basın özetleri, 29.10.28

Politis gazetesi:

“Temsilcinin adında bile anlaşamıyorlar – Guteres-Anastasiadis-Tatar görüşmesinin üzerinden bir ay geçtiği halde hâlâ arayış içindeler”

Kıbrıs Rum tarafı gözünü “temsilci”nin BM GS’nden alacağı talimatlara çevirdi. İsmin bir önem taşımadığı belirtildi.

Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis Apostolos Varnavas katedralinde yapılan OHİ günü şükür ayininden sonra yaptığı ilgili açıklama sırasında Kıbrıs sorununa atanacak temsilcinin titrinin olmamasına dair İngiliz formülüyle ilgili çıkan haberlerin gerçek olup olmadığına yönelik soruya yanıt verirken “Bu işte önemli olan isim değil temsilcinin görev koşullarıdır” dedi ve “en kısa zamanda özel temsilci atanmasıyla ilgili somut sonuçların elde edilmesi” dileğini ifade etti.

Kıbrıs Türk lideri Ersin Tatar’ın yeni açıklamalarını değerlendiren Anastasiadis, Tatar’a veya ona talimat veren Tayip Erdoğan’a en iyi cevabın verilmesi için, iç cephede birlik ve beraberliğin olması ve diplomasi, uluslararası hukuk ve Avrupa Birliği aracılığıyla verilen mücadelenin daha da yoğunlaşması gerektiğini söyledi.

Bu arada Kıbrıs Cumhuriyeti Hükümet Sözcüsü Marios Pelekanos ilgili istişarelerle nabız yoklamaların devam ettiğini, BM GS’nin temsilci olarak seçeceği ismin birkaç hafta içinde açıklanmasının beklenmesi gerektiğini açıkladı. Hükümetin Britanya’nın önerisinden haberdar olup olmadığı sorusuna yanıt veren Pelekanos “istişareler tüm düzeylerde ve BM düzeyinde de devam ediyor” dedi ve önümüzdeki haftalarda Antonio Guterres’in özel temsilci atayacağına yönelik inancını bir kez daha yineledi.

Öte yandan Mevlut Çavuşoğlu Nikos Dendias’a karşı diplomatik geleneğe göre pek alışılmamış bir öfke saldırısında bulundu. Türk Dışişleri Bakanı CNN’e konuşurken Türkiye-Yunanistan ilişkilerini değerlendirmesi istendiğinde Yunanistan Dışişleri Bakanının “her görüşmede sitem ettiğini ve Doğu Akdeniz’deki planlarını bozdukları için günde beş kez çocuk gibi ağladığını” söyledi. “Bu tutum aşağılık kompleksi ve korku kaynaklıdır” dedi.

Çavuşoğlu sondajlar konusuna değinirken ise “Kıbrıs Kasım ayında sondajlara başlayacak. Biz “kktc”nin bize lisans verdiği parsellerde araştırmalarımızı yaptık. Şu an 3 sondaj gemimiz Karadeniz'de odaklandılar. Ama yeni sondajlar için Doğu Akdeniz’e gelecekler. Derdimiz gövde gösterisi yapmak değil. Enerji Bakanlığımız araştırma yapacak ve filomuzu da ihtiyaca göre geliştireceğiz. Laf olsun diye değil, derdimiz gövde gösterisi de değil” dedi.

Haber diğer gazetelerde de şu başlıklarla veriliyor:

Alithia:

“Cumhurbaşkanı: Önemli olan isim değil görev koşullarıdır – Lefkoşa Guteres’in Kıbrıs sorunu temsilcisini atamasına yönelik gelişmeleri bekliyor – BM GS iki taraf arasındaki farklılıkları yönetebilmek amacıyla, en azından başlarken, temsilciyi özel ya da şahsi şeklinde nitelendirmekten kaçınacak”

Haravgi gazetesi:

“Kıbrıs sorunu: Ne özel ne şahsi… Sadece BM GS temsilcisi – Önemli olan temsilcine verilecek isim değil görev koşullarıdır – Lefkoşa BM GS’nin temsilci atamasını sabırsızlıkla bekliyor”

Filelefteros gazetesi:

“Görev koşulları sürecin devamı için anahtar rol oynayacak – Görev koşulları bulmacası – Lefkoşa’nın endişeleri BM GS temsilcisinin atanmasının ötesine uzanıyor”

*

Haravgi gazetesi:

“33 bin çocuk yoksulluk ve izolasyon riski altında – Avrupa istatistik dairesinin Kıbrıs’a dair verileri”

Avrupa İstatistik Dairesinin dün açıkladığı yeni raporuna göre Kıbrıs’ta 33 bin çocuk yoksulluk ve izolasyon riskiyle karşı karşıya bulunuyor.

