Filelefteros gazetesi “Doğal gaz ekonomik şok – Hidrokarbon kullanımındaki gecikme mazot gibi elektrik üretimine mali yük bindiriyor” başlıklarıyla verdiği ana haberinde şöyle yazıyor:
Pahalı enerji üretiminden ve elektrik faturalarına binen yüksek zamlardan doğal gaz kullanımına geçmekle de kurtulamayacağız. Elektrik üretiminde doğal gaz kullanımıyla diğer fosil yakıtlara kıyasla sera gazları salımı yüzde 25 ila 30 civarında daha düşük olacak. Bununla birlikte öngörülere göre salım hakkı fiyatı bugün geçerli olan fiyatlardan daha yüksek olacak, dolayısıyla doğal gaz kullanımında dahi elektrik üretimi yüksek maliyetli olmaya devam edecek.
Sonuç olarak doğal gazın gelişinde görülen gecikmeden dolayı ailelerin bunun daha önce yapıldığı takdirde elde edecekleri kazanç, mazotun kullanımına son verildiği takdirde dahi önümüzdeki yıllar için geçerli olmayacak. Bunun sadece yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanan elektrik üretim birimlerinin kullanılmasıyla başarılabileceği belirtiliyor.
Karbon dioksit salım hakkı fiyatı nedeniyle Elektrik Kurumu AİK’in sırtına 200 milyon avroya varan bir yük biniyor. Sonuç olarak hanelerin ödediği elektrik faturaları çok daha yüksek. Somut olarak hak başına 60 avroluk bir fiyat biniyor. Elektrik üretimi maliyetinin yüzde 35’i sera gazı salımı hakkı satın almadan kaynaklanıyor.
Yapılan değerlendirmelere göre salım hakkı alımının 100 avroya yaklaşması bekleniyor. AİK mazot ya da doğal gaz olsun bu hakkı çok pahalıya ödeyeceğinden elde edilecek fayda tüketiciye yansımayacak.
2030 yılına kadar sera gazı salımının yüzde 55 oranında düşmesi hedefi ile Kıbrıs’ın uyum sağlaması gerekiyor. Bunun yanısıra bu günlerde Glaskov’da gerçekleştirilmekte olan dünya ısısının artmasının 1,5 dereceye çekilmesi için doğal gazın içerdiği metan gazının da azaltılmasının gerekeceği belirtildi.
*
Haravgi gazetesinin ana haberi asgari ücretin belirlenmesi konusuyla ilgili. “Asgari ücretin belirlenmesi diyaloğunda dikenler ve tuzaklar – Tartışmalar Uluslararası İş Bürosu temsilcisinin huzurunda devam ediyor” başlıkları altında veriliyor:
Şöyle yazıyor:
Uluslararası iş Bürosu temsilcisinin de yer aldığı ve Bürosunun hazırladığı bu konudaki çalışmasının ana boyutlarını ve parametrelerini açıkladığı dünkü İş Danışma Kurulu toplantısında dikenler ve tuzaklar olduğu görüldü. Haravgi gazetesinin ulaştığı bilgilere göre işveren örgütleri temsilcileri asgari ücretin belirlenmesi konusunda çekinceler ortaya koydu ve işletmelerin rekabet gücüyle yaşayabilirliğini etkileyebileceğini iddia etti.
Ayrıca asgari ücretin belirlenmesi konusunun toplu sözleşmelerin altını oyan bir şekilde değil destekler bir şekilde çalışma ilişkileri sistemine dâhil edilmesi gerektiği görüldü. Yani asgari ücretin belirlenmesiyle birlikte toplu sözleşmelerin temel koşullarının işletmeler için yasalarca zorunlu olması gerekiyor. Aksi takdirde çalışan haklarına baskı unsuru olarak etki edecek çarpıtmalar ortaya çıkacak.
AB’nin ilgili talimatına göre asgari ücretin belirlenmesi toplu sözleşmelerle uyum içinde yapılmalı ve her ülkenin kendine has özellikleri dikkate alınmalıdır.
Ekonomi Bakanı Konstandinos Petridis toplantıdan sonra yaptığı açıklamada asgari ücretin doğru bir şekilde saptanmasının çok sayıda yarar sağlayacağını belirtti. Bununla birlikte yanlış yapıldığı takdirde işsizliğin artması ve yasa dışı çalışma gibi çarpıklıklara yol açabileceğini ekledi.
Çalışma Bakanı Zeta Emilianidu ise yılsonuna kadar karar alınması gerektiğini kaydetti.
