basın özetleri 11.10.21

Filelefteros gazetesinin ana haber başlıkları “Dengesizlik ve şüphe – Savaş gemilerinin gücüne dayanan Türkiye tek taraflı MEB sınırlarını açıklamayı tasarlıyor – Menendez ABD’den Kıbrıs Cumhuriyetini desteklemesini istedi” şeklinde.

Haberde şöyle yazıyor:

Türkiye Doğu Akdeniz’deki taleplerini ileriye götürmek ve yeni oldu bittiler yaratmak için Kıbrıs Cumhuriyeti’yle arasındaki güç dengesizliğinden yararlanmak istiyor. Türk Dışişleri Bakanı Türk savaş filosunun gücüne dayanarak ülkenin Münhasır Ekonomik Bölgesi sınırlarını tek taraflı ilan edebileceğini bildirdi.

Türk tarafı, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bir açık deniz devriyesi, üç sahil devriyesi ve bir genel destek gemisiyle egemenlik haklarını tam anlamıyla koruyamayacağını çok iyi biliyor. Bu nedenle Türk savaş filosunun sadece bir bölümünü kullanarak Doğu Akdeniz’deki faaliyet ve girişimleri kontrol etmeye çalışıyor. Malta bandıralı İtalyan araştırma gemisi Nautical Geo’ya karşı saldırgan tavrı Ankara’nın gerçek niyetlerinin bir göstergesi oldu. Silah gücüyle Türk koşul ve taleplerini dayatmak. Yani KC ve komşu ülkelere Türk şartlarının kabul edilmesi gerektiği, aksi takdirde bunun olumsuz sonuçlar doğuracağı şeklinde şantaj yapıyor. Kısa bir süre önce Yunanistan ile Fransa arasında imzalanan savunma anlaşmasının iki ülke tarafından Kıbrıs Cumhuriyeti’ni de kapsamına alması amacıyla genişletilmesi Kıbrıs’ın konumunu güçlendirebilir. Ancak şu ana kadar bu konuda yapılmış olan bazı sözel açıklamaların dışında herhangi bir gelişme kaydedilmedi.

Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis dün Omorfoluların mitinginde konuşurken “Ne yazık ki uluslararası topluluk ve ülkelerin kararları her zaman öngörüldüğü gibi uluslararası hukuka göre değil ülke çıkarları temelinde belirlendiğinden kimsenin kuşkusu yoktur. Ve bizim her yolla aşmaya çalıştığımız şey budur” dedi.

Türk Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu kıta sahanlığında olduğu gibi MEB ilanının da yapılmasını olanak dışı görmediğini belirtti ancak doğal gaz araştırmaları için böyle bir şeyin gerekli olmadığını söyledi. Çavuşoğlu “Biz kıta sahanlığımızı belirledik, BM’ye bildirdik, çok iyi bir şekilde de koruyoruz” dedi.

Atina’da ise Yunan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias “Türkiye ülkemizi savaşla, bilinen casus belli ile tehdit ettikçe yapıcı bir diyaloğun başlaması olasılığı sıfır ve sıfırın altındadır” açıklaması yaptı.

*

Haravgi gazetesinin ana haber başlıkları şöyle:

“Cumhurbaşkanı kendi anlatısının arkasına sığınarak sorumluluklarından feragat ediyor – Kıbrıs sorununun çözüm perspektifinin yokluğu Omorfoluları yaraladı – Cumhurbaşkanı: “Her şeyin sorumlusu Türkiye’dir. Kran Montana görüşmelerinin çökmesi ve uzayan çıkmazın sorumlusu. Üzerinde yakınlaşma sağlanan konuların yeniden açılması konusunda sorumluluk üstlenmedi.”

Omorfo Belediye Başkanı: “Bizi yaralayan şey Kıbrıs sorununun çözümüdür, bu konuda hiçbir şey olmamasıdır”

AKEL Genel Sekreteri Cumhurbaşkanından Türkiye uluslararası alanda bu kadar tahrikkar bir tavır sergilerken bizim argümanlarımızın neden ikna edici olamadığı konusunda düşünmesini talep etti.

Haberde şöyle yazıyor:

“Cumhurbaşkanı ikna etmediği halde kendi anlatımına sadık”

Omorfo Belediye Başkanının konuşmasından rahatsız olan Cumhurbaşkanı her zaman yaptığı gibi bu kez de işgal karşıtı etkinlikte ses tonunu yükselterek, Türk uzlaşmazlığını destekleyen uzun süredir var olan çıkmazdaki kendi sorumlulukları konusunda karşıt görüşü reddetmeye çalıştı.