Raporun 2020 yılına dayandığı ve koronavirüs krizinin dramatik etkilerini içermediği bildirildi. Bununla birlikte Anastasiadis – DİSİ Hükümeti politikaları nedeniyle ülkenin içinde bulunduğu trajik durumu yansıtıyor.

Rapora göre yoksulluk sınırı ve izolasyon riski altında olan 18 yaş altı çocukların oranı yüzde 19’a ulaştı. Buna paralel olarak 18-64 yaş arasındaki nüfusta da bu oran son derece yüksek. Yüzde 16,1’lerde seyrediyor. Emeklilerde ise yüzde 22,5 olduğu görülüyor.

AB genelinde ise bu rakamlar 18 yaş altı çocuklarda yüzde 24,2, 18-64 yaş arasındaki nüfusta 21,7, 65 yaş üstündeki nüfusta ise yüzde 65 olduğu görüldü.

Somut olarak yoksulluk sınırı ve izolasyon riski altında yaşayan çocuklar oranının Romanya’da yüzde 41, Bulgaristan’da yüzde 36,2, İspanya’da yüzde 31,8, Yunanistan’da ise yüzde 31, 5 olduğu bildirildi.

Bu açıdan en iyi durumda olan ülkeler arasında ise Slovenya yüzde 12,1 ile ilk sırada yer alırken onu yüzde 12,9’la Çekya, %13,5’le Danimarka, ve 14,5’le Finlandiya izliyor.

*

Filelefteros gazetesi:

“Hastanede tehlike alarmı – Lefkoşa’da 100 yatak inaktif durumda – ‘Sağlık Sisteminin olağan işleyişi risk altında’” başlıklarıyla verilen haberde şöyle yazıyor:

Pandeminin yarattığı ihtiyaçlarla başa çıkabilmek için yataklar inaktif hale getirildi, bölümler kapatıldı, hemşireler başka bölümlere verildi. Devlet hastaneleri gün be gün gelir kaybı yaşıyor, tehlike alarmı çalıyor. Devlet Sağlık Hizmetleri Kurumu OKİPİ durumu gerek şu anda tartışılmakta olan 2022 bütçesi çerçevesinde gerekse de uygulamaya konması beklenen stratejik planlama çerçevesinde yeniden gözden geçiriyor.

Lefkoşa Hastanesinin durumu geneli özetler nitelikte. Aylardır 100 yatak inaktif durumda olan hastanede sağlık personeli koronavirüs kısa süreli tedavi bölümünde ve yoğun bakım birimlerinde çalıştırılıyor. Lefkoşa İdaresi uzun bir süredir inaktif durumda olan yatakların aktive edilmesi ve yaklaşık 15 milyonu aşacağı tahmin edilen bir gelir elde etmesi amacıyla 100 yeni sağlık personelinin istihdam edilmesini istedi.

Kritik olarak değerlendirilen Lefkoşa Genel Hastanesinin durumu Ekim ayında Lefkoşa İdaresi ve OKİPİ arasında yapılan iki görüşmede masaya yatırıldı.

Lefkoşa İdaresi Yürütme Müdürü, OKİPİ’ye yazdığı bir mektupta “Ülkenin tam teşekküllü tek hastanesinin böylesi boğucu baskı koşulları altında çalışması ve ülkenin sağlık sisteminin olağan işleyişinin risk altında olmasının kavranılamaması, acil ve zor vakalara hizmet verilmesinde zorlanılması kabul edilemezdir” şeklinde vurguluyor.

*

Alithia gazetesi:

“114 bin kurşun nereye gitti? – Kaygılar artıyor – Polisin şu ana kadarki araştırmaları sonuç vermedi”

Polisin 5 ile 19 Ekim tarihleri arasındaki dönemde bir konteyner dolusu askeri mühimmatın çalınması hakkındaki araştırmaları şu ana kadar sonuç vermedi. Mühimmatın suç unsurlarının elinde olabileceğine dair şüpheler endişe yaratıyor. Lisanslı silah ve mühimmat tüccarı 64 yaşındaki kişinin polise yaptığı şikâyete göre mühimmatın bulunduğu konteyner Limasol’un doğu bölgesindeki dükkanının önündeyken soyuldu. Toplamda 11 bin avro değerinde 50 bin av kurşunu içeren 200 fişek kasası ve 17 bin avro değerinde 9 mm’lik 114 bin kurşun içeren 114 kasa çalındı. Mühimmat üçüncü bir ülkeye nakledilmesi amacıyla ülkede bulunuyordu.