*
Diğer gazetelerin ana haberlerine geçmeden önce Haravgi gazetesinin ilgili bir diğer haberini aktaralım.
“Ekim ayının ikinci yarısında 1.200 işsiz genç – Destek planlarının sona ermesiyle birlikte baskıların artacağına yönelik korkular”
Çalışma piyasasında, çalışanlara destek planlarının sona ermesiyle birlikte baskıların artmasına yönelik korkular hüküm sürüyor.
İstatistik Dairesinin dün açıkladığı verilere göre işsizlerin sayısı Ekim ayında bir önceki aya kıyasla düşüş kaydederek 10.974’e düştü. Eylül ayında bu sayı 11.324’tü.
Buna rağmen istatistik verilerin analizinin çalışma piyasasında hâkim olan baskıların arttığını ortaya koyduğu kaydedildi. Son üç ayda işsiz listesine 4.863 yeni işsiz eklendi. Bunlardan 1199’u Ekim ayının ikinci yarısında oldu. Yapılan açıklamada ayrıca Ekonomi Bakanlığının Ekim ayının çalışanlara destek özel programlarının uygulandığı son ay olduğunu açıkladığına da ayrıca vurgu yapıldı.
İstatistik Dairesinin veri analizine göre iş bulma kurumunda kayıtlı olan 10.974 işsizin 2.787’si listede 12 aydan fazladır bulunuyor. 10 işsizden 4’ü yüksek eğitim almış kişilerden oluşuyor. Orta ve lise mezunu işsizlerin oranı da oldukça yüksek.
520 işsiz 24 yaş altında, 1.321 işsiz 25-29 yaşları, 3201 işsiz 30 ile 39, 2.316’sı 40 ile 49, 2.310’u 50 ile 59, 1.250’si 60 ile 64 yaşları arasında, 56 kişi ise 65 yaş üstü.
*
Alithia gazetesinin ana haberi “Polis ve İtfaiye Kurumu altüst – Ve ansızın… Baş ağrısı – İdari Mahkeme 2020 yılında işe alınan 75 polis ile 25 itfaiyeci atama kararını iptal etti” başlıklarıyla veriyor.
Şöyle yazıyor:
İdari Mahkemenin 2020 yılında 75 polis memuru ile 25 itfaiye memurunun işe alınması kararını iptal etmesi Polise ve İtfaiyeye büyük sorunlar açtı. Söz konusu kişilerin işini kaybetmesi riski son derece büyük zira mahkeme kararı terfilerle değil işe alımlarla ilgili. Zaten personel eksikliği sorunu olan her iki makamın da çalışanlarını kaybetmesi çalışma ihtiyaçlarının karşılanması bakımından sorunlar yaratacak. Emniyet Müdürlüğü ortaya çıkan sorunun ele alınması konusunda Başsavcılık Bürosu ile sürekli telefon teması içinde.
*
Politis gazetesinin ana haberi de aynı konuya ayrılmış.
“100 polis memuru üniforma çıkarıyor – 2020 atamaları beceriksizlikler yüzünden iptal edildi” başlıkları altında verilen haberde şöyle yazıyor:
Ağustos 2020’de işe alınan 75 polis memuruyla 25 itfaiye memuru dünden itibaren yeniden sıradan sivil oldu. İşe alım sınavlarında delikler olduğu ortaya çıktı. İş gücü yetersizliği ve izlenecek süreçte boşluklar.
İşe alımlarda izlenen süreçte yasalara aykırılık tespit edildi. Önce polis olmak için sınava giren kişiler psikometrik muayeneye tabi tutulmadı. İdari Mahkeme avukat Yorgos Karapatakis’in görüşlerini benimseyerek iki farklı prosedürün söz konusu olduğuna karar verdi.
Arabayı atın önüne koydular. Sınava çağrılan adayların sınavlarının sırasını değiştirdiler. Yasaya aykırı bir biçimde adayların psikometrik muayenesini bir Yunan şirketine verdiler. Kararları alan İşe Alım Komisyonunun sentezinde de yasaya aykırılık vardı.
