını unutmayalım. Bunlar son derece ciddi konulardır, insanlarımızın sağlığını ilgilendiriyor ve Sağlık Bakanlığının sorumlulukları çok büyüktür.
*
Hristalla Hacidimitriu, 17.03.21, Filelefteros, “asma zaten yamuktu, eşek de yiyince tam oldu”… (Battı balık yan gider anlamına gelen Rumca bir deyimdir).
Kıbrıs'ta sipariş edilen en büyük aşı miktarı AstraZeneca'dan. Sipariş verildiğinde, söz konusu şirketin diğerlerinden önde olduğu ve ürünlerinin bizi lockdown’lardan, ekonomik ve psikolojik çöküşten bir an önce kurtaracağı düşünülüyordu. Dolayısıyla ilk seçim konusunda birilerine sorumluluk yüklemek doğru olmaz. Ama sonra, işlerin umduğumuz gibi gitmediğini gördüğümüzde, aynı noktada ısrar etmek, suç değilse eğer, en azından sorumsuzluktur.
İlk şüpheler dalgasının ardından Sağlık Bakanı, bizi AstraZeneca’ya güvenmeye ikna etmek amacıyla, bu aşıyı yaptırması üzere annesine tıp merkezine kadar eşlik etti. Hatta şimdi bile, aşının yapılması geçici olarak askıya alınmasına rağmen, yurttaşları aşının güvenli olduğuna dair bilgilendiren duyurular yapıyor. Meslektaşım Stavros Kyprianou'nun da yazdığı gibi, nüfusun geri kalanının en azından teorik olarak sahip olduğu aşı seçme fırsatı hassas gruplara ait insanlara hiç verilmiyor. AstraZeneca onların tek seçeneği.
Bu aşıdan çok duman çıktı ve ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Artık başka yönlere bakmanın zamanıdır.
*
Konstandinos Zahariu, Haravgi gazetesi
Hükümet ne zaman sallanacak? başlıklı makaleden
Restoranlarda müşterilerin masanın etrafında sallanmasını (dans etmek) yasaklayan önlem kendiliğinden o kadar komik ki daha da bir şey söylemeye gerek yok. Sonuçta toplum, hükümetin tutarsız ve orantısız kararlarından bıktı. En çok da hükümetin ne zaman “sallanacağını” ve vatandaşların yaşadığı sorunlarla ilgileneceğini görmek için beklemekten yoruldu.
Beyler, 240'tan fazla insanımızın ölümüne yol açan salgının ikinci yılındayız. Devlet hastanelerinin personel açığını kapatmak için ne bekliyorsunuz? Sağlık alanı ihtiyaçları ne zaman karşılanacak? Düzeltici önlemleri almaya karar verene kadar hastane servisleri kaç ay daha kapalı kalacak, kaç ameliyat daha iptal edilecek? O çok sözü edilen aşılar ne zaman gelecek? Küçük ve orta ölçekli işletmelerin kira sorunları, ciro ve likidite artışı, cari taksitleri, zorunlu satışları, aylardır evine para götüremeyen çalışanların sorunları ne zaman çözülecek? Aylardır altyapısız bir sistemde öğretmenleriyle birlikte yılı kaybetmeme savaşı veren binlerce öğrenci ne zaman okuluna dönecek?
Mart 2020'de, salgın Kıbrıs’ı vurduğunda ve yurttaşların dolaşımı ve ekonominin işleyişi konusunda ilk kısıtlayıcı önlemler alındığında, toplumun büyük çoğunluğu sorumlulukla hareket etti. Son yıllarda sağlık alanına yapılan kesintiler sonucunda salgına tamamen hazırlıksız yakalanmamıza rağmen yurttaşlar kısıtlayıcı tedbirleri anlayışla karşıladı. Birçoğu, hükümetin bir noktada “sallanıp” devlet hastanelerine personel yerleştirme, sağlık açıklarını kapatma, küçük ve orta ölçekli işletmelerin ve çalışanların karşılaştığı işkenceli sorunları çözme gibi iyileştirici önlemler alacağı beklentisiyle evlerine kilitlendi. Aradan 12 ay geçti ama hemen hemen hiçbir şey yapılmadı…
…Beyler, Sayın yönetenler, toplum şakalarınızdan bıktı. En nihayet ofislerinizden çıkın ve vatandaşların sorunlarını anlamaya çalışın. Geç de olsa kendinize gelin ve sorumluluklarınızı üstlenin. Aksi takdirde istifa edin, bu işi sorunları çözebilecek olanlara bırakın.
Son Güncelleme: 18 Mart 2021 - 13:50
https://tr.news.rik.cy/tr/article/2021/3/18/kibrisli-rum-gazetecilerden-makaleler-9827227/