*

Alithia gazetesinden ana haberin hemen altında yer alan bir diğer haber:

“Avrupa komisyonu verilerine göre Kıbrıs’ta yakıt fiyatları AB fiyatları ortalamasının altında – Hükümet vurgun vakalarının yaşanmaması için gerekli tüm önlemleri aldı”

Avrupa Birliği Enerji Bakanlarının önceki gün Lüksemburg’da yaptıkları olağanüstü toplantıda, önümüzdeki Aralık ayında toplanacak olan Avrupa Konseyinde yakıt fiyatları konusunun tartışılacağı ve konu hakkında muhtemelen önlemlerin alınacağı ortaya kondu. Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki yakıt fiyatları AB fiyat ortalamasının altında seyrediyor. Örneğin 95 oktanlık kurşunsuz benzinin litre fiyatı Kıbrıs’ta 1,33 avro iken Avrupa Birliği’nde ortalama fiyat 1 avro 632 sent, Avro bölgesinde ise 1 avro 689 sent.

*

Politis gazetesinden bir haber:

“Roma’daki görüşme iptal – Biden Erdoğan’ı bir kez daha iptal etti”

Bu hafta sonu Roma’da yapılacak olan G20 toplantısında da Biden ile Erdoğan görüşmesi olmayacak. Türk Cumhurbaşkanı şimdi ABD Başkanıyla bir sonraki hafta Gloskov’da görüşebilmeyi umuyor. Recep Tayyip Erdoğan iki hafta sonu Roma ve Glaskov’da yapılacak önemli iki uluslararası toplantıya katılmaya hazırlanırken ABD-Türkiye ilişkileri gerginliğini koruyor. G20 çerçevesinde ABD Başkanıyla iki taraflı bir görüşme yapmayı programlayan Türk Cumhurbaşkanı “Öyle görünüyor ki Roma ve Glaskov programları değişti. Görüşme muhtemelen Roma’da değil Glaskov’da olacak” dedi. Görüşmenin konusunun F-35’ler için Türkiye’nin ödediği 1,4 milyar avro meselesi olduğunu söyleyen Erdoğan “Bu paranın bize iadesi konusunu tartışmamız gerekiyor elbette” dedi.

*

Filelefteros gazetesinden bir haber:

“Rızkının peşinde koşanlarla işsizler 200 avro için hapse atılıyor – binlerce avroluk cezalarını ödemeyenler dışarıda”

Sayıştay’ın geçen yılki para cezaları raporunda 284 milyonluk para cezası borcu olan toplam 90 küsurat bin borçludan sadece çok küçük bir kısmı hapse girdi. Konuyu araştıran Filelefteros gazetesinin elde ettiği bilgiler hapse girenlerin büyük çoğunluğunun işsiz, kamu yardımı alan, boyacı, besici, marangoz, taksi şoförü ve inşaat çalışanlarından oluştuğunu ortaya koydu. Ceza borcu olan, kredisini ödemeyen ya da para cezası 100 bini aşan ve ödemeyen toplumun seçkin kişilerinden bir teki dahi hapse atılmadı.

2020 yılı verilerine göre bu nedenle hapse giren 110 kişinin hiçbirinin borcu 5 bin avroyu aşmıyordu. Somut olarak 26 insanın 200 ile bin avroluk, 38 insanın 2 bin avroluk, 65 insanın en fazla ise borcu beş bindi avroydu. En karakteristik örneği ise binlerce hatta milyonlarca avro borcu olan binlerce insanın bulunduğu koşullarda kamu yardımıyla geçinen bir kişinin 214 avroluk borç nedeniyle hapse atılmasıydı.

*

Haravgi gazetesinden iki kısa haberle basın özetlerimizi noktalayalım SD.

“‘The Offshore President’ skandalının üstünün örtülmesine yönelik korkular”

“Can dostu Lebedev’e yönelik mevcut çok sayıda ve makul şüpheler nedeniyle ülkenin dünyaya rezil edilmesinin kökü Nikos Anastasiadis’in kendisinde bulunuyor. Bu utanç verici durumu savunan Averof ile DİSİ’nin tutumu içler acısı olmanın yanısıra takındıkları tavrı da ortaya koyuyor. Yeter artık! Yarın Cumartesi günü sabah 10.30’da yolsuzluklara ve çürümüşlüğe hayır demek için herkes Cumhurbaşkanlığı Sarayına…

*

“POGO’dan Ekolojik krizin önlenmesine yönelik eylem inisiyatifi”

Dün Odu – Melini yollarının kesiştiği noktada toplanan binlerce Kıbrıs kadını ekolojik krizle mücadelede harekete geçilmesi ve çevre politikalarına cinsiyet eşitliği boyutunun da dahil edilmesi mesajı verdi.

Dramatik iklim değişikliği ve aşırı iklim fenomenlerinin sıklığı ve şiddetinin artması, dünyanın ısı ortalamasının yükselmesi, deniz seviyesinin yükselmesi ve kuraklık fenomenlerinin dünyadaki yoksul nüfusun artması yönünde olumsuz etki yaptığı belirtildi.