Cumhurbaşkanının konuşmasından bazı alıntılar: “Kran Montana görüşmelerinin başarısız olmasının nedeni Sayın Çavuşoğlu’nun garantörlüklerin 15 yıl sürmesi ve bizim iyi çocuklar olduğumuz takdirde 10 yıl sürmesi konusunda ısrar etmesiydi. Bu süreçte sonlandırma tarihi değil, yeniden değerlendirme tarihinin verilmesiydi…

…Müzakerelerin yapılmamasının nedeni Kıbrıs Rum tarafının reddetmesi ya da müzakereye oturmaktan kaçınması değil Türkiye’nin 2017’den sonra ve Kıbrıs Türk Lideri Mustafa Akıncı uzaklaştırılıncaya kadar olan dönemde her türlü diyaloğa oturması reddetmesiydi…

… Kıbrıslı Türklerin kaygılarına cevap vermemize, görebilmemize katkı yapabilecek hiçbir şey yapılmadı. Fikirler ortaya koyduk, cesur fikirler. Bundan dolayı suçlandık. Erk desentralizasyonu, Parlamenter sistem, hatta belli önkoşullar altında 60 Anayası statüsüne dönüş… Üniter devlete dönüş için değil. Pek çok kez söyledim, söylediklerim ve gerçekler çarpıtılmasın, önerdiğim her şey yazılı belgelerde mevcuttur. Bağımsız devlet talebine karşı devamlılık ve dönüşüm amacıyla 60 Anayasasını önerdim…

…Siyasi eşitlik siyasi eşitsizliğe dönüştürülemez. Öne sürdükleri bazı talepler vasıtasıyla devletin tümünün kaderini belirlemek istemek olmaz. Her vatanseverin şunun bilincine varması gerekir ki, Türk tarafının taleplerini kabul ettiğimiz takdirde işgal altındaki bölge gibi Türkiye’nin idaresi altına gireceğiz. Ve ben görevim sona erdiğinde geride böyle bir devlet bırakmaya niyetli değilim.

“Cumhurbaşkanı müzakerelerin yeniden başlamasına odaklansın”

Bu arada AKEL GS dün bir kez daha Cumhurbaşkanını BM GS’nin taleplerine cevap veren insiyatifler üstlenmeye çağırdı. “GS 4 yıldır bunları talep ediyor” diyen Stefanos Stefanu “Cumhurbaşkanı bu işe güven telkin eden ve ikna edici bir şekilde kendini adamalıdır” şeklinde vurgulayarak Cumhurbaşkanını bu konuda düşünmeye davet etti. “Neden Türkiye bu kadar tahrikkar bir tavır sergilerken, BM kararlarını çiğnerken, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarını ihlal ederken tarafımızın ortaya koyduğu argümanlar ikna edici olamıyor?” şeklinde sordu.

Geçen Aralık ayında AKEL’in bu konuda Cumhurbaşkanına sunmuş olduğu öneriyi de hatırlatan Stefanu “Önerimiz gücünü BM GS’nin açıklamalarına dayanıyor olmaktan alıyor. Kırmızıçizgilerimizi çiğnemiyor. Müzakerelerin yeniden başlaması yolunda dinamizm ve hareketlilik yaratıyor. Türkiye bizim inisiyatiflerimize cevap verdiği takdirde müzakereler yeniden başlar. Bizim yapmamız gereken budur. Bu yapılmazsa da en azından çıkmazdan Türk tarafının sorumlu olduğu netleştirilsin. Çünkü şu ana kadar sorumluluklarda ortağız” dedi.

Zamanın verimsiz geçmesinin Türkiye’nin “işine geldiğini söyleyen Stefanu “Ancak bu bizim işimize gelmiyor. Statüko her gün biraz daha fazla nihai taksime doğru kayıyor” mesajını verdi.

Omorfoluların dün yapılan etkinliğinde yer alan AKEL GS “Yeni ciddi oldubittiler Kıbrıs sorununun çözümünü daha da fazla zorlaştırıyor ve Kıbrıs’ın nihai taksimi tehlikesini daha da görülebilir kılıyor. Türkiye’nin bu tahrikkar ve yasadışı tutumu karşısında Kıbrıs Rum müzakerecisinin vurguladığı bir şeyin altını çizmek istiyoruz. Cumhurbaşkanının anlatımları ne güvenilirdir ne de yurtdışında ikna edicidir” diye konuştu.

Bu arda Omorfoluların dün yaptığı 41. işgal karşıtı etkinliğinde Antonio Guteres’e yönelik bir bildiri yayınlandı. Omorfolular uluslararası toplumdan Türkiye’yi uluslararası hukuka ve Kıbrıs’ın egemenlik haklarına saygı göstermek zorunda bırakacak ve aynı zamanda da yaşayabilir ve işlevsel bir çözüme ulaştıracak müzakerelerin yeniden başlaması için gerekli koşulları sağlayacak önlemler alınmasını istedi.