*
Gazetelerin diğer haberlerinden bazı seçmeler
Alithia gazetesi:
Makron’dan Erdoğan’a hayır Anastasiadis ile Mitsotakis’e evet başlığı altındaki haberde şöyle yazıyor:
Fransız Cumhurbaşkanının Libya konferansına Cumhurbaşkanı Anastasiadis ile Yunan Başbakanı Mitsotakis’i davet etme kararı büyük öneme sahip. Türk Cumhurbaşkanı böyle bir girişim durumunda konferansa katılmayacağı konusunda Makron’u uyarmıştı. Kıbrıs ilk kez Libya’yla ilgili bir konferansta yer alacak, ülkeye asker dahi göndererek bu konuda başrol üstlenmiş olan Türkiye ise katılmayacak.
*
Yine Alithia’dan bir haber:
“Yılsonundan önce Kıbrıs’ın Münhasır Ekonomik Bölgesinde yeni araştırmalar – Nemesis 2021’de 8 ülke” başlıklı haberin içeriğine bir göz atalım.
Savunma Bakanı Haralambos Petridis “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Münhasır Ekonomik Bölgesinden faydalanması hakkından doğan tüm yükümlülüklerini üstlendiğini” ifade etti. Enerji Bakanı Natasa Pilidu Kıbrıs’ın enerji programından çıkarı olan ve Nemesis 2021’e katılan tüm komşu ve dost ülkelerin barışçıl ve verimli bölgesel işbirliğinin önemini pratikte ortaya koyduğunu” belirtti.
Çok uluslu Nemesis 2021 tatbikatı Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Münhasır Ekonomik Bölgesinin 1, 2, 8 ve 9 nolu parsellerinde gerçekleşti ve bunda Kıbrıs, İsrail, Mısır, Yunanistan, Fransa, İtalya, Birleşik Krallık ve ABD yer aldı.
*
Haravgi gazetesinden bir haber
“Her gün yaklaşık olarak altı aile içi şiddet vakası yaşanıyor – Kadın cinayeti olayının cezai suç oluşturmasına yönelik yasa tasarısı”
2020 yılı içinde 2.147 aile için şiddet vakası kaydedildi. Bunlardan 129’u boğmaya teşebbüstü. Ortalama olarak gün başına altı vaka düşüyor. 2010 ile 2016 dönemindeki altı yıl içinde işlenen kadın cinayetlerinin failleri eşleri ya da hayat arkadaşları idi.
Dün Temsilciler Meclisinin Hukuk Komisyonuna sunulan ilgili veriler Kıbrıs toplumunda bu sorunun boyutlarının büyüklüğünü ortaya koyuyor. Aile İçi Şiddete Karşı Önlem ve Mücadele Kurulu SPAVO’nun Bilimsel Müdürü Andri Androniku’nun Komisyona sunduğu verilere göre 2020 yılında toplam 2.147 aile içi şiddet vakasının 880’inin son üç ayda aşırı şiddete maruz kalan kadınlardan oluştuğunu olduğunu ortaya koydu. Verilere göre 407 kadın öldürülmekle tehdit edildi, 322 kadın bir nesne ya da silah kullanılarak saldırıya uğradı, 129 kadın ise boğmaya çalışıldı.
Akdeniz Sosyal Cinsiyet Çalışmaları Enstitüsü Müdürü Suzana Pavlu ise 2010 ile 2016 yılları arasında 28 kadın cinayeti işlendiğini, bunlardan yüzde yetmiş beşinin aile içi şiddet olayları dâhilinde meydana geldiğini belirtti. 2019 ile 2020 yılları arasındaki dönemde 13 kadın cinayeti işlendi. Bunlardan iki tanesinde kurbanlar kız çocuklarıydı. Faillerin büyük çoğunluğu Kıbrıslılardan oluşuyor.
Dünkü toplantı sırasında Temsilciler Meclisi Başkanı Anita Dimitriu kadın cinayetinin cezai suç teşkil etmesine dair bir yasa tasarısı sundu.
Yasa tasarısının hedefi ömür boyu hapisle cezalandırılacak kadın cinayetinin cezai suç olarak kabul edilmesi amacıyla yasada değişiklik yapılması.
Anita Dimitriu açıklamasında bu yasa tasarısıyla Kıbrıs Cumhuriyeti ve Meclisinin insan haklarının savunulmasında ve stereotiplerin ortadan kaldırılmasında öncü rolü üstlendiğini söyledi. “Bugün kadın haklarında, insan haklarının güçlendirilmesinde ve günümüzde var olduğu kabul edilen hatta özellikle pandemi döneminde artan kadın cinayetleri fenomeniyle mücadelede büyük bir adım atılıyor” dedi.
Son Güncelleme: 04 Kasım 2021 - 13:43
https://tr.news.rik.cy/tr/article/2021/11/4/basin-ozetleri-041121/