*

Politis gazetesi ana haberini yerel yönetimle ilgili gelişmelere ayırıyor. “Bazı belediyelerin iflasının engellenmesi amacıyla 81,7 milyon avroluk mali enjeksiyon” başlığı ve “Yerel reform beklenirken vergi ödeyen yurttaş 30 belediyeye destek veriyor” üst başlığı altında verilen haberde ön sayfada şöyle yazıyor:

Belediye Başkanları ve yurttaşların aleyhine mücadele verdiği yerel yönetim reformunun beklendiği bir süreçte Devlet belediyelere yardım amacıyla eli cebe atıyor. Özgür bölgelerdeki 30 belediye 2022 yılında 54 milyon avroluk yardımı paylaşacak. Eski ve görev başındaki muhtarların maaş ve emeklilik maaşları 6,1 milyon avro.

Yerel yönetim reformu rakamı 14 olarak öngörüyordu, sonra 17’ye yükseltildi, şimdiyse 21’e çıkarılması için savaş veriyorlar. Ve bütün bunlar… Partilerin kendi küçük krallıklarını koruyabilmesi uğruna.

*

Ve Alithia gazetesinin ana haberi:

“Ekonomi yükseliyor, taşınmaz mülk piyasası da yükseliyor – Hükümetin faiz sübvansiyonu programları işe yaradı”

Taşınmaz mülk satış piyasasında ciddi bir hareketlilik sağlandı. Bu olay alanın profesyonellerini memnun ederken aynı zamanda ülke ekonomisinin en önemli alanlarından birini teşkil eden inşaat alanının geleceğine dair teşvik edici mesajlar verdi. İstatistik Dairesinin açıkladığı bilgilere göre “2021’in Ocak Temmuz ayları arasındaki dönemde 4.717 inşaat ruhsatı verildi. 3.893 inşaat ruhsatının verildiği 2020’nin aynı dönemine kıyasla yüzde 21’lik artış kaydedildi. Taşınmaz mülk alımı faaliyetlerinde 2021’in ilk dokuz ayında 2020’nin aynı dönemine kıyasla yüzde 29 oranında yükseliş olduğu görüldü. Satış belgelerinin sayısı ise Ocak – Eylül arasındaki dönemde 7003’e ulaştı. 2020’nin aynı döneminde bu rakam 5444, 2019’un aynı döneminde ise 7736’ydı.

*

Gazetelerin diğer haberlerinden bazı başlıklar:

Alithia gazetesi:

Anastasiadis: Siyasi eşitlik siyasi eşitsizliğe dönüştürülemez – Özel temsilci atamasının perde gerisine dair yeni ifşaatlar – 2012 – 2017 arası müzakerelerde Kıbrıslı Türkler asla doğal gaz konusunu ortaya koymadılar çünkü bu konu üzerinde anlaşmaya varılmış olduğu kabul ediliyordu

*

Korona virüs: Aşılamanın nüfusun yüzde seksenini kapsamasına ramak kaldı – İki doz aşılı reşit olan nüfus oranı yüzde 80’e değmek üzereyken 20.892 kişi aşının üçüncü dozunu da oldu

*

Menedez müdahalesi: Türk tahrikkârlığı karşısında ABD Kıbrıs’ın yanında olmalıdır”

Omorfoluların 41. Mitingi – Omorfolular “Dönelim, ondan sonra ölebiliriz”

Politis gazetesi:

Öğrencilere ücretsiz kahvaltı talepleri arttı – Geçen okul yılında Baflı ilkokul öğrencilerinin yedisinden biri ücretsiz kahvaltı alıyordu. 2012 yılında 8.278 öğrenciyle başlayan bu uygulama dâhilindeki öğrencilerin sayısı 2017’de 13 ile 14 bin arasına yükseldi.

*

Kıbrıs İlaç Şirketleri Birliği KEFEA Başkanı Politis’e açıkladı: 2,5 yıldır YESİ’ye yeni ilaç girmedi – KEFEA Başkanı Kiryakos Mikelis Politis’e YESİ’de yenilikçi ilaç yokluğundan ve devlet hastanelerinde uygulanan ilaç reçetelerinin Sağlık Sistemine miras kaldığından yakındı

*

Haravgi gazetesi

Türkiye sendikacı Ali Kişmir’i ülkeden kovdu

*

Eğitim Bakanı okullara klima sistemi konacağı hakkında üst üste açıklamalar yapmakla yetiniyor

*

Devlet Sağlık Hizmetleri Kurumu OKİPİ yöneticileri ve Sağlık Bakanı, sağlık çalışanları sendikalarının hatta müdürlerin de şikâyetlerinin gölgesinde bugün Cumhurbaşkanıyla görüşecek – Şikâyetler OKİPİ’nin idare biçimine yönelik